4. Bölüm ➰ Nefes

1.4K 212 77
                                    

Bölüm şarkıları:
Breathe - Fleurie
Prisoner - Raphael Lake

Keyifli okumalar!

Keyifli okumalar!

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

*4. Bölüm: Nefes*

Her yere gidebilirsin ama geldiğin yerdesin.

2003

Kış aylarındaki nadir sıcak günlerden biriydi. Asya, önündeki oyuncak bebeğin saçlarını beceriksiz şekilde örerken kaşlarını ciddiyetle çatmış ve yaptığı işe odaklanmıştı. Bugün kendisini bez bebeğinin dadısı ilan etmişti.

Annesinin yanına gelip koltuğa oturduğunu göz ucuyla fark etse de başını kaldırmadı, birbirine karışmış saç tutamlarını örmek için çabaladı. "Ne yapıyormuş bakalım benim küçük dünyam?"

Annesinin kendisine seslenmesiyle başını kaldırdı Asya, hala dikkati elindeki bebeğin saçlarında olduğu için büzdüğü dudaklarını ve çattığı kaşlarını düzeltmedi. "Olmuyor işte, biri bez bebeğimin saçlarını karıştırmış hep. Anne, saçlarını keselim mi bebeğin çok uzamış baksana."

Küçücük ellerindeki bebeği annesine doğru kaldırdı ve yüzündeki ciddiyeti bozmadan onun cevabını bekledi. Annesi onun bu haline sadece güldü. Kucağındaki kasenin içindeki çorba soğusun diye kaşıkla karıştırıp duruyordu.

"Önce uyusun o, bugün hiç uyumadı. Sen de gel yemeğini ye bakalım." Asya annesine itiraz edecekken acıktığını fark etti ve bacaklarını koltuktan sarkıtıp aşağı indi. Yemek masasına geçip babasının sandalyesine oturduğunda güldü annesi.

Kendisinin yemesi için önüne kaseyi bıraktığında Asya küçük elleriyle kaşığı yamuk bir şekilde kavrayıp ağzına götürdü. "Çok güzel olmuş anneciğim," dedi ikinci kez kaşığını çorbanın içine soktuğunda.

"Afiyet olsun aşkım benim." Annesi Asya'ya sevgi dolu baktı. Bilmiyordu ki, iki gün sonra kızını yalnız bırakacaktı.

GÜNÜMÜZ

Rüyalarımın hayatıma tekrar dokunması, karanlıktan daha büyük bir karanlığa geçiş gibi olması gerekirken, aydınlığa doğru yol almıştı. Gecenin ardından gelen gün doğumu gibi, sarsıcı ama sıcacıktı. Umutsuzluğum umut olmuş ve ben, kaçtığım hayatıma kucak açmıştım.

Kaç uykudan mahrumdu bedenim? Kaç insanı kurtarabileceğim rüyalarımı feda etmiştim zihnimde? Kaç arkadaşlık, kaç dostluk ve kaç sevgili kaçırmıştım geçen yıllarda? Hayata geç başlamış gibi hissediyordum. Kolay mıydı bu kadar, kendimi tekrar sevmem? En ufak fırsata muhtaç beklemişim ben, kendimi tekrar sevebileceğim ve insanlara isteyerek gülümseyebileceğim fırsata muhtaç.

Kaan Behram hayatıma girdiği anda, ruhuma güneş doğmuştu. Birini tanıyıp tanımamak önemli miydi içimde ortaya çıkardığı hisleri fark ettikten sonra? Ben sadece, kurtarabildiğim her insanı kurtarmak istiyordum artık. Dünya daha iyi bir yer olmayacaktı benden sonra. Yine de, benim dokunduğum insanlar bir başkası yüzünden eksik kalacak yaşamlarını kucaklayacaktı.

RÜYALARIN PEŞİNDEWhere stories live. Discover now