20.Bölüm

73K 3.8K 824
                                    

Gökçe: karşıma çıkmayı düşünüyor musun? (03.07)

Ege: neden uyumadın Gökçe ? (03.11)

Ege: yarın okul var.

Gökçe: soru sordum Ege.

Ege: 12 gün kaldı.

Gökçe: sen neden uyumadın Ege?

Ege: uykum yok.

Gökçe: peki.

Gökçe: iyi geceler.

Ege: sanada.

Kim olduğunu düşünmekten saat 3 olmuştu ,
'12 gün kaldı sabret Gökçe'diye kendimi teselli ederek gözlerimi kapatıp uyumayı bekledim.

Pazartesinin verdiği huzursuzlukla yatağımdan kalktım,alarm sesiyle ablam ve abimde kalkmıştı, birde onları kaldırmakla uğraşamazdım zaten.

Rutin işlerimi hallettikten sonra dolabımdan siyah kot pantolonumu ve haki renginde t-shirtimi giydim hava biraz soğuk olduğu için siyah hırkamıda giydikten sonra hazırdım.

Ablam lavoboya girince bende makyaj masasının üzerinden 100 tl verdiği maskarasını aldım,
mal gibi bir maskaraya 100 tl vermişti.
Maskarayı sürdükten sonra mat rujlardan beğendiğimi alıp hemen sürdüm.

Ablam beni böyle yakalarsa öldürmez işkence ederdi.çünkü benim ablam çıkarcı bir pislik olduğu için ben olmadan yapamaz, onun için öldürmez.

Ablamda süslendikten ve abim parfüm şişesini üstüne boşalttıktan sonra evden çıktık.

Dolunay Onur'u yine peşinden sürüklüyordu, onların bu haline çaktırmadan sırıtıp ablam ve abimle beraber onlara doğru yürüdük.

Tolga hemen sarılıp "Kankim seni çok özledim" dedi."iki gün görüşmedik altı üstü" dedim.
"olsun yine özledim" diyen Tolga'ya göz devirdim.

abimle Onur Ege oyun muhabbeti yapıyordu,
ablam Egemen ile konuşuyordu.

biraz ilerledikten sonra yine üniversiteliler ve liseliler olarak ayrıldık.

Yine Tolga'nın Hazal'ın giydiği kıyafetlere karışmasını izliyorduk.
yine boş yapıyordu ;
"niye göbeği açık giydin?"
"bu pantolon niye yırtık köpek mi saldırdı?"

Hazal Tolga'nın saçlarını çekince sonunda sustu.
Biz de rahat bir nefes verdik,ne kadar çok konuşuyordu bu çocuk böyle anlamıyordum.

Eymen,Tolga ve Onur önden giderken oyun konuşuyorlardı.
Dolunay,Açelya,Hazal ve ben arkadan gelirken milletin dedikodusunu yapıyorduk.

Millet dediğimin içinde Şeyma Subaşı var,nafaka parasını konuşuyorduk. bizim konuşmamızı duyan Tolga arkaya gelip "harbi abi ya on sekiz senedir yemediğim parayı kadın bir senede alıyor." diyen Tolgaya gülüp devam etmiştik yola.

Okula gelince müdürün konuşması olduğu için sınıfa çıkmadık.
pazartesi günü boş konuşup olmayan moralimi bozacakdı yine.
pazartesi günü bari sal bizi lütfen.

haftanın ilk gününden nefret ediyorum.

Müdür sonunda gelince konuşmaya başladı;
"On ikinci sınıf öğrencilerimizin son senesi olduğu için bir kamp gezisi düzenleyeceğiz.
gelmek isteyenler odama gelip izin kağıdı alsınlar, izin kağıdını doldurduktan sonra kampa gelebilirsiniz.
Cuma günü gideceğiz bir hafta falan süreceğini düşünüyoruz.
Hepinize iyi dersler, iyi haftalar diliyorum."

Dolunay hemen "gidelim! lütfen gidelim.çok eğlenceli olur."

Hazalda ona katılarak "bencede gidelim ya!"

Açelya da Çağlar büyük ihtimalle olamayacağı için "ben gelmem."dedi.

Tolga "bencede gidelim ya, eğlenmiş oluruz hem."

Eymen"senin sayende seni Cem yılmazın oğlu sanmaya başladık zaten, ne eğlenmesi ?"

Tolga, Eymen'e kollarını dolayıp "ya karşim benim ya!"

Eymen, Tolgayı itiştirip "neyse bencede gidelim." dedi.

Dolunay sorar gözlerle Onur ve bana döndü, "Onurcum ve Gökçecim siz ?"

biraz düşündüm, eğer gitmezsem 1 hafta evde yatabilirdim, ama gidersem de eğlenme olasılığım çok fazla olduğu için,"farketmez" dedim.

Onurda "farketmez" deyince, Dolunay mutlulukla "gidiyoruz o zaman" dedi.
Sonra aklına Açelya gelmiş olacak ki Açelya'ya dönüp "Açelya sen neden gelmiyorsun aşkileytam?"
Açelya "Hafta sonu teyzemi istemeye gelcekler, tuzu ben katcam kahveye ondan."

Açelyanın dediğine güldükten sonra sınıfa çıktık.
sonuçta Açelya'nın gelmeme sebebini hepimiz biliyoruz =)

Dolunay yine yanıma gelmemiş,Eymenin yanında oturan Tolgayı kovmuş, Eymenciğinin yanında oturuyordu.

Bugünde Onur'a katlanacaktım.

Onur yanıma oturunca derse giren Edebiyatçıya tip tip baktım,Sabah sabah Edebiyat kasacaktı yine.

"Çocuklar Edebiyatlı günaydınlar!" deyip kendi kendine gülmüştü, espri yaptığını sanıyordu birde bu hoca.

Hemen kalemini eline alıp yazmaya başladı, hocam tahtayı mı kaçırıyoruz ne bu acele ?

Hemen fikri değişmiş olacak ki
"durun durun yazmayın vazgeçtim,
Bugün sizlerle bir oyun gibi bir şey yapalım.
Romeo ve Juliet seçelim aranızdan,hatta erkeklerden birini ben seçtim bile, dün yüz verdiğim zeki çocuğum tahtaya!"

Onur omzunu gere gere tahtaya çıkarken, hemen namıdiğer 'sülük hanfendi Aslı' heyecanla parmağını kaldırmaya başladı.

Hoca Aslıyı beğenmemiş olacak ki,
"Eee yok mu arttıran ? şu zeki ve yakışıklı çocuğun Julieti olmak isteyen?"

Bende aniden gelen bir deli cesaretiyle parmağımı kaldırdım, hoca beni işaret ederek, neşeyle "seni seçtim pikachu! "dedi.

Dolunay ben tahtaya çıkarken
"Ay Allahım ship ship ship, çok ship !" Dolunay'ın bağırmasını umursamadan tahtaya çıktım.

Hadi bakalım Gökçe sıçtın sıva.

🦄

çok ship annem 🙊💖

Karşı Komşunun Oğlu |TextingWhere stories live. Discover now