otuz sekiz

21.9K 2.1K 2.3K
                                    

Tanıdık mekân ve kahve kokusu istemsizce bir gülümseme oturtmuştu yüzüme. Cebimden telefonumu çıkarıp Dorian'a geldiğimize dair bir mesaj attım.

"Cheesecake yiyen var mı benimle?" Elif heyecanlı sesiyle konuşunca ona yuh dercesine baktım.

"Daha yeni milkshake içtiniz ya?" dedim tatlıya ve özellikle cheesecake konusunda nasıl bu kadar deli olabildiğini anlayamadığım kardeşime.

"O daha demindi, şimdi ise şimdi. Hem, buraya gelip de cheesecake yemeyen de... Başak yiyo'n dime?" dedi Başak'ın koluna girerek.

Onlar konuşmaya devam ederlerken biz masaya geçmiştik. Köşelerden, koltuklu masalardan birine oturduk. Yanımda Başak karşımda Tarık ile Elif vardı. Tarık yine Elif'in saçlarıyla uğraşıp bozuyor ve çok tatlı yerse çok sivilce çıkaracağını söyleyip onu sinir ediyordu.

Başak'ın yanımda telefonuyla uğraşırken görünce dikkatimi Tarık ve Elif'ten çekip Başak'a vermiştim. "Ee kim bakalım bu Emre?"

Büyük gözleri anında daha da büyüyüp beni bulurken yanakları anında kızarmıştı. "D-dershaneden işte."

Kaşlarım havalanırken devam ettim. "Elif tanıyor yani?"

Kafasını salladı.

"Elif tanıyıp da onay veriyorsa tamamdır. Bilirsin, Elif bazen korkutucu oluyor." Sona doğru ona yaklaşıp fısıldamıştım.

"Hii, biricik kardeşine ne dedin abi sen?" Elif'in sesi anında yükselirken dikkatini Tarık'tan çekip bize vermişti.

Tarık güldü. "Abin haklı."

Elif Tarık'ın omzuna vurdu. "Sen sus."

Onlara gülerken cevap vereceğim sırada ileride gördüğüm beden buna engel olmuş, tüm odağım yine o olmuştu.

Üzerinde kareli koyu gri yüksek bel kumaş bir pantolon vardı. Onun üstüne de siyah ince uzun kollu bir body giymişti ki, o yapışkan kumaş tüm vücudunu sarmış ve hatlarını belli eder vaziyetteydi. Hafifçe yutkunarak elimi hafifçe kaldırmayı akıl edebildim en sonunda, elimi görmesiyle anında bizim tarafa yürümeye başladı.

Yüzünde büyük bir gülümseme otururken gözlüklerinden dolayı gözlerini göremesem de ışıldadığına emindim. Çünkü böyle gülümserken gözleri hep ışıl ışıl olurdu.

"Hoşgeldiniz." dedi yanımıza geldiğinde, gözlüğünü de yavaşça çıkarmıştı. Henüz bakışları bana değmese de aniden aklıma düşen dünün anılarıyla gözlerimi kaçırdım.

"Merhaba," Tarık gülüp ona sarılırken Elif ve Başak da yerinden kalkmış onunla selamlaşmıştı.

"Sen Elif olmasın." Elif'e gülümseyerek bakıyordu, Elif de kocaman gülümsedi ve onayladı onu.

"Sen de Tarık'ın kardeşi?" dedi Başak'a da gülerken.

"Evet, memnun oldum Dorian abi." Samimi bir gülüş yolladı ona. Dorian kafasını iki yana salladı. "Sadece Dorian yeterli."

Onlar memnun oldum faslını bitirdikten sonra bana döndü. Uzanıp yanağıma kondurulan bir öpücükle afallamam ama aynı zamanda yüzüme yayılan gülümseme eş zamanlı olmuştu.

"Hoş geldin," Kulağıma doğru fısıldadığı şeyle tüylerim diken diken olurken o geri çekilip yanıma oturmuştu bile.

Ben de oturdum, bilerek biraz daha yaklaşmıştım ona. İnsan birini bu kadar çabuk özleyebilir miydi?

Gözleri hâlâ üzerimdeydi, konuşacak bir şey bulamıyordum. Sadece ona bakıp durmak, saatlerin bu şekilde geçmesini diliyordum. Yüzümdeki gülümsemeyi silemiyordum, kokusunu solumadan edemiyordum. Masanın altından elini kavradım elimle. Onun yüzündeki gülümseme biraz daha büyürken elini sıkılaştırdı ve kenetledi onları.

falcı | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin