8.Bölüm ☘

2.7K 177 106
                                    

'Telefonu açıp kulağıma götürdüm ama ses vermedim.Karşıdan ses bekliyordum ve beklediğim ses geldi."Selam piç kurusu!"dedi telefondaki ses.Buz gibi ve iğrenç sesi tanımıştım.Olduğum yerde donup kalırken,saniyeler içinde kafamda yüzlerce senaryo yazmıştım bile.'

Tam o sırada telefonum çalarak beni uyandırdı.Nasıl yani?Rüya mıydı?Günlerdir gelen sessiz aramaların etkisinde kalarak böyle bir rüya gördüm sanırım.Ah,yani kâbus.
Daha şoktan tam çıkamamışken arabada olduğumu farkettim ve çalan telefona cevap verdim."Efendim Eren bey?"dedim."Emir,sen iyi misin?Sesin bi değişik geliyor?Sorun yok değil mi?"diye cevap verdi."Hayır yok ben iyiyim.Eren bey bisey sormak istiyorum müsade ederseniz."dedim.Onaylar şekilde cevap aldıktan sonra devam ettim konuşmaya."Sizinle odaya çıktıktan sonra bir sorun olmadı değil mi ?"diye sordum.Amacım ne kadar kısmının rüya olduğunu anlamaktı."Yok hayır.Noldu ki?"diye cevapladı sorumu."Hiç yok birşey.Siz neden aramıştınız?"dedim."Ben birazdan toplantıya gideceğim de.İhale toplantısı."dediğinde anlamıştım demek istediğini."Geliyorum hemen."dedim ve tam telefonu kapatırken Eren beyin sesini duydum."Dur bir dakika.Ben onu kast etmedim.Arabayı hazırlar mısın?"dedi."Hemen efendim."dedim ve Eren bey teşekkür ettikten sonra telefonu kapattı.
Bi süre sonra şirketin kapısında göründü.Arabanın arka kapısını açtım ve bindi.Kapısını kapattıktan sonra bende direksiyona geçtim ve arabayı çalıştırdım.Hâlâ rüyanın etkisindeydim.O buz gibi ses,o iğrenç nefesi hâlâ kulaklarımdaydı."Sen iyi misin?İyiyim demiştin ama iyi görünmüyorsun Emir."dedi bana bakarken.Dikiz aynasından arkaya doğru bakarak konuştum."İyiyim Eren bey.Sadece sizi beklerken içim geçmiş ve kötü bir rüya gördüm.Hepsi bu."dedim aynı şekilde dikiz aynasından bakarak.Hepsi bu değildi ama onun bilmesine gerek yoktu.

Bi süre sonra büyük bir holdingin önünde durduk."Ben seni toplantı bitince ararım.Arabayı hazır edersin."dedi ve arabadan inmeye yeltendiginde cevap verdim."Bende geliyorum."dedim dikiz aynasından gözlerine bakarak.O da aynı şekilde bana bakıyordu.

"Hayır olmaz.Sen gelmiyorsun."

"Geliyorum.Gelmek istiyorum."

"Daha yeni iyileştin Emir.Sana bisey daha olmasına izin vermem." dediğinde şaşkın bakışlarım eşliğinde yüzüne bakıyordum.Kahvelerine odaklanmıştım.Kalbim teklemişti dedigiyle.Bana değer mi veriyordu?Öylece bakışıyorduk dikiz aynasından.Sonra durumu toparlamak ister gibi konuştu tekrar."Yani şey...Bu iş biraz tehlikeli olabilir."dedi.

"Ben bu işin tehlikesini herseyini başında kabul ettim zaten.Ben fedaiyim ve sizinle geliyorum."dedim kararlı bi şekilde.

"Peki.Ama dikkatli ol."dedi ve oturduğu koltuğun kol dayama yerini kaldırıp silahını aldı,doldurdu ve beline taktı silahı.Sanki toplantıya değil çatışmaya gidiyor gibiydik,ne zaman ne olacağı belli olmuyordu.Benim silahım her daim dolu olduğu için doldurmama gerek yoktu.Arabadan inip holdinge girdik.

Asansöre binip 7. kata çıktık.Asansörden indikten sonra her iki yanda odalar bulunan uzun sayılabilecek bir koridora girdik.Birkaç dakika sonra koridorun en sonundaki odanın önünde durduk.Eren konuşmaya başladı."Toplantı odası burası işte."dedi.Bende gözlerimle oda tabelâlarını tararken Eren'in arkasındaki duvara sabitlenmiş küçük tabeladaki yazı dikkatimi çekti ve cevap verdim."Şurası da bekleme odasıymış,orda beklerim bende toplantı bitene kadar."dedim ve Eren benim baktığım yere baktı."Tamam olur.Görüşürüz."dedi.Kapı tokmağını çevirmeden önce gözlerini gözlerime dikti."Dikkat et.Sana bisey olmasını istemiyorum."dedi ve ben bisey diyemeden odaya girdi.Kalbim hızla atarken kendime şaşırıyordum.

Bekleme odasında kapının hemen yanındaki koltukta oturuyordum.Bir olay olursa diye kapıyı aralık bırakmıştım.Odaların camları film kaplıydı.Dışarıyı görüyordum ama dışardan görünmüyordum.Klasik bir bekleme odasıydı.Karşıda büyük ekran bir televizyon.Duvar kenarlarına sabitlenmiş koltuklar,birkaç tane sehpa ve iki tane klima vardı.Geniş ve büyük bir odaydı ve aydınlık.

Kapının kenarındaki koltukta oturmuş telefonumla oynuyordum ve dediğim gibi kapı aralıktı ve bi ses duydum.Fulyanın sesiydi bu.Hemen telefonumdan ses kaydediciyi açtım ve kaydetmeye başladım.Telefonda konuşuyordu yine.Hemen kapının arkasına geçip dinlemeye başladım.
"Evet şirketteyim."

"Bilmiyorum Erende gelmiş olmalı henüz konuşmadım."

"Çıkışta haber veririm sana,ona göre adamların hem şu fedainin hemde Eren'in işini bitirirler."

"Sen merak etme sevgilim,Ben ne yapıp edip Ereni o restorana getireceğim."

"Tamam canım.Baay." dedi ve toplantı odasına girdi.Resmen komplo hazırlıyorlardı.Bu sarı yılan Ereni öldürmekte kararlıydı.Ama bunu ben varken yapamazdı.Bu sarı yılanın başını ezmek farz olmuştu artık.

Artık yılanı ezmenin zamanı gelmişti değil mi?Sizce başarabilecek mi Emir?

Umarım beğenirsiniz 🙏

Sizleri seviyorum ❤

İyi okumalar ☘

~E~

FEDAİ (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin