8

4.8K 370 135
                                    


     Gözlerimi açabilmek için büyük bir uğraş verirken alfa feromonlarının kokusunun neden bu kadar yakından geldiğini anlamaya çalışıyordum. Vücudumu hareket ettirmemi engelleyen bir şey olduğunu farkederken göz kapaklarımı yavaşça araladım.

     Gözlerim yanımda yatan bedeni idrak etmeye çalışırken beni saran kollarına baktım. Benim ellerim ise onun gitmesini engellemek ister gibi tişörtünü kavramıştı.

     Telaşla Daewon'un bedeninden uzaklaşıp kendimi yataktan uzağa atarken onu çok da derin olmayan uykusundan uyandırmış oldum. Neler olduğunu anlamaya çalışırken neredeyse üzerine basmak üzere olduğum kırık bardağı farkettim. Tüm olanlar bir bir aklıma gelirken ani bir hareketle camların olduğu yerden uzaklaşmaya çalıştım.

     "Dikkat et."

     Daewon'un sesi ile ona dönerken tek düşünebildiğim saatler önceki utanç dolu anlarımdı. En son bayıldığımı hatırlıyordum ve yatağa nasıl yattığım ya da yatırıldığım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Özellikle Daewon'un yatağımda ne işi vardı bilmiyordum ve sanırım az sonra düşüp bayılacaktım.

     "S-sen... neden buradasın?"

     Yatağın üzerinde uzanırken bana kaşlarını çatıp bakmaya başladığında ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Aklımı zorlayıp ne olduğunu hatırlamaya çalışıyordum ama yaptığım şey boşunaydı. Belki de sadece beni yatağa yatırmıştı ve unuttuğum hiçbir şey yaşanmamıştı ama bu yanımda neden yatıyor olduğunu açıklamaya yetmiyordu.

     Gözlerini üzerimden ayırmadan kalktı ve yatağa oturdu. Uyandığından beri hiç değişmeyen ifadesi benim oldukça gerilmeme neden olurken sonunda cevap vereceğini anladım.

     "Yanında kalmam için bana yalvardıktan sonra bir de üstüne neden burada olduğumu mu soruyorsun?"

     Söyledikleriyle afallarken onun yüzüne bakacak cesareti kendimde bulamıyordum. Böyle bir şeyi ondan istemiş olduğuma inanamıyordum. Kalp atışlarım hızlanırken kıpkırmızı olduğumdan adım kadar emindim. Bu benim suçum değildi, hepsi onun feromonları yüzündendi.

     "Ne?!"

     Elim ayağım birbirine dolanırken ona kısa bir bakış attım ve bakışlarımı tekrar yere indirdim. Az önceye kadar beni saran kolları ve vücudu bundan hiç de şikayetçi durmuyordu ama şu anki bakışları buz gibiydi ve nedenini anlayamıyordum. Belki de odadan çıkıp kaçmalıydım.

     "B-ben... hatırlamıyorum." Bundan sonra onun yüzüne nasıl bakacaktım bilmiyordum. Bana doğru gelmeye başladığını farkedince istemsizce geriye doğru bir iki adım geriledim ama yanılmıştım. Yüzüme bile bakmadan hemen yanımdaki kapıdan çıkıp giderken arkasından bakakaldım. Yanımdan geçerken feromonları odanın içinde son kez yayıldı.

      Yanlış bir şey yapmış olup olmadığımı düşünmeye başlamıştım. Hatırlamadığım için mi sinirliydi yoksa ona başka bir şey mi yapmıştım bilmiyordum ama iki ihtimal de saçma geliyordu. Böyle bir şeye sinir olmayacağını hatta benim dünkü rezil halimden keyif alacak ve alay edecek biri olduğunu anlayacak kadar onu tanıyordum.

     Dakikalarca olduğum yerde öylece beklerken neyi yanlış yaptığımı bilmiyordum. Ona yakın da uzak da olsam aynı şey oluyordu ve buna katlanamıyordum. Artık düşünmeyi bırakıp kendime gelmem gerektiğini hissettiğimde eğilip yerdeki kırık cam parçalarını toplamaya başladım. Tamamen tuzla buz olmuştu ve her yere dağılmışlardı.

     Elime herhangi bir cam parçası batmaması için dikkatlice parçaları toplarken üstüme doğru bir gölge çöktüğünü hissetmemle durdum.

HIERARCHYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin