—
🌼
Jungkook'u öpüp geri çekildiğimde yüzünü yavaşça avuçlarımın içine alıp gözlerimi üzerinde gezdirmiştim. Birkaç adım bana doğru atarken ben de geriye doğru attığımda kıkırdamıştık. Belimden kavradığı ellerini sıkılaştırarak, bana doğru yürümeye ve beni de yürütmeye devam etmişti. Odanın kapısını açarken beni bırakmamıştı ve içeriye girdiğimizde yatağa doğru yürümeye devam etmişti. Nazikçe sırtımı yatakla buluşturduğunda üzerime ağırlığını vermeden eğilmişti. Saçlarımı arkaya doğru birkaç parmağıyla iteklerken yüzünü de bana eğip derin bir nefes aldı. Dudaklarını dişlemeyi bırakmıyordu ve buna biraz daha devam ederse kanatacaktı.
"Çok güzelsin," dedi mırıldanarak. Ona hayranlıkla bakarken güzelliği karşısında deliler gibi ağlayabilirdim.
"Öyle miyim?" Güldüğümde başıyla onaylamıştı.
"Öylesin güzelim." Dudakları boynumla temas ettiğinde ben de derin bir nefes alıp ellerimi tişörtünün eteklerine götürmüştüm. Yavaşça yukarıya doğru kaldırırken siyah tişörtünü çıkarmama yardımcı olduğunda ellerimi çıplak göğsünde birleştirdim. Dudaklarımızı birleştirdiğinde bir eli elbisemin fermuarına giderken yavaşça açmıştı. Bir elini eteğimin yırtmacından içeriye soktuğunda bacağımı okşuyordu.
"Jungkook," dedim dudaklarımı ondan ayırırken. Derin bir nefes alıp seslice yutkunuşuma gülmüştü. Jungkook'un bir bacağı iki bacaklarımın arasında yer alırken ona bakmayı sürdürmüştüm. Jungkook üst dudağımı kavrayıp yavaşça emdikten sonra geri çekilmişti.
"Söyle bebeğim." Eli vücudumda nazikçe gezinirken dizini bana hafifçe bastırdığında, Jungkook'u ensesinden tutup onu kendime çekmeden önce gülümseyerek fısıldamıştım.
"Ben de seni seviyorum."
—
"Uyandın mı?" Jungkook'un sesini duyduğumda yataktan doğrularak etrafa bakınmıştım. Kollarını göğsünde birleştirmiş, odanın kapısına yaslanmıştı.
"Evet," dedim Jungkook'a bakarak. Kapıya yaslanmayı bırakıp odanın içindeki küçük banyoya ilerledi. Elindeki havluyla yanıma adımlarken onun çoktan duş aldığını saçındaki ıslaklıklardan fark ettim. Yanıma otururken yanağıma uzunca bir öpücük kondurdu.
"Günaydın." Havluyu kucağıma bırakırken gülümsedi.
"Günaydın," dedim esnememe engel olamazken.
"İstersen biraz daha uyu." Olumsuzca başımı sallarken yataktan bacaklarımı sarkıtıp havluyu üzerimi tuttum.
"Duşa gireyim," diye mırıldanırken Jungkook kıkırdamıştı. Elini kaldırıp saçlarımı düzeltirken beni başıyla onayladı. Ardından tekrar yanağımdan öpüp, yanımdan kalktı ve odadan çıktı.
Ben de hızlı adımlarımla kalkıp banyoya girmiştim. Hızlı bir duşun ardından çıkıp tekrar odaya adımladım. Jungkook'un getirdiği çantanın içinden çamaşırlarımı çıkartıp giyindim. Üstüme de kapüşonlu ve taytımı giydiğimde saçlarıma sarılı olan havluyu çekiştirdim. Saçlarımı tarayıp, kuruttuktan sonra Jungkook'un yanına adımlamıştım.
"Ne yapıyorsun?" Yanına yaklaşırken onu incelemiştim. "Senin için ne yapmamı istersin?" Jungkook'a iyice sokulduğumda yaptığı işi bırakarak beni kollarının arasına almıştı.
"Hımm," diye mırıldanırken saçlarıma birkaç tane öpücük bırakmıştı. "Belki güzel bir öpücük? Belki de dün gecenin tekrarı?" Muzipçe konuştuğunda kollarının arasından geri çekilmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🎆; dazzling
Fanfiction"Bertha," dedi nefesini dışarıya vererek. "Aklım fikrim sende, senin bana ne zaman geleceğin de, seni ne zaman göreceğim de, beni görür görmez ne diyeceğin de. Ama sen gözlerini ve kalbini bana o kadar kapatmıştın ki senin için son çırpınışımı görem...
