26.

1.3K 53 0
                                    


-Feride! Allah aşkına buraya gelip yemeğini yer misin !

-Hayıy yemiycem ben, elinde ki uzun kulaklı tavşanıyla bahçede tek başına koşuyordu. Üç yaşına gireli biraz olmuş konuşmaları henüz düzelmemişti iki yandan örülü simsiyah saçlarıyla gökyüzü mavisi gözleriyle gören herkesi kendine hayran edecek kadar güzeldi. Siyah mini şortuyla mavi omuzları açık gömleğiyle öyle masum öyle saftı ki.

-Ama kahvaltı etmezsen oyuncakçıya gitmeyiz

-Hı, geyçekten mi ?

-Evet gerçekten, adalara da gitmeyiz

-Ama yeden

-Kahvaltı etmeden evden çıkılmaz, paytak adımlarıyla bahçe masasına yaklaşıp

-E o şaman şikolatayı ekmek vey bayi

-Berva tabağındakileri ye çikolatalı ekmek en son kaşlarının altından bana baktığında

-Benim adım Feyide Beyya değil

-İkisi de senin adın birtanem hadi önce domates peynir zeytin yumurta sonra daaa

-Şikolatayı ekmeek diye aynı andan söyledik

-Babacım, öyle tarifsizdi ki bu duygu bu kelimeyi hissetmek

-Efendim meleğim, kıkırdadıktan sonra

-Buyün adayaya gitmeşek oyuy mu ?

-Nereye gitmek istiyorsun ?

-Payka dedi dudakları kenarlardan kıvrılıp iki yanındaki kocaman gamzelerini ortaya serdiğinde sahip olduğum güzelliğe gülümsedim

-Olur kızım ama önce

-Önşe kahvaytı

-Evvet işte bu ! sen bitir bende hazırlanayım dedim içeriye geçerken

-Berva olduğum yerde kaldığım da

-Senin adın Berva

-Hayıy Feyide çatalını Şimale fırlattığında

-Ne yaptığını sanıyorsun sen diye ayağa kalkmıştı ki koşar adım gidip Feride'yi arkama aldım

-Farkında mısın bilmiyorum o benimde kızım hatta en çok benim kızım sen onu yok sayarken ben tek başıma savaştım

-Şimal yeri değil içeri gir Feride'yi korkutuyorsun

-Hayır girmiyorum gel buraya dedim sana eliyle arkama uzanmaya çalışırken Feride çığlık çığlığa ağlamaya başlamıştı

-İyi değilsin sen, hadi git biraz kendine gel konuşacağız bunu son bir bakış atıp arkasını dönüp hızlı adımlarla eve girmişti.

-Kızım ağlama, avuçlarımla yanaklarını silerken

-Aynem yeden öyye yapyı ki ben his bişi yapmadıykim ki

-Annenin biraz dinlenmeye ihtiyacı var yorgun olduğu için sinirli biraz alnından öpüp kucağıma aldım

-Ee babaya kıyafet seçmek yok mu ?

-Vay tabisii koooşş çabuussss omuzlarıma alıp koşarak merdivenleri çıktım. Odama girip yatağa bıraktım dolabı açtığımda seçtiği kıyafetleri giyip evden çıkmak az zamanımızı almıştı. Çocuk koltuğuna oturtup kemerini bağladım. Arabayı çalıştırdığım da

-Biy gün sen aykada otuycaksın ben oyda otuycam ki dikiz aynasından mavi gözlerine bakıp gülümsedim.

-Tabii ki sen her şeyi yaparsın önce nereye gidiyoruz komutanım dedim bahçeden çıkarken

-Oyunşakşııı

-Hay hay, büyük bir alışveriş merkezine gidip oyuncakçıya girdik. Elini bırakıp kendi özgürlüğünü yaşatırken sesleri duyuluyordu

-Hop hop ufaklık dur bakalım, kim bilir hangi reyonu alt üst ediyordu yine

-Ay ay paydonn

-Annen nerde senin bakim

-Annem yok babam vay bak oyda

-Yanına gidelim kaybolma ayağa kalkıp gelmesini beklerken yine neler yaptığını duymak için sabırsızlanıyordum. Elindeki kucağıyla saramadığı bacakları yerde sürünen kendinden büyük arkasında görünmediği ayıyla gelirken gülmekten alamamıştım kendimi ilerleyip ayıyı kucağıma alırken

-Ayh baba ya şen buydamıydın minik elleriyle alnına gelen saçlarını itip

-Bak bu abya şeni sordu

-Acaba yine neleri karıştırdın bıcırık dedim iki parmağımla burnunu sıkarken

-Kusur- kelimelerin tükendiği yerdeydim. Ondaydım. İşte yine sanki hiç birşey yaşamamışım gibi gülümsüyordum yine mutluydum. Canlı mavi gözleriyle bana bakarken biraz daha uzayan sarı saçlarına baktım kıvır kıvırdı yine üzerinde dar kalem siyah bir elbise vardı öyle zarifti ki beni bu dünyadan çıkaran onun muhteşem sesiydi

-Alp

-Yokk o Demiyy Ayp diyiy, ikimizin bakışları da ona çökerken bir adım geri gitti incecik bileğini kavradım acıtmadan bu defa olmazdı bu defa bırakamazdım yüzüme dönen bakışlarına tek cevabım hafifçe sağa sola sallanan başımdı. Bileğini kurtarıp gittiğinde tüm dünyam kapkaranlık olmuştu bir anda. Sanki senelerdir onu görmek için sabretmiş gibiydim paçam çekildiğinde aşağıya baktım

-Buyu alayım yolur baba yanağını okşadım ayıyı alıp çıktığımızda arabaya gidene kadar hiç susmamıştı Feride, o kimdi, tanıyor mu seni, neden sana alp dedi. Şimdi ise arabaya yaklaşmıştık

-Feridecim artık sorma lütfen, bak parka gidiyoruz

-Tayam soymam dedi örgülü saçını savurup arabaya koşarken ayıyı bagaja koyup arkasında bekledim

-Evet Feridecim hadi bin

-Ya baba ya şen göymüyomuşun ben daha küşüçük çocuyum nasıl tek biyeyim

-Trip atmayı öğrenmişsin ama

-Tyip mi o ne güldüm. Arabaya yerleştirip kapımı açmışken

-Beni almadan mı gidiyorsunuz parka ? gülümsedimçok gülümsedim öyle çok ki ona baktığımda her yer bembeyazdı. 

PARÇADove le storie prendono vita. Scoprilo ora