Bölüm 12 - SABAHA KADAR

3.8K 254 310
                                    

Gecenin ilerleyen saatlerinde oyun çoktan bitmiş, herkes yatacakları yere doğru yol almıştı. Epey eğlenceli geçen saatlerin ardından hepsi uzun süredir bu kadar eğlenmediğini düşünüyordu. Bir sürü soru sorulmuş, komik şeyler yaptırılmış ve kahkaha sesleri hiç kesilmemişti.

Avlu insanların gidişiyle azar azar boşalırken Lan Zhan ve Wei Ying , kaldıkları yere doğru yürümeye başladılar.

Lan Zhan yürürken gayet rahat görünen çocuğa sordu. "Miden nasıl? İyi misin?"

"Hm," başını sallarken sırıttı Wei Ying. "Shijie'min yaptığı çayla birlikte yürümek iyi geldi. Karnım ağrımıyor artık."

"Mn, bir dahakine daha dikkatli ol." Lan Zhan onu onaylarken kaldıkları evin önüne geldiler.

Wei Ying kapıyı sakince açıp kenara çekildi. Odanın bir köşesinde duran şilteleri alıp boş alana yan yana dizdiğinde belini doğrultup ellerini çırptı. "Hah, işte olduuu..." Lan Zhan'a döndü. "Lan Zhan, bugün birlikte uyuyalım mı?"

Bir süre tepkisiz kalan adam sonunda başıyla onayladığında, kapıya dönüp bir mühür yaptı. O arkasını dönükken sırıtan Wei Ying de duvarlara birkaç sessizlik tılsımı yerleştirdi.böylece kapı açılmayacak, içeriden dışarıya ses gitmeyecekti. Yani... ne olur ne olmaz, önlem almaktan zarar gelmezdi. Bu şekilde birilerine yakalanmak istemezlerdi.

Lan Zhan işini bitirip geri döndüğünde Wei Ying'e baktı. "Hemen uyuyacak mısın?"

"Hm," Başını salladı. "Zaten yeterince yorulduk. Uyumasak bile yatarken sohbet edebiliriz." Çekinerek etrafına baktıktan sonra dudaklarını büzdü. "Ben aslında... Sana sarılarak uyumak istiyorum..."

Lan Zhan dış cübbesini çıkarıp kenardaki ufak masanın üzerine bıraktı. Ardından saçındaki büyük tokayı yavaş ve dikkatli bir şekilde çıkartıp saçlarını çözdü. Elleriyle saç diplerini hafifçe ovuşturup iki yanından saç tutamları alarak gevşekçe tutturdu. Fakat hala yanlarından iki uzun tutam sarkıyordu.

Wei Ying onun yatmak için hazırlandığını görünce kendisi de hazırlandı. Dış kıyafetini çıkardı, dağılan saçlarını çözüp tekrar bağladı, yastıkları düzeltti...

İçten içe garip hissediyordu. Sanki evlenmişler de gerdeğe hazırlanıyorlarmış gibiydi. Sahi... köyde yeni evlenen kadınlar bundan bahsederdi. İlk geceden.

Wei Ying ve Lan Zhan henüz öpüşmekten öteye gitmemişlerdi. Fırsat olmamıştı ve Wei Ying biraz da çekindiğinden dolayı ilk adımı atamıyordu. Neyden çekindiğini de bilmiyordu aslında, Lan Zhan'ı tatmin edememekten mi korkuyordu yoksa acı çekmekten mi...

O bunu düşünürken Lan Zhan yanına geldi. "Yatalım hadi."

"Hm, olur." Wei Ying gergince gülümserken yere çöküp yumuşak ve rahat yatağa uzandı. Lan Zhan'ın da yanına uzanmasıyla birlikte neredeyse kalp atışlarını duyacak kadar gerilmişti. Derin derin nefes alırken, alt dudağını ısırdı. Yutkunduğunda sürekli gözlerini kırpıştırıyordu.

"Wei Ying." Sakince seslendi.

"Hah! Ne! Ne oldu?" Telaşlı sesi Lan Zhan'da şüphe uyandırmıştı.

"İyi misin?"

"Değilim." Hemen ekledi. "İyiyim! İyiyim sadece biraz şey oldum..."

"Ne oldun?"

"Garip." Wei Ying tereddüt ederek konuştu. "İlk defa birlikte uyuyoruz, biraz garip hissettim. Ne yapacağımı bilemedim."

"Yaklaş." Lan Zhan'ın sesi o kadar sakin ve yumuşaktı ki insan beş dakika kesintisiz dinlese uykuya dalabilirdi.

jiào wǒ, gege || wangxianHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin