1.7

49.2K 1K 540
                                    

Kendimi Quen dinlerken hissettiğim gibi mükemmel  hissediyordum.

Kimi kandırıyordum ki en az  Tuğkan'ın şarkıları gibi yıkık haldeydim.

Ya da birazdan Ahmet Kaya  açıp kolumu jiletleyebilirdim.

Bu adam şuan yaşıyor olsaydı bu şarkıları yapmazdı bence. Kim ister ki kekoların gözdesi olmak. Yazıık.

Ama bana daha çok yazık.

Allah belanı versin Barkın.

Tövbe

Tövbe

Vermesin vazgeçtim.

Ama sürün inşallah Barkın.

Sevdiğin kız da sana benim çektiklerimin beş bin katını yaşatsın inşallah Barkın.

Bu biraz annemin bedduasına benzedi. Sizin bana yaşattıklarınızı sizin çocuklarınız da size yaşatsıınn..

Hayır anlamadığım bir şey vardı. Bu kızda onun sevdiği kız değilse neden birini severken başka birinin kollarındaydı ki.
Ben birisini severken başka hiç kimseyi görmez oluyordum. Bırak öpüşmeyi konuşamıyordum bile.
Ama o öyle değildi ya da gerçekten sevmiyordu. Her ihtimali düşünüyordum. Sevdiği kız bende olabilirdim, küçük bir ihtimal de olsa olabilirdi.
Ama her seferinde başka birisinin kollarındaydı.

Belki de onu unutmak içindir.

Ya da belki de sevgiyi hiç hissetmemiştir.

Galiba ben fazla aptaldım. Onu haklı çıkarmak için elimden ne geliyorsa yapıyordum. Şuan yine konuşsak hiç birşey olmamış gibi devam edebilirdim.

Offf

Yatakta dizimi ve yorganımı olabildiğince kendime çekmiş öylece oturuyordum, eve geldiğimden beri.  Akşam yemeği de yememiştim.

Normalde öyle bir ihtimal olamazdı ama canım kardeşim Caner annemi susturmayı başarmıştı.

Odama doğru gelen ayak seslerini ve eşliğinde söylenen şarkıyla kafamı kaldırdım.

"Kızgın güllerin üstüne düşmüş dolunayım ben"

Kapı açıldı ve kafasını kapıdan uzatarak konuştu.

"Bir kişilik daha yerin var mı"

Güldüm ve yatakta biraz kenara kaydım. Bu hareketimi görünce bütün cüssesiyle kapıdan içeri girdi. Benden bir yaş küçüktü ama görseniz aramızda beş yaş varmış gibi duruyordu. Boyum o kadar kısa değildi ama Caner'in yanında küçük kalıyordum. 1.88 boy mu olur ya. Tabi basketbol oynamasının etkisi büyüktü bunda. Bende 1.67...

Elinde iki tane poşet vardı poşetlerin içleri görünmüyordu. Yatakta yanıma uzanırken poşetleri yere koydu ve benim gibi o da yorganı üzerine çekti.

"Nasılsın" dedi, ilk başta.

"İyiyim" dedim, milli bir yalanımızdı bu. Her ne kadar iyi olmasakta iyiyim sen derdik. Ve Caner iyi olmadığımı adı gibi biliyordu.

"İyimisin, o zaman bana gerek yok" diyerek kalkmaya çalıştığında kolunu tuttum.

"Hayır ya saçmalama"

Güldü..

Güldüm..

"Bende eski günlerdeki gibi yaparız diye geldim" dedi ve yere koyduğu poşetlerden bir tanesini çıkararak bana uzattı.
"Annemden zor sakladım valla "

Poşetin içine baktığımda her türlü abur cuburun olduğunu görmek beni çok mutlu etmişti.
" Yaa sen bir tanesiin"
Diyerek yanağından bir öpücük aldım.

"Ah biliyorum, herkes öyle söyler"

Şuan benim buna egonu sikeyim falan demem gerekiyordu ama sadece güldüm, burukça..

"Neyse hadi bilgisayarı ver"

Ayağa kalkmadan yatağımın yanındaki komidinden bilgisayara uzandım.

"Aynı şeyi mi" dedim eskiden izlediğimiz şey aklıma gelirken.

"Aynı şey"

Çoğu abur cuburu bitirmiştik. Geriye sadece Nutella kalmıştı. Bunu bilerek sona bırakmıştım.

Uğur böceği ve kara kediyi bilmem kaçıncı kez izliyordum. Ama hiç biri Caner'le izlemenin zevkini vermiyordu.

En son yavaş yavaş nutellamı yerken ağlamaklı bir sesle konuştum.

"Caner ben çok mu çirkinim"
Dedim tüm vücudumla Caner'e dönerken.
O da aynı şekilde ban döndü.

"Saçmalama kızım, çok güzelsin. Sen hiç aynaya bakmıyormusun, bakıp ta görmüyorsan tam bir salaksın demektir ki zaten salaksın. O orospu çocuğu için kendini bu kadar üzmene değmez emin ol"

Ben neden kendimi üzüyordum. Aslında onunda bir suçu yoktu ki. Ben kendi kendime gelin güvey olmuştum.

"Caner ben onu unutmak istiyorum"

"İstiyorum demekle olmaz çabalaman lazım"

Bir süre düşündüm.

"Bu günden sonra çabalayacağım" dedim kararlı bir şekilde.

Caner çok sevecen bir şekilde gülümsedi bana. Bu çocuk istediğinde bir melek olabiliyordu.

"O zaman başla "
Dedi. Ne yapacağımı ya da ne yapmam gerektiğini anlamadığımı belirten bakışlarımı yolladım.

"Al telefonu eline ve yaz birdaha konuşmayalım falan"

Telefonu yavaşça elime aldım. Parmak izimi okutup Barkın'la olan konuşmamıza girdim. Barkın'ın yazdığı bir kaç nasılsın mesajını umursamadım. Parmaklarım yavaşça klavyede gezindi. Yazmıştım ama göndermek için kafamı kaldırıp Caner'e baktım. O da bana bakıp olumlu anlamda kafasını salladı. Ve enter...

Lina: birdaha konuşmayalım hoşçakal

Kendimi çok suçlu hissediyordum. Sanki sevgiliydik de ben bir mesajla ayrılmışım gibiydii.
Telefonu komidinin üstüne koydum ve tekrar Caner'le aynı pozisyonu alarak çizgi filmi izlemeye devam ettik.

Bir süre sonra kafam Caner'in omzuna düşmüştü.
Artık göz kapaklarımı taşıyamıyordum.

En son Caner'in beni yatırıp üzerimi örttüğünü hissettiğimde zar zor uykulu sesimle konuştum.

"Gitme"

Gözümü açamıyordum o yüzden ne tepki verdiğini de göremiyordum. 

"Emin misin, 1.88 lik mükemmel kardeşinin oraya sığacağını düşünüyormusun"

Gülümsedim ve kafamı salladım.

Ve Caner'in omzuna yatarak tekrar uykuya teslim ettim kendimi.

instant feelingWhere stories live. Discover now