05.07.2019
Aybüke'den
Heyecanla ordan oraya yürüyüp duruyordum evde. Tolga dönüyordu bugün. Sevgilim dönüyordu. Yemin törenine de gidememiştim, onu karşılamaya da. Hem Tolga gelmenize gerek yok demişti hem de çekimleri ayarlayamamıştım. Tolga gelmeyin demese ben ne yapar eder giderdim de, Tolga istememişti. Bu durumun basında çok fazla yer almasını istemiyordu. Şimdi biz gidersek de ekstradan haber olacaktı. Her erkeğin yaptığı bir vatandaşlık görevi bu. Abartmaya, bunun için özel haberler yapmaya gerek yok. Tolga da böyle düşündüğü için istememişti gelmemizi. Zaten yalnız da değildi. Görkem'le Doğukan da vardı yanında. İstanbul'a da beraber döneceklerdi. Taburdan ayrılınca aramıştı geliyorum diye. Ben de sette olduğumu, akşama kadar işimin bitmeyeceğini söylemiştim. Sürpriz yapmak istiyordum ona. Yanına gidemedim, en azından o gelince güzel bir sürpriz olsun istiyorum.
Derin bir nefes alıp saate baktım. Birazdan burda olur Tolga. Hızlıca salona gidip masaya tekrar bir göz attım. Her şey hazırdı. Sevdiği bütün yemekleri yapmıştım sevgilime. Gülümseyip alt dudağımı ısırdım. Ardından tekrar saate baktım. Tolga ben setteyim deyince eve gelmeden Gül anneyi, kardeşlerini görmek için eve gitmişti. Birkaç saattir yanlarında. Az önce Gül anne mesaj attı Tolga çıktı geliyor diye. Ben de o zamandan beri heyecanla bekliyorum. Birden kapıda duyduğum anahtar sesiyle heyecanla gülüp salonun kapısının arkasına saklandım. İyice sindim duvara. Kapı açılınca benim de kalp atışlarım hızlandı. Öyle özledim ki onu ama gidip boynuna sarılmadan önce onun içeri girmesini bekliyorum. Kapının kapanma sesini duyunca derin bir nefes alıp bekledim. Tolga elindeki çantayı yere bırakıp yavaş adımlarla salona girdi. Beni arkada bırakıp masaya doğru yürüdü. Onu görünce kocaman gülümsedim. Tolga da durduğu yerde masaya bakıyordu.
"Canım benim, sofra mı hazırladın sen bana ya? Sevdiğim her şeyi de yapmış. Karım yok ama yemekleri var. O gelene kadar idare edeceğiz artık."
Dudaklarımı birbirine bastırıp sessizce güldüm.
"Karının kendisi de burda sevgilim."
Tolga sesimle irkilip birden döndü arkasına. Beni görünce gözlerini kocaman açıp gülerek konuştu.
"Aybüke!"
"Canım."
Tolga hızla gelince ben de koşarak gidip boynuna atladım. Tolga belime sıkıca sarılıp kaldırdı beni havaya. Ben de gülerek bacaklarımı yukarı kaldırıp sıkıca sarıldım boynuna.
"Canımm, canımm. Nasıl özledim ben seni. Burnumda tüttün Aybüke. Eridim bittim hasretinden."
Saçlarını sevip boynuna bir öpücük kondurdum.
"Ben de seni çok özledim sevgilim, çok özledim. Sen yokken bu evde olmak öyle zordu ki."
Tolga başını boynuma gömüp derin derin nefesler aldı. Ben de gülümseyip kapadım gözlerimi. Tolga sesli bir öpücük kondurup ayrıldı boynumdan.
"Allah'ım, sanki bin yıldır almıyorum bu kokuyu. Nasıl özlemektir bu. Ciğerlerimi yaktı kokun."
Tolga beni yavaşça indirince ayaklarımı yere bastım. Tolga elleri hala belimdeyken biraz geri çekilip gülümseyerek baktı yüzüme. Bütün yüzümü inceledi dikkatle. Ardından ellerini yüzüme getirip usulca sevdi.
"Çok özledim seni, çok."
"Ben de seni, çok."
Tolga gülümseyip üst dudağımı kavradı. Ben de beline sarılıp tutkuyla karşılık verdim öpüşüne. Tolga yavaşça ayrılıp bu sefer alt dudağımı aldı dudaklarının arasına. Tutkuyla öpüp yavaşça ayrıldı. Burnumu burnuna sürtünce nefes vererek güldü Tolga.

YOU ARE READING
Mavi Ay
FanfictionTolga hırkasını giyerken Aybüke gülümseyerek bakıyordu ona. Tolga da gülerek gelip banka, yanına oturdu. "Üşüdüm ben ya. Bu akşam biraz serin mi?" Aybüke gülümseyerek kafa salladı. "Sanırım, biraz." Tolga ellerini birleştirip hafifçe öne doğru eği...