beş

36.1K 2.9K 4.5K
                                    

"Evet arkadaşlar konu burada bitiyor, testleri çözmeyi ihmal etmeyin bakın bu gireceğiniz sınavda çıkacak önem..."

Oya Hoca'nın sesi hiç durmaksızın sınıfta yankılanmaya devam ederken ben çoktan ona olan odağımı kaybetmiş ve sesini boğuk bir şekilde duymaya başlamıştım.

Sıra arkadaşım Filiz beni dürterek önündeki soruyu anlayıp anlamadığımı sorarken uysal bir şekilde kafamı salladım ve bıraktığım kahverengi Rotring kalemi tekrar elime aldım. Ona dikkatlice soruyu anlattıktan sonra gülümseyerek teşekkür ettikten sonra kitabını kapatmıştı. Hocaya tekrardan şöyle bir baktığımda en ön sıradaki Pelin ve Sena'yla konuştuğunu gördüm.

Sıkıntıyla bir iç geçirip arkadaşının sırasına gitmiş boş Filiz'in yerine baktım. Sınıfta yeni olmak boktan bir şeydi. Okulda yeni olmasam da müdür eğer benim D şubesinde kalmaya devam edersem ders çalışmama engel olunacağını ve potansiyelimin olmasına rağmen düşük bir sıralama yapacağımı söylerek beni itibarı iyi her sene okulun ilk üçünün buradan çıktığı A sınıfına aldırmıştı. Ben böyle bir şey rica etmemiştim ancak bu olay ailemle de alakalıydı. Hatta tamamen onlarla alakalıydı. İnkar etseler de müdürle onların konuştuğunu biliyordum.

Bana karışmalarını sevmezdim onlar da karışmıyor-muş gibi davranırlardı sadece. Hem beni üzmeyip hem de hayatıma müdahale etme çabaları bu şekilde oluyordu.

Boş bakışlarım çoktan herkesin bir arkadaş veya bir uğraş bulduğu sınıfta tekrar gezinirken gözüm yine duvar kenarı en arkada oturan o çocuğa kaydı.

Aslında kaymamıştı, gözlerim bilerek onu arıyor gibiydi. İstemdışı oluyordu bu, onu çok merak ediyordum.

Öncelikle kesinlikle çok tuhaf biriydi.

Fiziksel olarak saymam gerekirse, gözünde eksik etmediği bir siyah camlı yuvarlak gözlükleri vardı ki bu gözlükler yüzünden yüzünün tamamını göremiyordum, yandan bile. Çünkü gözlüklerinin kenarları vardı. Saçları koyu bir siyah, teni ise buna tezat oluşturacak şekilde soluk beyazdı. Dağınık saçları sanki biraz önce yataktan kalkmış gibi durmasına rağmen onu çekici yapıyordu.

Nasıl ama, tam bir gizemli kitap karakteri tiplemesi...

Bu gizemli tavırları duyduğuma göre ilk sene kızlar arasında popüler olmuş. Ancak daha sonra bu popülerite farklı bir alana doğru kaymıştı.

Falcı.

Söylenenlere göre o bir falcıydı. Yani öyle olduğunu iddia ediyordu. Ama liseli bir falcının ne kadar güvenilir olduğunu bilmiyordum. Yine de onunla konuşmak istediğim için benim falıma bakabileceğini düşünmüştüm. Bunu reddedince ona olan merakım artmıştı. Neden okuldan birinin falına bakmıyordu ki?

Ayrıca neden Ayşe denen kızın falına bakmıştı, neden ona Ayşe'm diyecek kadar yakındı? Madem yakınlardı neden hiç beraber değillerdi? Madem uzak kalmak istemişlerdi bu onların arasında bir sır mıydı? Eğer sırsa Ayşe neden Filiz'e söylemiş ve Filiz neden arkadaşlarıyla bu konuyu konuşmuştu? Ben neden onlar konuşurken kulak misafirliği yapmıştım?

Tüm bunların amacı neydi?

"Ongun?" Gözlerim hâlâ Dorian'dayken Oya hocanın onun yanına geldiğini ve ona seslendiğini duydum. Ongun onun soyadıydı. Ve Dorian gibi tuhaf bir isme sahip olduğu için hocalar genelde ona Ongun demeyi tercih ediyorlardı.

"Buyrun Oya Hanım?" dedi Dorian elindeki kartları sıraya dizerken. Bunlar sanırım tarot kartıydı ve ellerine çok yakışıyordu. Parmakları uzun, ince ve bir sürü yüzük bulunduruyordu. Ayrıca tırnaklarında siyah ojeler vardı. Dediğim gibi, alışılmışın dışında fakat çekiciydi. Yani dikkat çekiciydi.

falcı | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin