10.BÖLÜM: Yüzleşme Vakti Gelmişti

529 40 2
                                    

Saat 7.30'â geliyordu. Yamaç gittiğinden beri burcu ile sohbet etmiştik. Yamaç hakkında çok şey öğrenmiştim. Oda kadir gibi ayakkabı tasarımcısıymış,ama kadir'den üstünmüş kendi dalında, zaten kadir yamaç'â ortaklık teklif ettiğinde anlamıştım.Evin heryerinin siyah beyaz olmasının sebebi yamacın annesi ve babası nin trafik kazasında ölmesiymiş, annesi ve babası ölünce oda ruhundaki renkleri evine yansıtmış. Bir süre burcu'nun odası da siyah ve beyaz ile dekoreymis. sonradan burcu bunun bir saçmalık olduğuna karar vermiş ve değiştirmiş. Yamaç'da kadir gibi 28 yaşında imiş. Hatta kadir ile yamaç lise arkadaşlarıymış, baya da yakınlarmış birlikte bir şirket kurmuşlar, ilerleyen zamanlarda kadir yamaç'â ihanet etmiş. Yamaç beş parasız ortada kalmış,babasından kalan bu ev hariç hiç bir şeyleri yokmuş, yamaç yine ne yapmış etmiş bir şekilde şirket kurmuş,sonra zaten büyümüş ve kadir'inde üstüne geçmiş kadir'de o yüzden yamac'in peşinde kosuyormus. Aslında aklımda bir soru kalmıştı ama soramamistim, zaten burcu'da bilmezdi.bu konuyu yamaç ile konusmaliydim. Yatağımda oturmuş öylece düşünüyordum.birden kapının açılma sesini duydum ve kapıya doğru baktım içeri giren burcuydu. Derin gülümsemesiyle bana doğru geliyordu, "sen hala burdamisin? bende seni bekliyordum, aşağıda bir duş alıp geleceğim demiştin bende merak edip geldim" dedi. Gülümseyip ne kadarda iyi bir insan olduğunu düşündüm."zaten bende daha yeni duştan çıktım şimdi aşağı geliyordum"dedim. Içimden abin geldimi diye sormamak için kendimi yeyip bitiriyordum. "Hadi o zaman aşağı inelim abimde gelmek üzeredir zaten", bu kız benim düşüncelerimi okuyor olabilirmiydi? Diye düşünürken "hadi ne düşünüyorsun kalk" dedi hemen kalktım ve kapıya doğru yürümeye başladım. Kapıyı açıp uzun koridora adım attık merdivenlerden inip salona geçtik siyah kadife koltuğun üstüne oturdum. Burcuna karşımdaki koltuğa geçip oturdu. Yamaç'ın dört gözle eve gelmesini bekliyordum. Aslında saat geç değildi, ben abartiyordum galiba,dış kapının açılma sesi geldi kafamı çevirip heyecanla o yöne baktım. Yamaç burnundan soluyarak içeri girdi. Düz kaşları olabildiğince çatılmış, yüz hatları gerilmişti. Iri adımlarıyla yanımıza gelip durdu "abi ne oldu ne bu halin" dedi burcu, ellerini yumruk yapıp gözlerini kapattı."bir şey yok"nasıl bir şey yoktu ya basbaya bir şey vardi ve bunu bizden saklıyordu.
"Ne oldu?"dedim ses tonunu düz yapmaya çalışarak, "bir şey yok dedim ya, ne uzatiyorsunuz" dedi ve merdivenlere yöneldi,bir şey olmuştu ne olmuşsa ben bunu öğrenecektim. Koşar adımlarla önüne geçip onu durdurdum. Aramızda çok az bir mesafe vardı. ortam bir anda o kadar sessizlesmistiki, nefes alışverişlerimiz duyuluyordu, "anlatmadan bir yere gitmek yok"dedim gözlerini kapatıp sabır dilermis gibi yaptı. Derin bir nefes alıp tekrar verdi, "kadir bugün şirkete geldi, senin benim evimde olduğunu biliyor" "neeeeee nasıl olur" dedim "salona geç üzerimi değişip geliyorum" dedi sözünü ikiletmeden ufak adımlara salona geçip oturdum. burcu hala karşımda dikilmiş yere doğru bakıyordu, bu nasıl olmuştu aklım almıyordu, merdivenden ayak sesleri duyuldu ve hemen arkamı döndüm.Gelen yamaç'di gri renkte bir eşofman altı ve siyah bir tişört giymisti, ne giyse yakisirmiydi bu adama, diye düşünürken içimden kendime kızıyordum, çok önemli konu vardı ve benim düşündüğüm şeylere bak, merdivenlerden inip yanımıza doğru yürürken yüz hatları az öncekinden ödün vermiyordu. Gelip yanıma oturdu ve bacağımda birlestirdigim iki elimi ellerinin arasına aldı. Yaptığı şey ile donakalmistim,burcu'da çok normalmiş gibi karşıdaki koltuğa geçip gözlerini yamaç'â dogrulttu. Ben hala ellerime bakarken yamaç konuşmaya başladı "şimdi lütfen sakın ol..."

Kadir'den

Sabah 7:00 olmuştu.Hala esila'dan bir haber alamamıştım, aklım almıyordu. Nasıl kaçmıştı, ama bulacaktım yerin yedi kat dibine girse bile bulacaktım. o zaman kaçmak neymiş görecekti. Benden nasıl gidebilirdi, o benimdi kafayı yiyecek duruma gelmiştim. Esila'nin kaçtığını öğrendiğim anda tüm korumaları tek tek öldürmüstum. Ne de olsa bu onların hastasıydı. Odamın kapısı çaldı "gir" dedim "inşallah bana bir gelişme olduğunu söylemek için gelmissindir emir, önemli bir şey yoksa çık dedim." emir benim sağ kolumdu,ona çok guvenirdim kendimi bildim bileli yanimdaydi. "Evet efendim bir gelişme var" "Esila hanım kaçarken yan taraftaki evin kameralarina yakalanmış. Kameradan bu evin bahceside gözüküyordu, esila hanım kaçarken gurbet kapıda esila' hanıma bakıyordu bu durumda ona yardım etmiş oluyor"dedi duyduğum şey ile beynim dönmüştü,gurbet benim senelerdir hizmetlimdi. Bunu nasıl yapardı. "Hemen gurbet'î çağır" dedim titreyen sesim ile,"peki efendim"dedi ve dışarı çıktı oturduğun koltuktan masanın çekmecesini açtım. Silahimi alip jarjor kısmını çıkardım, içine üç tane mermi koyup kapattım. Ihanetinin bedelini elbette ödeyecekti. Silahı alıp belime yerleştirdim, kapı çaldı "gir"dedim soğuk sesimle içeri giren gurbetti. Yüzünde korkak bir ifade vardı, benden korktugu her halinden belliydi. "Beni cagirmissiniz efendim bir sorunmu var"dedi lafı uzatmadan direk söze girdim "esila nerede?" dedim dediğim şey ile gözleri kocaman açıldı. "Be be ben bil bilmiyorum" dedi kekeleyerek "kes yalan söylemeyi esila nerede?" dedim adeta kukreyerek, ağlamaya başladı bu kadar güçlü gibi görünen bir kadının hemen pes etmesi ilginçti doğrusu, "ka kaçtı" dedi "nereye kaçtı" dedim "yamaç bey ona yardım etmem için bana çok para verdi, annem çok hastaydı efendim, almak zorundaydım özür dilerim." dedi 'yamac'mi'dediği kelimeleri duyunca beynimden vurulmuşa döndüm nasıl yapardı böyle bir şeyi, "nerede olduğunu biliyormusun?"Diye sordum peki nereden biliyordu davette kimseyle göz teması bile kurmasına izin vermemiştim nasıl anladı o it. "Esila hanım'â bir kağıt verdi ve oraya gitmesini söyledi"dedi anlamıştım, büyük ihtimalle ev adresini yazmıştı.benin evimde olduğu için o goturemezdi, yani onun evinde olabilirdi "lütfen efendim bir şey yapmayın" dedi karşımda ağlayan bir kız, kafamı kaldırıp baktim.Gurbetin
Burada oldugunu bile unutmuştum. Hiç düşünmeden silahımi belimden çıkarıp iki el ateş ettim, karşımdaki otuzlu yaşlarındaki kadın yere yığılmış öylece yatıyordu. Umrumda bile değildi, sonuçta kadir karaca' ya kimse ihanet edemezdi ve böyle bir şekilde cezasını almıştı. Hemen şimdi gidip evini basmak istiyordum, ama yapamazdım çok koruması vardı benim korumalarimdan çok daha fazlaydı. Şirkete gitmesini bekleyecektim,bildiğim kadarıyla şirketine insanları korkutmasın diye çok koruma koymamisti herhangi bir tehlikeye karşı önlem almak lazımdı.

