2.3

37.1K 818 345
                                    

Giren kadının ilk başta birisinin velisi olduğunu düşünsemde kendini tanıtması ile yeni gelen biyoloji öğretmeni olduğunu anlamıştım. 

Şuan biyoloji dersine girmek en son isteyeceğim şey olabilirdi. O yüzden bir şekilde dersten çıkmam gerekiyordu.

Hocaya baktığımda masasına oturmuş, birşeyler anlatıyordu.

Sıkıntıdan karaladığım, defter sayfasıyla bakışıyordum. Sayfayı yırtarak çöpe atmak için ayağa kalktım.

Hocaya bakmadan elimde buruşturduğum kağıt ile birlikte çöp kutusuna doğru ilerledim, şarkı söyleyerek.

"Bilmem bu neyiin nesiii
Güzelliğin böylesii
Varmışş bendenn delisssi
Olamazz, olucam kölesii"

Bağıra bağıra söylediğim şarkıyla hoca şaşırmıştı. Sınıfta ise eşlik edenler veya gülenler vardı.

Çöpü atmış tam arkamı dönmüştüm ki hoca konuştu.

"Kızım iyimisin?"

"Kötü mü görünüyorum?"
Dedim, boş boş hocaya bakarak.
O ise beni takmadan tekrar konuştu.

"Neyse geç yerine"

Sırama doğru ilerlediğim sırada aklıma gelen fikirle sandalyemi elime aldım.

Meriç de dahil olmak üzere bana napıyorsun bakışları atanlara aldırış etmedim. Sandalyeyi sürüye sürüye hocanın yanına getirdim, koydum ve oturdum.

"Napıyorsun kızım? Geç yerine"

Hocaya dönerek boş boş suratına baktım. Sınıftakilerin beni bozmayacaklarını bildiğim için rahattım. Tek sıkıntım bu kadar gülen varken, ben gülmemek için kendimi tutmak zorundaydım.

"Hocam iyi değil o"

"Sıkıntılı biraz arkadaş"

"Deli hocam, uzak durun"

Gülmelerin arasından, konuşan insanlara baktım. Ilgaz ve Meriç de dahil olmak üzere hepsi, hocaya benim deli olduğumu, bazen saçma sapan haraketler yaptığımı falan anlatıyorlardı. Hoca ise şaşırmış bir şekilde olanları dinliyordu.

Oflayarak ayağa kalktım, herkes napacağımı merak ettiği için dört gözle beni izliyorlardı. Sınıfın kapısını açıp sınıftan çıktığımda son duyduğum şey hocanın sesi oldu.

"Biri şu sandalyeyi alsın burdan"

Mutlulukla kantinde oturmuş, aldığım eti cin ile kahvemi içmekle meşguldum. O sırada önümdeki sandalye çekildi ve kumral uzun boylu bir çocuk oturdu.

"AA kolumu kıran kız"

Kaşlarımı çatarak boş boş çocuğun suratına baktım.

"Geçen gün bana çarpmıştın da"

"İnsanlık hali olabilir"
Dedim aldırış etmeyerek.

"Çarptıktan sonra geber demen pek insanlık hali değildi" dedi gülerek.

Bende gülmüştüm.

Önümde duran bisküvi paketine baktım. İçinde hala biraz vardı. Karşımda duran çocuğa uzatarak "yer misin?" Dedim.

"Yok saol" dedikten sonra, gülerek tekrar konuştu "çarpışmayalı kibarlaşmışsın"

"Yaş kaç? -  5 falan mı? - Yani mizah seviyen onu gösteriyor" dedim bende gülerek.

"5 yaş dedin de aklıma ilk aşkım geldi"
Dedi uzaklara bakarak.

"Lan ben 5 yaşında tuvalete gitmek için annemden izin alıyordum, siz nasıl aşk yaşıyorsunuz ya?"

Kahkaha attığında kendimi tutamayıp bende güldüm. 

"Sende biraz mallık var galiba"

"Sence biraz mı?"
Dedim, elimi çenemin altına koyarak.

"Fazla, ilk kez 4 yaşında falan öpüşmüştüm."

"Bende geçen seneye kadar öpüşünce çocuk oluyor sanıyordum"

Söylediğim şeyin saçmalığını fark edince elimi alnıma koyarak masaya diktim gözlerimi.
O ise kahkahalarla gülüyordu.

"Şimdi nasıl oluyormuş çocuk?"

Gözlerimi büyüterek suratına baktım.

Kahkahalarının arasından zar zor konuşarak "şaka yaptım hahaha"  dedi.

"Neyse çokta şaapmamak  lazım, insanlık hali "

"Çok değişik bir insansın"

"Bunu kötü anlamda dediysen eğer-" elimi yumruk yaparak ona uzattım ve tekrar konuştum. "Beni yorma şuna kafa at"

Yumruk yapıp ona uzattığım elime yavaşça vurarak indirmemi sağladı.

"Yok be kafa kızsın"

"Aga be o  yüzden mi sevgilim yok?

"İstersen olabilir" dedi kendini göstererek.

"Yaa hayır be"

İki saattir her söylediğimiz kelimeye hunharca gülüyorduk. Gerçekten konuşmak eğlenceliydi. Zil sesini duyduğumda ayağa kalktım. Benle birlikte o da kalktı ve elini bana uzatarak, " bu arada ben Atakan"

Uzattığı elini tuttum. "Ece bende, biraz geç oldu ama"

"Aynen" dedi otuz iki diş gülümserken.








instant feelingWhere stories live. Discover now