*03* Afyonkarahisar

93.2K 4.9K 1K
                                    

Umarım beğenirsiniz.

Oy verip yazarcığı sevindirirseniz, seviniriz. ;)

"Buyrunuz, taze doktor hanım." Eliyle içeriyi göstermesiyle ayakkabılarımı karşımdaki vestiyere yerleştirdim. Sol tarafımdaki kapının salon olduğunu anlayıp oraya yöneldim.

"Aradın mı aileni?"

"Çoktaan." Duru bir sesle cevaplamıştım, etrafı incelerken. Daha sonra bütün yol yorgunluğumla kendimi kanepeye attım. Nasıl olsa yabancı birinin evi değildi. Kankitoşumun eviydi.

"Burda uyumayacaksın tabi ki. Misafir odası seni bekliyor." Şaşkınlıkla ağzımı açtım.

"Ooo! Misafir odası mı? Vay be!" Dalga geçmemle gözlerini kısıp ayak ucumdaki yastığa hedeflemişti bakışlarını. Hızlıca yastığı kapıp kafama isabet ettirdi.

"Kalk duş falan al, sonra da git yat zıbar. Yarın erken kalkacağız." Sinirlendiğinde daha da incelen sesine yüzümü buruşturdum.

"Annem gibisin yahu!" Kanependen istemeye istemeye kalktım.

"Ablandır o canım, ablan!" İmalı bakışlarından kurtulup kıyafetlerimi aldım. Malum erken kalkacakmışız. Duş alıp yatsı namazını eda etmeli ve hemen yatmalıyım.

"Umay, kalk!"

Rüyamın kesilmesiyle gözlerimi ovuşturdum. Esneyerek arkamı döndüğümde İpek hanım süslenmiş biçimde tepemde dikiliyordu.

"N'oluyoruz? Sabahın köründe!" Kirpiklerimi kipirdetip net görmeye çalıştım.

"Hastaneye gidiceğiz. Hani biz doktoruz ya."

"Çok mantıklı." Sesim kurumuş boğazımdan kısıkca çıkmıştı.

"Hadi kalk!" Elini kalkmam için sallarken kapıyı gösterdim. "Tamam, sen git geliyorum ben." Kafamı kaldırıp gitmiş diye baktım. Olumlu sonuç alıp kafamı yastığa geri gömme niyetindeyken ince sesiyle irkildim.

"Umaaaaaaay! Ben senin bakıcın mıyım? Kalk lan!" Gürültüyle kendimi şalımı yaparken buldum. Bu kız beni çiğ çiğ yerdi vallahi. Daha önce okul günlerinde yemişliği de vardı. Allah'a beni koruması için dua ettikten sonra odadan mutfağa geçtim.

"Hadi iki lokma bir şey ye de gidelim!" Resmen emretmemiş tıslamıştı. Tövbe estağfurullah. Masaya oturup atıştırmaya başladım. Gözleri üstümdeydi, hissediyordum. Bir dilim peyniri ağzıma atarken başlamıştı ötmeye.

"Seni hastaneye bırakırım, sen tanışmıştın zaten ordakilerle değil mi?" Tek kaşımı havaya kaldırıp cevap verdim.

"Evet, evi tutmak için geldiğimde tanışmıştık." O konuşmaya devam ederken çayımdan bir yudum aldım.

"Heh, tamam! O zaman bana gerek yok. Ben bi, enişteciğinle buluşacağım." Eniştem konu olunca sesi yine incelmişti. Ağzımdakini yutup kıkırdamaya başladım. Hatta devamında kahkahaya dönüşmüş olabilir.

"Ne gülüyon kızım? Sen aşık olunca görürüm seni!"

"Aşk mı? Peh! Ben aşka inanmıyorum, bilmiyor musun?" Diye geçiştirdim.

"Hıhı! Hadi doyduysan çıkalım kankacığım." Sandalyesini arkasına doğru itip ayaklanırken yalandan kaşlarımı çattım.

"İşine gelince kanka! Tabi çıkalım ablam." Son kelimeyi üstüne bastırarak söyleyip bende ayaklandım.

"Şunu anla artık! Senin bir tane ablan var o da Sena ablan! Ben abla olacak kadar yaşlı değilim "

"Sus konuşma." İşaret parmağımı ona doğrultmamla ellerini pişmanlıkla havaya kaldırdı.

"Yahu, ben gerçekten başıma bela aldım ya! Hemde halen lise yıllarını yaşayan bir bela!"

"Aa, benim ruhum çocuk! Yeni mi anladın İpek böcüğü?" Diyerek yanağından makas aldım ve kapıya ilerledim. Büyük ihtimal arkamdan sallıyordu ama umrumdışı.

Biz böyle kedi köpek gibi görünsekte üç yıl aynı yurtta kalıp bir yılda aynı yerde staj yaptığımızdan alışmıştık birbirimize. Bu laflarımız hep sevgidendi aslında. Ablamla ne isem İpekle de öyleydim işte. Abla eşittir İpek!

İpek benim aksime uzun boylu, güzel ve zarifti. Uzaktan bakan bir göz bile onun çıt kırıldım olduğunu fark edebilirdi. Uzaktan bakan aynı göz beni gördüğünde ise şıp diye kabadayı hallerimin arasına serpişen yaramaz çocuk huylarımı fark eder. Tesettürlü ve minyon tipli olmam etrafımdakileri yanıltabiliyordu bazen. Ama yakından tanıyınca içimdeki tazmanya canavarını görüp kaçıyorlar.

Ayrıca liseden beri dert yandığım bir şey vardı. Boyum... Şahsi fikrimce sayıların bir önemi yok. Ha 180 ha 160 ne fark eder dimi canım?

Kilomdan gururla bahsedip sevmediğim kızlara hava attığım bir tarafımda var. Ben şu yeyipte kilo almayanlardanım.

"Evet geldik, in bakalım."

Kapıyı açmadan etrafı incelemeye başladım. Hastane az ilerimdeydi. Hemen önümde araları mesafeli, yan yana dizilmiş banklar ve bir kaçında insanlar vardı. Yerdeki çimenlerde çocuklar ve aileleri oturmuş bir şeyler yiyor, onların sağında da beyaz önlüklü iki kişi uzanmış muhabbet ediyorlardı.

Kapıyı yavaşca açtım ve arabadan indim. Arka koltuktaki çantamı alıp İpek'e el salladım. Daha sonra ayağımın hemen yanındaki bordro taşına çıkıp İpek'in geri gidişini izledim. Tamamen gözden kaybolduğunda yüzümü hastaneye çevirdim. İşte dönüm noktam burasıydı. Sevinç ve hüzünün bir yaşadığı bu mekan. Hadi bismillah.

Ev Sahibim Asker Where stories live. Discover now