❤❤

Yüzleşme vakti gelmişti;
Silahımı masanın üstünden alıp belime yerleştirdim ve ceketim ile gozukmesini engelledim, kapiya doğru ilerleyip kapıyı açtım emir'î telefonumdan arayıp "hadi gidiyoruz" dedim cevabını beklemeden telefonu kapattım iri adımlarım ile dıs kapıya doğru yöneldim bahçeye çıkıp siyah jeape doğru yürüdüm,arabanın önünde emir ve iki korumam daha vardı beni gördüklerinde hemen susup kafalarını egdiler. korumalardan biri arabanın arka kapısını açtı içeri geçtiğimde tekrar kapattı ve ön koltuğa geçti.Onun yan tarafına da emir oturdu pantolonumun ön cebinden çıkardığım bir dal sigarayı yakıp ağzıma götürdüm ve derin bir nefes çektim.Araba hareket etti,aklım hala esila'nin benden gitmesinde idi. Bu yaptığına pişman edecektim onu, bana yalvaracakti ama nafile, benden gitmesinin bedelini ağır ödeyecekti. Düşüncelerimle cebellesirken emir'in "geldik efendim" dediğini duydum arabadan inip kapımı açtı ağır adımlarla indim kafamı kaldırıp bu heybetli holdinge bir baktım.Üstünde kocaman harfler ile
'DEMIRKIRAN HOLDING ' yazıyordu. kafamı tekrar indirip giriş kapısına doğru yöneldim, içeri girip asansör'e doğru ilerledim. Danismadaki kadın beni görüp yanıma doğru kostu. "Hoşgeldiniz kadir bey isterseniz biraz bekleyin yamaç bey'e haber vereyim"dedi karşımda duran orta yaşlardaki kadını umursamadan asansöre gidip bindim.kadın arkamdan "efendim durun müsait olmayabilir"diye bağırdı umurumda bile değildi ki, müsait olup olmaması, asansörün kapısı açıldı ve indim. karşıdaki kapının sol üst köşesinde 'YAMAC DEMIRKIRAN'yazıyordu. Kapının önüne doğru emir ve diğer adamimla ilerledim kapının önüne gelince durdum.Arkamı dönüp "siz burada kalın beni bekleyin" dedim. "tamam efendim" kapıyı çalmadan direk içeri girdim. yamaç büyük sandalyesine oturmuş masadaki evraklar ile ilgileniyordu. odaya bir göz gezdirdim,odası benim odamdan baya büyüktü,perdesinin simsiyah olması odayı karartmisti, karşı tarafta bir kapı daha vardı başka bir odaya çıkıyordu galiba,odayla ilgilenmeyi bırakıp bana gözlerini dikmiş sert sert bakan adama bende aynı şekilde karşılık verdim. Lafı uzatmaya gerek yoktu "esila nerede?"dedim "bu cüreti nereden buluyorsunuz kadir bey? tahmin ediyorum kimsenin odasına destursuz girilmeyecegini biliyorsunuzdur" dedi dudağımı alayla kıvırıp konuşmaya başladım laf salatasi yapmayı kes karım nerede onu söyle sen"dedim yüz hatları gerilmeye başladı ve ayağa kalktı, "nereden bilebilirim karının nerede olduğunu, dün annesinde diyordun ya sen, annesindedir o zaman"dedi. Benimle resmen alay ediyordu ve bu benim hiç hoşuma gitmemişti "sende olduğunu biliyorum yalan söyleme" dedim konuşmaktan aciz olmuş bir ses ile "esila seni istemiyor o beni seçti" dedi dudağının iki kenarı kırılmış bir şekilde "ne zamandan beri benim olana göz koyar oldun" dedim bu onu ciddi derecede sinirlendirmisti, ama yinede gülümsemesinden ödün vermeyip "bunu bana ihanet etmiş bir adammi söylüyor" bir anda kahkaha atmaya başladı değişken yüz ifadesini şaşkın bir şekilde izliyordum bu lanet adam neden gülüyordu? "sen bana ihanet etmiştin degilmi, beni tanıdığını sanıyordum kadir sen beni hiç tanımamışsın, nasıl buldun intikamını" dedi o anda başımdan kaynar suların döküldüğünu hissettim. bunu hiç dusunememistim "esila nerede seni adi" dedim kukreyerek bir anda alayla kıvrılan yüzü sertleşti "o kız seni istemiyor bırak peşini" dedi benim olanı bırakmamı istiyordu. "Benim olanı hiç bir şeyi başkasına bıraktığımı gordunmu" dedim dudağımın iki kenarı kıvrılmış bir şekilde "alabiliyorsun al bakalım" dedi sert ve kendinden emin adımlarıyla kapıya doğru yürüdü "benim nikahlı karım biliyorsun dimi? böyle alıkoyamazsin benden," nefes alıp devam ettim "ve ne olursa olsun onu senden alacağım, şunu bil o senin evinde olduğu sürece ne sana ne de esila'ya gün yüzü yok" dedim yürümeye başlayıp onun yanından geçtim dudağımı sinsice kıvırıp "iyi günler yamaç bey" dedim küstahça yüz hatları gerilmiş gözlerinden alev akıyordu arkamı dönüp kapıyı açtım ve çıktım benimle ugrastigina pişman olacaktı...

Bölüm sonu

Keyifli okumalar

Takip etmeyi unutmayın 😍

Sizleri seviyorum

TUTSAK KADIN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin