Bölüm 12: Karanlıkta Gezenler

824 97 0
                                    

Gözlerini açıp açmamakta kararsızdı genç adam. Neyle karşılaşacağını bilmiyordu, ayrıca hareketleri de gayet normal gibiydi. Demek ki, son hatırladığı şey –yani yaptığı katliam- sadece bir rüyaydı. Yine de kendini tuhaf hissediyordu, o kadar büyük bir gücü avuçlarında tuttuktan sonra, hep hissettiği o aşırı tükenmişlik duygusu, yine gelip bedenine yerleşmişti. 

Kendi kendine "Acaba rüya değil miydi?" diye düşünürken, o güne kadar duyduğu en güzel ve melodik ses, adeta nazire yaparcasına çatallaşmış bir ses tonuyla:

            -"İyi misin?" dedi.

Ses tanıdıktı, ama son derece de sertti. Sanki işlediği bir suçu yüzüne vuracaktı birazdan, öncelikle sağlığını sorması bundandı. Yavaşça gözünü araladı, hatırlamadığı süre içinde her ne yaşamışsa cesur olmalıydı artık:

            -"Evet, sanırım. Neler oldu?"

            -"Nasıl yani hatırlamıyor musun?''

            -"Hayır, pek bir şey hatırlamıyorum. Sadece yorgun hissediyorum."

Karanlığa olabildiğince dikkatli bir bakış savurdu. Gözleri artık iyice alışsa da pek bir şey seçemedi.

-"Neredeyiz böyle?"

Lea, derin bir nefes aldı. Bir süre tuttu, sonra da sanki söyleyeceklerini yutmuş gibi:

-"Paralı askerlerin elindeyiz. Sanırım kamp gibi bir yere getirdiler bizi. Diğer köylüleri de bize yardım ettikleri için bizimle getirdiler ama sadece ikimizi buraya tıktılar. Sanırım mağara gibi bir yerdeyiz."

-"Köylüler nerede peki?"

-"Bilmiyorum. Brox, benimle daha sonra görüşeceğini söyledi. Çok özelmişim gibi davranıyor, sanırım benden hoşlanıyor."

Tung gülümsedi.

-"Karanlıktı ya, ondandır."

  Lea da gülümsedi. Sonra aniden:

-"Gerçekten olanları hatırlamıyor musun? Oradaki neydi öyle?"

-"Hatırladığım son şey senin yüzün. Ama eğer diğerini soruyorsan, bir başkası olsaydın, anlayamayacağın bir şey derdim, ama sanırım sende de bir tane var."

-"Diğeri mi? Tam olarak neden bahsediyorsun?"

-"Diğeri işte, o... Lanet yani... Bilirsin, seni dövüşürken gördüm. Başka birisi gibiydin. Lanetli birisi gibi..."

Lea şaşırmıştı. Dönüşümünü fark etmişti ve benzer bir şeylerden bahsediyordu galiba bu adam. Ya da yine o kendini beğenmiş karakterine geri dönmüş kendisiyle dalga geçiyordu. Asabi bir tonla:

-"O lanetli dediğin birisi senin hayatını kurtardı, sanırım ona borçlusun."

Tung umutsuzca:

-"Evet, farkındayım. Ama sen aslında ödeştiğimizin farkında bile değilsin."

-"Neden bahsediyorsun? Bilmece gibi konuşma barbar!"  Bir an duraksadı. Utançla önüne eğilirken:

-"Şey, üzgünüm. Adını bilmiyorum halen ve görünüşün bir barbarı anımsattığı için sana böyle hitap ediyorum. Adını söyle bana ve bende bir daha sana barbar demeyeyim."

-"Adım Tung. Neden bahsettiğimi de boş ver, zamanla anlayacağız zaten. Seninle ilgili düşüncelerimde yanılıp yanılmadığımı göreceğiz ama sende, diğeri etraftayken dikkatli ol. Ne demek istediğimi sen de yakında anlayacaksın. Senin adın ne?"

Lanet & ArmağanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin