MUCİZE

180 74 69
                                    

SAĞ  KALAN

Selma yürüyordu. Hava  aşırı  soğuktu. Büyük savaş devam  ediyordu. Birden  bir ses duydu. Ağlayan bir bebeğin sesiydi  bu.

Yavaşça yürüdü. Onu  gördü. Bebek ağır yaralıydı. Durmadan ağlıyordu.

"Canım  benim canın nasılda acıyordur  senin gel  buraya"diyerek  bebeği kollarına  aldı. Bu esnada Selma'da ağlıyordu.

"Nasıl kıydılar  sana güzel bebek."

"Selma" diyen kocasının  sesini  duydu. Orhan, şaşkın  bir yüz  ifadesiyle eşine bakmaktaydı.

"Onu bırakamam  Orhan".

"Bırakmak zorundasın kendi çocuğumuza  zor bakıyoruz  başkasınınkine nasıl bakacağız?".

"Bak ona onu  nasıl  ölüme  terk  edelim?." Orhan, gözlerini  karısının  kucağındaki bebeğe  dikti. Oda çok  üzüldü. Ağlıyordu. Birden  bebeği  aldı  kollarına.

"Tamam canım benim geçti."

"Onu bırakamayız  Orhan  iyileşmeden asla."

"Nasıl  iyileştireceğiz  peki?."

"Bilmiyorum."

Top,  tüfek  sesleri  devam  ediyordu.Cadde  ağır  yaralı,  ölmek  üzere olan  insanlardan tut da  kokmuş cesetlerle  doluydu.

Bebekle birlikte yürümeye başladılar. Onu bırakmaya  ikisinin  de yüreği el  vermedi.

"Bu  bebek Yunanlı." dedi  Orhan.

"Öyle  mi?"

"Evet büyük hata ettik  düşmanın,  gavurun bebeğini kurtarmışız."

"Orhan  o  sadece  bir bebek anlıyor musun?  masum  bir bebek."

"Haklısın  hayatım sadece  seni çok  seviyorum  ve başına  bir  şey  gelmesini  istemiyorum. Yunanlı bebeği  alarak  büyük  riske girdik."

"Riske  girdiğimizi biliyorum  Orhan  ancak  onu  düşmanın  olarak  göremezsin. O ölmekte olan  bir bebekti onu nasıl bırakabilirdik  ki?."

"Bebeği bende o halde  bırakamazdım  sanırım  evet  bunu  yapamazdım. Onu  çok  sevdim. Zavallıcık  savaşın  ortasında  doğmuş bir  masum dediğin  gibi ailesi  öldürülmüş yapayalnız kalmış  yaralı bir  can."

"O artık  bizim  çocuğumuz  Orhan. Canım annen burada  merak  etme seni  asla  bırakmayacağım."

"Yürekli kadınsın Selma."

"Sende öylesin  Orhan. İyi  bir  kalbin  var   bunu asla yitirme."

"Asla".

BİLGİ

Yunanlıların bağımsızlıklarını kazandıkları 1830 tarihinden günümüze kadar Türklere karşı izledikleri Megali İdea  politikası, Türklerin bu ülkeyle yıllardır birçok sorun yaşamasına neden olmuştur.Gerçekte her iki ülkenin de bulundukları coğrafya, uzun yıllar bir arada yaşamaları,ekonomik yapıları, siyasi rejimleri ve savunma gereksinimleri gibi nedenlerle yakın bir dostluk ve işbirliği içinde olmaları gerekirken  bugün Yunanistan'la Türkiye arasında Kıbrıs dışında, adaların silahlandırılması, kıta sahanlığı, hava sahası,deniz hukukundan kaynaklanan karasuları sorununun yanı sıra Batı Trakya'da ki Türkler sorunu da ciddi anlaşmazlık konularıdır.

XVIII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren gerek Avusturya, gerekse Rusya, Osmanlı Devleti'ni içeriden parçalayabilmek amacıyla, Rumları bağımsız bir devlet kurmaları konusunda kışkırtmaya başlamışlardır. Örneğin: 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Ruslar işgal ettikleri Mora ve Adalarda bulunan Rumları devlet aleyhine kışkırtmak için faaliyetlerde bulunmuşlar, bu savaş sonunda imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması'na, buralardaki faaliyetlerini devam ettirebilecekleri  hükümler koydurtmuşlardır. Yine 1787-1792 Osmanlı-Rus-Avusturya Savaşları başlamadan önce, Avusturya ile birlikte,Eski Bizans İmparatorluğu'nun kurulması amacını taşıyan Grek projesini eklediler. 8 Çariçe Katerina'nın ürettiği bu projeye göre,Slavlar ve Rumlar Osmanlı yönetiminden kurtarılacaklar ve Bizans diriltilerek Katerina'nın oğlu Konstantin tarafından yönetilecekti.

SAVAŞ YILLARIWhere stories live. Discover now