0.8

19.6K 1.2K 399
                                    


♥️

birkaç hafta sonra

"Bertha lütfen biraz konuşalım." Luna'nın sesini duyduğumda başımı telefondan yavaşça kaldırdım. Göz altı torbalarına bakıldığında, her gün takıldığı ve günlerdir iyi uyumadığı anlaşılıyordu. Ha bir de kızarık gözlerine.

"Ne konuşmak istiyorsun?" Eliyle dışarıyı gösterdiğinde yüzü ifadesizdi. Yerimden kalkarken yüzüne bakmadan dışarıya doğru adımladım.

Sakin bir yere geçtiğimizde derin bir nefes aldı.

"Özür dilerim tamam mı? Kendimde değildim." Basitçe kelimeleri ağzından dökülürken gülmeme engel olamamıştım.

Özür dileyince her şey düzeliyor muydu?

"Özür diledin ve oldu bitti öyle mi?" Başımı olumsuzca salladım. "Senden bir özür istemiyorum ve beklemiyorum Luna. Her şeyimizi ortaya dökmen dışında bana gerçekten söylemek istediklerini o gece söyledin." Kollarımı göğsümde birleştirip bekledim. Bu yaptıklarının hiçbir mantıklı açıklaması olamazdı ve kabul edemezdim

"Ne yaptığımın farkında bile değildim." Gözlerini sıkıca kapattı ve derin bir nefes aldı.

"Söz vermiştin," dedim birkaç adım ona yaklaşarak. Sesim hayal kırıklığıyla çıkmıştı ve bunun önüne geçememiştim. "Bana ve ailene yalan söyledin. Tedavi olmadın mı?" Başını olumsuzca salladığında dehşete düşmüştüm.

"Beni tekrar o pisliğin içerisine sürükleyeceğini söyledin. Birbirimizden uzak duralım Luna. Lütfen geri dön ve ailene zorluk çıkarma. Senin için en iyisini dilemekten başka yapabileceğim bir şey yok." Bir şey demesine fırsat vermeden yanından ayrıldım. Luna'yı dinlemek istemiyordum. Ben hayatımı düzene sokmuşken birden gelip bunu bozmasına izin veremezdim.

"Çok bencilsin Bertha." Arkamdan seslenişini duyduğumda geriye dönmedim. Yalanı hiçbir şekilde kabullenemezdim. Bencil olduğumu düşünebilirdi ama bu umrumda bile değildi.

Kapıda beni bekleyen Samuel ve Mina'ya doğru adımlarımı hızlandırdım.

"Ne diyor?" Mina sorusundan sonra koluma girdi ve tekrar kafeteryaya doğru yürüdük.

"Gerçekten çok öfkeli ve üzgün hissediyorum. Özür dileyerek kendinde olmadığını söyledi."

"Sakinleş lütfen." Mina'nın sakin çıkan sesinden sonra Samuel koluma girmişti. Masamıza geri döndüğümüzde yüzüme dikkatle ve hafif bir tebessümle bakıyorlardı. O olayı hatırladığım zamanlar duygularımın ve hissettiklerimin önüne geçemiyordum.

"Kız kardeşimin partisi bir ölüme sebep oldu ve bunu gözlerimle gördüm." Sesim kısılırken, gözlerimi havaya diktim ve gözyaşlarımı geri yolladım.

"Bu senin ya da Martha'nın suçu değildi." Samuel beni kollarının arasına alırken saçlarımı okşamıştı. Bizim suçumuz olmadığını biliyordum ama bunun önüne geçmek yerine biz de kendimizi kaybetmiştik.

"Siz çıkmaya mı başladınız?" Oturduğumuz masaya sandalye çekildiğinde Chanyeol'e gözlerimi devirdim. Gözlerim Mina ve ikisi arasında gidip gelirken olumsuzca başımı salladım.

"Bunu sormaktan asla vazgeçmeyeceksin değil mi? Samuel'in yönelimini bildiğin halde?" Mina, Chanyeol'ün yüzüne bakmadan konuşurken tatlı görünüyordu. Samuel telefonuyla ilgilenmeye başlamışken ben de sırtımı ona yaslayarak telefonumu çıkardım. Çünkü birazdan ikisi tartışmaya başlayacaktı ve onlar başlamadan önce biz telefonlarımıza odaklanmalıydık.

🎆; dazzlingUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum