"Bertha," dedi nefesini dışarıya vererek. "Aklım fikrim sende, senin bana ne zaman geleceğin de, seni ne zaman göreceğim de, beni görür görmez ne diyeceğin de. Ama sen gözlerini ve kalbini bana o kadar kapatmıştın ki senin için son çırpınışımı görem...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
+964,838 ♥️ , +215,261 💬
@1: bu çocuk aklımı kaçırmama sebep oluyor @2: sevgilisi var mıdır acaba? @3: sevgilisi olmasa bile sana mı bakacak? @4: tanrım!! günümü güzelleştirdiğin için teşekkür ederm!!!
Fotoğrafı beğenip mesaj kısmını açtım. Mesaj atmıştı ve sonrasında görüldü atıp bırakmıştı. Bu biraz sinirimi bozsada aldırış etmedim bu sefer mesajı atan ben olacaktım. Her zaman ondan bekleyemezdim ya.
jungbertha: bir şey mi söyleyecektin?
jeonjungkook: yoo hayır jeonjungkook: neden?
jungbertha: mesaj atıp bıraktın
jeonjungkook: ahh sürekli görüldü atıp bıraktığın için jeonjungkook: sadece nasıl sinir bozucu olduğunu senin de hissetmeni istedim
jungbertha: bu duyguyu hissettirdiğin için teşekkürler jungbertha: jungkook-ssi
jeonjungkook: ✔️✔️ (18:45)
Derin bir nefes alarak telefonumu cebime sıkıştırdım. Dün gerçekten onu kırmış olabilir miyim diye kendime sorarken cebime sıkıştırdığım telefonu çıkartıp mesajlarımızı açarak Mina'nın yüzüne tuttum. Mesajlarımızı hızlıca okuduktan sonra gözlerini devirdi.
"Sen cidden kabasın," dedi önüne dönüp mikseri çalıştırarak. Ben de omuzlarımı silkerek telefonu bırakıp beraber yapmaya çalıştığımız kurabiyeye odaklandım.
"Kaba mıyım? Hiçte bile."
"Hem kabasın hem şanslısın. Jungkook sana yazıyorken bunu iyi değerlendir. İlgisini kaybettiğinde deli gibi sürünen sen olacaksın." Kendinden emin çıkan sesiyle beraber bilmişçesine konuşuyordu. Ve daha kötü bir şey vardı ki bu Mina'nın hiçbir zaman hiçbir konuda yanılmadığıydı.
Kurabiyeleri fırına koyduğumuzda fotoğrafını çekip hayranlıkla yaptığımız kurabiyeye baktım.
"Belki yedikten sonra aynadan kendine bakıp sonrasında Jungkook'la spor yapmaya karar verirsin." Mina fırına bakarak konuşmasına devam etti. "Belki de piştikten sonra bir tabak hazırlayarak iki sokak aşağımıza inip komşuculuk oynamak istersin."
