6; kıskanç ile kaygılı

5.3K 676 197
                                    

  Kim Taehyung sabah gözlerini açtığında, bir şeylerin yanlış gittiğinin farkındaydı. Alarmını duymamıştı, korkuyla yastığının kenarına bıraktığı telefonu eline alıp ekranı aydınlattı ve saati kontrol etti. Dokuzu on iki geçiyordu.

Ve Jungkook ona kahvaltının dokuz buçukta bittiğini, kahvaltıdan sonra kasabaya gideceklerini söylemişti.

Küfrederek, panik içinde kalktı yataktan. Havlusunu alıp kat banyosuna gitti ve yüzünü yıkayıp dişlerini fırçaladı. Kahvaltıya yetişemeyeceği kesinleşmişti ama Jungkook'u daha fazla bekletmemek adına hızlıca giyinip tam dokuz buçukta aşağıya indi.

Mutfaktan çıkanlar salon kısmına, katlara ya da bahçeye dağılırken Taehyung'un bakışları Jungkook'u arıyordu ama bulduğu surat Rita'nınki olmuştu. "TaeTae," diye seslendi genç kadın gülümseyerek, Taehyung'u arkadaşlarıyla oturduğu koltuğa çağırırken. "Gelsene."

"Günaydın," diye mırıldandı yanlarına vardığında. Acaba Jungkook da mı uyuyakalmıştı?

"Kahvaltıya inmedin?" dedi George soru sorarcasına. "İyi misin?"

"Uyuyakalmışım," Cevabıyla diğerlerini gülümsetirken ensesini kaşıyarak sonraki sorusu için bütün cesaretini toplamıştı. "Ju- yani, Kookie yok mu?"

"Jungkook sabahları koşuya çıkıyor," diye açıkladı Rita, Taehyung oturabilsin diye koltukta kayarak yer açarken. "Henüz dönmedi-"

Jungkook tam o sırada, kendisi hakkında konuşulduğunu biliyormuş gibi pansiyonun açık kapısından içeri dalmış, terle parlayan kırmızı suratı Taehyung ve diğerlerini gördüğü an aydınlanmıştı. "Taehyung, hemen duş alıp geliyorum!" diye seslendi basamakları ikişer ikişer çıkmaya başlamadan hemen önce. "On dakika!"

Taehyung onun arkasından hafifçe gülümsemekle yetindi, daha doğrusu, hafifçe gülümsediğini düşündü zira diğerleri onun suratındaki dikdörtgenin farkındaydı. "Bir planınız var sanırım?" dedi Rita, soru soran bir imayla.

"Kasabaya gideceğiz," diye açıkladı Taehyung. "Lafı açılmışken-" Elini cebine atıp diğerleri merakla onu izlerken telefonunu çıkardı ve cihazı, mahcup bir ifadeyle parmaklarının arasında çevirmeye başladı. "Benim için bir taksi çağırır mısınız?"

"Hm?"

"Şey, aksan-"

"Ah," George gülerek aldı telefonu onun elinden ve en yakındaki taksi durağının numarasına bakmak üzere Petunia'nin resepsiyon masasına doğru ilerlemeye başladı. "Ben hallederim, adamım."

"Teşekkür ederim," diyerek Rita'nın kayarak yarattığı boşluğa çöktü Taehyung.

"TaeTae, yarın Martin'in buradaki son günü," Rita konuştuğunda Taehyung'un bakışları genç kadına dönmüştü. Rita konuşurken o zorlanmasın diye yavaş davranıyor ve kelimelerini temiz bir tonlamayla vurguluyordu, Taehyung'un kaygıları yavaş yavaş yok olmaya başladı. "Birlikte bir şeyler yapalım diyorduk. Bize katılmak ister miydin?"

Taehyung duraksadı. Buraya geleli daha bir gün olmuştu, Martin'le doğru düzgün konuşmuşluğu bile yoktu ve genç adamın gitmesiyle odasına konacaktı. Katılmak isteyip istemediğini sorguladığı sırada Rita onun yüzündeki ikilemi fark etmiş ve kaşlarını oynatarak konuşmuştu: "Kookie de geliyor."

"Ah, şey, ıh-" Genç adamın suratı kıpkırmızı kesilirken Rita'nın dudaklarında bilmiş bir gülümseme oluştu, neyse ki tam o sırada yanlarına geri dönen George "Hallettim." diyerek telefonunu Taehyung'a geri uzatmış ve konuyu dağıtmıştı. Ta ki Taehyung'un artık morarmaya başlayan suratını görünceye kadar. "TaeTae?"

the boarding house // taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin