1.2

18K 1.1K 447
                                    


🤎

"Islak saçlar, aceleyle geçirilmiş tişört, kızarık gözler ve geç uyanmış bir Bertha. Ve sabahın en siktiri boktan haberi tüm derslerin iptal edilişi." Samuel tane tane konuşarak anlamama yardımcı olmaya çalışmak istemişti ama anlayamamıştım.

"Ne?" dedim yavaşça. "Derslerin iptal edilişi derken ne demek istiyorsun yani?"

"Demek istediğim şu ki," dedi işaret parmağını iki kaşının ortasına götürüp gözlerini kapatarak. "Okulun sıçmak istediğim sistemi duyuru paneline yaptığı bu tüm derslerin iptali ıvır zıvır meselesini sabahın tam 06:00 da yapması."

"Biz gözümüzü zor açıp aceleyle bu derse gelmeye çalışırken bir de uyku sersemiyle sürekli duyuruları nasıl kontrol edeceğiz? Her şeyi akıl edebiliyor falanım da benim mi haberim yok?" Sıramdan kalkıp Samuel'i kalkması için çekiştirdim.

"Bebeğim," dedi Samuel Becky'e başını olumsuzca sallarken. "Sabah sabah bu kadar düşünmen o hassas beynin için yorucu. Boş ver." Samuel kalkarken yavaşça gülmüştüm. Samuel her zaman enerji dolu bir insandı. Kendi modunu asla düşürmezdi ve düşürtmezdi.

"Kuşlar bokunu yemeden bu okulu biz açıyoruz ve şu an şu duruma bak." Samuel ve koridordaki birkaç kişi gülerken onlara baktım.

"O öyle değildi aslında ama sen kuş diyorsan kuştur." Kampüsten dışarı çıkarak kendimizi çimenlik bir alana atmıştık.

"Ah," dedi Samuel gökyüzüne bakarak. "Ne günah işledim de sabahın bu saatinde Niel ile olmak varken Bertha'yla beraberim?" Gözlerimi devirmeden önce uyku akan gözlerimi üzerine sabitledim.

"Ah," dedim ardından gözlerimi gökyüzüne sabitleyerek. "Bu sözleri işitecek ne yapmış olabilirim?" Başımı olumsuzca sallayarak çantamın içerisinden telefonu çıkardım.

"Sonradan duyma diye söylüyorum," dedim kilit ekranımı açmadan. "Bugün Jungkook'la spor salonuna gideceğiz." Samuel uzandığı yerden hızlıca kalktığında öksürmeye başlamıştı.

"Tükürüğüm," dedi göğsüne vurarak. "Beni öldürüyordun geri zekalı."

"Tükürüğün seni öldürüyordu aptal." İnstagram hesabıma art arda bildirimler gelmeye başlamıştı.

"Kesin Jungkook." Bacaklarını kendisine çektiğinde ben de doğrularak oturdum. "Kendini çok kaptırmadan onunla flörtleş. Melek yüzünün altından sıçırtma bir şeytan çıkabilir." Samuel'in kullandığı kelimelere güldüğümde başımla onu onaylamıştım.

O her zaman, herkese karşı dikkatliydi. Mina ve Chanyeol bir ilişkiye başlamadan önce, Chanyeol'e karşı oldukça şüpheci yaklaşmıştı ama Chanyeol onun bu tarz düşüncelerini ilişkiye başladıktan sonra anında silip süpürmüştü.

"Dün akşam yaklaşık 1 saat onların evindeydim. Sohbetimiz güzeldi ve gözüme batan bir şey olmadı." Samuel beni dikkatle dinlerken kafasında analiz yaptığını biliyordum. "Söylentilerden uzak bir Jungkook vardı karşımda."

"Demek ki yeteneklerimi kullanmamın vakti gelmiş." Yerinden kalkarken beni de kaldırdı.

"Nereye gidiyoruz?"

"Seni eve bırakacağım ve ben en yakın arkadaşım için biraz araştırma yapacağım." Onu hevesli gördüğümde gülmüştüm. Samuel bu tarz işlerde oldukça iyiydi ve eline su dökemezdim.

"Şu külüstürde olmasa," dedi arabasının kaputuna vurarak. "Bebeğim benim."

"Son model bir araba alacak kadar paran var ama sen bilirsin." Ön koltuğa binerken mırıldandım.

🎆; dazzlingTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang