23.Bölüm

67.2K 3.5K 767
                                    

Müdür, "çadırınızı kurun en az iki kişi, en fazla yine iki kişi olacak şekilde yerleşin. birde onlarla uğraşamayız biz. " dedi, yanındaki beden hocasına sırıtarak.
Utan müdür öğrencilerinden utan.

Dolunay, "Eymen senle izleyeceğimiz film vardı ya onu da izlemiş oluruz hem, biz birlikte kalalım." fırsatçı.

Eymende onu onaylayınca, Dolunay bana döndü, elini kolunu havaya kaldırıp sessiz bir şekilde 'yes be' dedi.

Tolga, "Hazalcığım sende benimle çikolatalı süt içersin, aynı çadırda olalım biz"

Hazal, "çikolatalı süt için kabul ettim." yav he he.

Dolunay, "ee o zaman Onurcum ve Gökçecim de birlikte kalıyor." dedi, elleriyle alkış yaparken.

Eymen, "hadi kolay gelsin herkese."

Tolga "bebeksular güzel geçinin" dedi, Onur ve bana bakarak.

Yapacak bişeyimiz olmadığı için bizde birlikte çadırı kurmaya başladık.

Sinirle konuştum "ya geri zekalı o oraya olmayacak anlamıyor musun?!"

"Hayır Gökçe bu,buranın."

"Of yap kendin, seninle mi uğraşacağım be!"

"İşten yırtamazsın Gökçe, gel yardım et."

"Of ya erkeksin sen yapsana."

(saçma salak cinsiyet ayrımına çekmeden önce Gökçe'nin çadırı kurmamak için dediğini düşünürseniz sevinirim.)

"Kaslarımı böyle şeyler için kullanamam."

"Kosloromo boylo şoylor oçon kollonomozmoş, kasların varda sanki!" dedim, onun taklidi bittikten sonra sesimi düzelterek.

Kollarını gösterdi,
"Sence yok mu?" dedi sırıtarak.
Sırıttıkca sinirimi bozuyordu bu çocuk benim.

Tamam kasları olabilir ama bunu Onurun bilmesine ne gerek var?

iç ses; Onur'un hiç bir şeyi bilmesine gerek yok zaten.
ben; sus.

"Kas değil o , kolun." dedim

Onur kahkaha attıktan sonra, kaslarını göstererek "gel bak istersen." dedi.

"Ay ne bakcam be senin kaslarına!"

Onur yine kahkaha attı,
çocuk gülme bak,
çok güzel gülüyosun,
kızlar bakıyor,
sinirlerimi bozuyorsun benim.

Onur, "Bak kendi ağzınla dedin 'senin kaslarına' diye."

Gökçe bir kezde düşünerek konuşsan ne olur yani.

"Neyse tamam ya, gece ağaç tepesinde yatmak istemiyorsan susta çadırı kur." dedim.

Sonra ikimiz birlikte çadırı kurmaya başladık,
bazen ben çadırın altında kalıyordum, bağırmalarıma rağmen Onur beni duymuyordu. ya da duymamazlıktan geliyordu bilmiyorum ama çok yüksek ihtimal ikinci şık.

sonra ben onu çadırın çubuklarıyla kovalıyordum, en son zor bela bitmişti çadır işi.

çadırın bitmesiyle derin bir nefes alıp çadırın içine girdim.

Onur yine tahmin ettiğiniz gibi susmadı "ben kurayım, sen yat anasını satayım. ne kadar güzel."

Onu aldırış etmeden biraz daha yayıldım.

Onurda içeriye girince oda yattı

sahi biz bu küçücük çadırda nasıl birbirimize değmeden uyuyacaktık orası an meselesiydi, artık gece düşünürdük onu.

Karşı Komşunun Oğlu |TextingWhere stories live. Discover now