Aybüke'den
Başım Tolga'nın göğsünde, bir elimle beline sarılmış, bir elimle göğsünü severek yatıyordum hala. Az önce uyanmıştım ama kalkamıyordum sevgilimin sıcacık göğsünden. Huzurla gülümseyerek yatıyordum sadece. Tekrar kavuşmuştum sevgilime. Bitmişti kabus. Yine yan yana, yine başbaşaydık. Çok teşekkür ederim Allah'ım. Bana sevgilimi geri verdiğin için çok teşekkür ederim. Kıpırdanıp başımı iyicen yerleştirdim göğsüne. Tolga derin bir nefes alınca başımı çevirip yüzüne baktım. Hala uyuyordu. Onu uyurken izlemek öyle güzel ki. Gülümseyip kendimi yatakta yukarı ittirdim. Başımı boyun girintisine sokup koklayarak bir öpücük kondurdum. Oh, ne muhteşem bir koku bu ya. Tolga'yı da fena özlemişim yalnız ben. Kıkırdayıp tekrar öptüm boynunu. Ardından yattım koynuna. Hiç kalkmak istemiyorum. Akşama kadar böyle yatsak ya. Tolga kıpırdanınca gülüp iyice sarıldım beline. Tolga da derin bir nefes alıp kıpırdandı. Ardından başını eğip nefes vererek güldü. Ben de gülünce saçlarımı öpüp sıkıca sarıldı bana.
"Günaydın sevgilim."
"Günaydın sevgilim."
Gözlerimi kapatıp gülümsedim. Şu anın tadını çıkarmak istiyorum sadece. Berbat geçen iki günün acısını çıkarmak istiyorum. Tolga elini omzuma getirip usul usul sevdi.
"Seninle koyun koyuna uyanmak öyle güzel ki. Bir daha yaşayamayacağım sanmıştım bunu."
"Az kalsın yaşayamayacaktık sevgilim. Bu saçma yanlış anlaşılma ortaya hiç çıkmayabilirdi ve ben senden ömür boyu uzak kalabilirdim."
Tolga sıkıca sarılıp saçlarımı öptü.
"Hepsi benim suçum. Gerçekten bu kadar basit bir yanlış anlaşılma yüzünden ömrümüzün sonuna kadar ayrı kalabilirdik. Düşüncesi bile yüreğimi sıkıştırıyor."
Elimi göğsüne getirip sevdim usul usul.
"Suçlama kendini. Ben seni anlıyorum. Sadece bundan sonra böyle bir şey yaşamayalım, olur mu?"
"Yaşamayacağız sevgilim. Söz veriyorum."
Gülümseyip başımı yukarı kaldırdım. Boynuna sokulup bir öpücük kondurdum. Tolga da gülümseyip kapadı gözlerini. Ardından elini yüzüme getirip sevdi usul usul.
"Aybüke."
"Canım."
"Artık anlatmak ister misin şu canını sıkan şeyi?"
Dudaklarımı birbirine bastırıp hafifçe tebessüm ettim. Ardından doğrulup oturdum. Saçlarımı düzeltip kulağımın arkasına sıkıştırdım. Tolga da yattığı yerden doğrulup oturdu.
"Hala mı istemiyorsun anlatmayı?"
Elini tutup başımı iki yana salladım.
"Hayır hayır. Sadece, çok saçma bir şeydi. Zaten geçti gitti. Yoksa anlatmak istemediğimden değil. Zaten anlatmadım diye sen de her şeyi yanlış anladın. Başta kafana takar, üzülürsün diye anlatmadım ama artık ben de takmıyorum kafama zaten."
Tolga gülümseyip yüzümü sevdi.
"Tamam sevgilim, anlat neyse. Senin canını sıkan her şey önemli benim için."
Gülümseyip kafa salladım. Ardından başımı eğip omuz silktim.
"Biliyorsun, ben bu işi de, birlikle çalıştığımız ekibi de çok seviyorum."
"Evet canım."
Başımı kaldırıp devam ettim.
"Sette olmak, işimi en iyi şekilde yapmak için de elimden gelen her şeyi yapıyorum."

YOU ARE READING
Mavi Ay
FanfictionTolga hırkasını giyerken Aybüke gülümseyerek bakıyordu ona. Tolga da gülerek gelip banka, yanına oturdu. "Üşüdüm ben ya. Bu akşam biraz serin mi?" Aybüke gülümseyerek kafa salladı. "Sanırım, biraz." Tolga ellerini birleştirip hafifçe öne doğru eği...