yirmi dokuz

24.8K 2.6K 4.5K
                                    

Atlamayın

~

İki kere tıklatılan kapıyla yatağımda doğrulup gelene baktım. Önce kabarık kıvırcık saçları görüş açıma giren kardeşim, yavru bir kedi gibi bana bakmaktaydı.

"Babam Fikret abilerle kahveye gitti. Annem çoktan uyudu bile."

Son saatlerde dış dünyayla kopuk olduğumdandır, rapor verme ihtiyacı duymuş olmalıydı.

"Tamam," dedim kurumuş dudaklarımı hafifçe yalayarak. "sen?"

Omuz silkti. "Sen?"

Omuz silktim.

Israrları üzerine ona olayları anlatmış, Dorian'ı görmediği için bir yorumda bulunamamıştı ama altında başka bir şeyler olduğunu düşünme konusunda Tarık'la hemfikirdi.

"Dondurma getireyim ister misin?" dedi yumuşak bir sesle. Hafifçe gülümsedim ve kafamı iki yana salladım. "Bir şey yiyesim yok."

"Kahve, süt, kola?" Kapıyı biraz daha açıp konuştu.

"Teşekkür ederim, bir şey istemiyorum." Tek dirseğimin üzerinde durduğum pozisyonu bozup kendimi yatağa bıraktım. Gözüm kısa bir anlığına duvardaki saate takılınca Elif'e bakmadan konuştum. "Geç olmuş saat, yat sen de."

Bir süre ses gelmedi, üzerimdeki bakışlarını hissedebiliyordum. Yalnız kalmak istiyordum sadece, kafamda yeterince çok ses vardı zaten. Yutkunarak pürüzsüz tavanla bakışmaya devam ettim, bir süre sonra kapım yavaşça kapandı.

Derin bir nefes verirken yatakta yan döndüm ve gözlerimi kapadım.

Bunu sana yapmamalıyım.

Sesi, son birkaç saattir olduğu gibi kulaklarımda yankılanınca üzülememiştim bile. Neyi bana yapmamalısın? Kafamdaki Dorian'lar cevap verdi;

Duygularının farkındaydım ve seninle oynamak istedim, şimdi sana bunu yapmamalıyım.

Duygularının farkındayım ve sana ümit vermemeliyim.

Korkunç biriyim ve seni de bana benzetmemeliyim.

Yüzümü buruşturarak son Dorian'ın dediği şeyi düşündüm. Hadi ama, beyazıma siyah bulaştırmak istemeyen kötü çocuk musun sen?

Sana karşı duygularım var ama senin duygularını anlamadığım için sana bunu yapmamalıyım.

Yok artık... Tarık? Bu sesi aklıma sen mi soktun yoksa? Yatakta tekrar düz dönüp sesli bir nefes verdim. Aklımda yankılanan tek bir soru vardı şimdi.

Neden beni kovuyorsun?

Arkadaşlık bağı istememe, evet bundan bahsetmişti. 'Arkadaşlık gibi kompleks bir ilişkiye kendimi uygun görmüyorum'

Neden? Onun için çok mu sıradanım? Yoksa fazla mı aşırıyım? Bunca zamandır bütün konuşmalarımızı iyi düşünmek istediğim için mi öyle gördüm, her şey yolundaymış gibi? Yoksa göremediğim, duyamadığım bir şeyler mi vardı? Çok mu rahatsız oluyordu benden? O zaman niye sarıldı ki? Sarıldıysa niye bıraktı? Yoksa arkadaşça bir sarılma mıydı bu, beni gerçekten arkadaşıymış gibi görüp görmediğini mi test etti? Tarık'a sarılırdım, İlke'ye sarılırdım... Onun gibi miydi?

İlke...

Kafamı iki yana salladım. Dur Barış, o başka zamanın konusu.

Arkadaşlığımızı test etti ve gerçekten hiçbir şey hissetmediği için bunu bana yapmak istemediğini söyledi.

falcı | bxbWhere stories live. Discover now