2.Bölüm

2K 55 2
                                    

Arkeoloji alanına gelene kadar ne Oğuz ne de Ziya konuştu. İkisi de zihinlerin de bu sır ölüme dair bir delil peşindeydi. Ölümdü. Çünkü bir delil bulunamadığından ne cinayet ne de suikast gibisinden terimler kullanamıyorlardı.

Sır gibi olan bir ölüm. Bir kadın cesedi. Ama sıfır delil. İtinayla çalışılmış bir ölüm. Geride bir tane bile delil bırakılmadan. Oğuz Başkomiser bunları zihninde düşünürken ara ara direksiyona vuruyordu kendinden habersiz. Ziya da Başkomiserini sadece izlemekle kalıyor mayışmış bir şekil de ara ara sağa sola bakıyor araba plakalarını okuyordu içinden.

Arkeoloji alanına gelindiğinde saat 11.15ti. Arabadan ilk inen Oğuz Başkomiser ceketinin bir kolu yerlere sürünür vaziyette ilerliyordu arkasında Ziya'yı da bırakarak.

Bağırdı arkadan. Ziya ! Duyuramadı sesini.

Ziya ! Ziya ! Ziya !

Geliyorum Başkomiserim

Çabuk gelsene be adam seni yanımda süs olsun diye getirmedim çabuk ol !

Nefes nefese kalan Ziya geldi. Başkomiserim bir şey mi buldunuz?

- Bir bulabilsem Ziya. Bir bulabilsem. Yok. Bu kadın burada ölü bulundu Ziya. Başı sağa doğru yatmış bir şekilde saçlarında hiçbir dağınıklık olmadan.

Ziya ama sağ bileği kesik diyecekken Oğuz araya girdi ,

Sağ bileği kesik olmasına rağmen yerde bir kan lekesi yok incelemeler de bunu kesinleştiriyor o zaman bu kadın buraya kadar nasıl getirildi be adam ! Şu çamurda bile bir tane ayak izine rastlamadık kafayı yiyeceğim artık Ziya kafayı yiyeceğim. Az kaldı !

Ziya'nın telefonu çaldığı anda Oğuz yerlere itina ile bakarak üç beş adım attı arkeoloji alanının çevresinde kendi kendine konuşarak. Öyle kendi kendine kapılmıştı ki ne hafif hafif yağmaya başlayan yağmuru fark edebiliyordu ne de arkasından seslenen Ziya'yı.

Ziya ancak gidip sırtına dokunarak kendini hatırlatabildi Başkomiserine.

- Başkomiserim

- Hı. Ne var Ziya ne?

- Emniyetten haber geldi. Atıf müdürüm bizi çağırıyormuş. Daha doğrusu sizle konuşması gereken bir şey varmış hem yağmur yağıyor bir an önce gidelim

Derin bir of çekti Oğuz Başkomiser. Gidelim Ziya gidelim. Biz buraya geldiğimiz de ya müdürüm çağırır ya da yağmur yağar zaten gidelim.

Arabaya doğru ilerlemeye başlarlarken Oğuz Başkomiserin aklını kurcalayan bir şey oldu, Ziya.

- Efendim Başkomiserim?

- Yağmur

- Evet yağıyor Başkomiserim

- 15 gün içerisinde kaç kere yağmur yağdı Ziya?

- Iki ya da üç olması lazım Başkomiserim , niye ki?

- Biz bu kadını bulduğumuz da yerler çamurdu tamam eyvallah ama o günden bir önce ki gün yağmur yağmamıştı bulduğumuz gece yerler çamurdu değil mi Ziya?

- Evet başkomiserim , akşamüsteri yağmura kapılmıştık hatta unuttunuz mu?

Bu kadının sağ bileğinden hiç mi yere kan damlamadı Ziya? Ya da damladı yağmurla beraber toprağa karıştı?

Ziya şaşkın şaşkın Başkomiserine bakıyordu.

Biz burdan örnek aldık ve temiz çıktı değil mi Ziya?

Ziya daha evet diyemeden Oğuz bağırdı ; Durma Ziya ! Git arabadan eldivenle deney torbası getir toprağın derin kısmından da örnek alacağız koş koş !

Ziya arabaya koşarken Oğuz bir delil bulabiliriz diye seviniyordu Atıf müdürün yanına gitmeden ..

Sır Ölüm - Gerilim ve Macera PsikolojisiWhere stories live. Discover now