BÖLÜM 19 "PİŞMANLIK"

131K 8.8K 5.9K
                                    

Merhaba <3 Oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın <3

En sevdiğim şey satır içi yorumlarını okumak <3

BÖLÜM 19 "PİŞMANLIK"

"Ne olursa olsun, lütfen aramızdaki arkadaşlık ilişkisini bozmayalım."

Ali'nin çenesindeki kas seğirirken bakışları durgunlaştı. Gözlerimiz birbirine sabitlendi, sanki beni tutup kendine çekecekmişçesine kollarıma doğru elleri kalkarken ardından yumruk oldu.

Daha ne söylemem gerekiyordu hiç bilmiyordum. Sanırım bir anda böyle pat diye konuya girince çok ayıp olmuştu. Ama en başından sınırları çizmem gerekiyordu. Kendimi korumak için.

Ali'yle böyle yaşamaya devam edersem sonunda hayalkırıklığından başka bir şey tadamayacağımı biliyordum.

Gözlerimi ondan çekemezken, Ali sadece omuz silkti. Hiçbir tepki vermedi, bir şey söyleyecek diye bekledim ama sadece bakışlarını benden çekti ve komodindeki telefonundan saate baktı.

Olduğum yerden kalkmam gerektiğini anlarken utançla yanalarım kızardı. "Ben kahvaltı hazırlayayım."

Kendimi yatak odasından atarcasına mutfağa koşarken ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Suyu açıp ensemi ıslattım. Bir süre kendime gelmek için sakinleşmeye çalıştım.

Ali'nin bana bozulduğunu düşünen bir yanım olsa da diğer yanım iyi ki yaptın diyordu. Onu uzaktan sevmeye devam et, bu en güvenlisi, bu yakınlaşmalara kendini kaptırırsan, ona bağlanırsan ya bir gün giderse o zaman dağılırsın... Tamamen dağılırsın, koru kendini.

Kendime gelmeye çalışıp çayı demlemek için uğraştım. Şu an yapmak istediğim tek şey, Ali'yle birkaç gün önceki seviyesindeki ilişkimize devam etmekti.

Hızlıca konunun unutulmasını sağlamak için hazır onun durumu da daha iyiye gidiyorken iyi bir kahvaltı hazırlamak için kollarımı sıvadım.

Birkaç yumurta çıkarıp onlardan omlet yapmak için kırmaya çalışırken yumurtanın bir tanesi tam kırılamadı ve tüm kabukları olduğu gibi kasenin içine düştü. Kabuklar çok küçük parçalar halinde olduğu için omletten vazgeçip onları kaynatmaya karar verdim.

Yumurtaları kaynamak üzere ocağa yerleştirdikten hemen sonra da domates ve salatalıkları çıkardım. Domatesler yamuk yumuk oldu ve hepsinin suyu aktı. Salatalık konusunda başarılıydım ama hepsini doğradıktan sonra salatalığın kabuğunu soymayı unuttuğumu fark ettim. Oflayarak onları doğramaya çalışırken yumurtanın suyunun kaynadığını görüp ocağı kapattım.

Domatesleri ve salatalıkları bitirdikten sonra tekrar yumurtaları aldım, kabuklarını soyup dörde bölerek servis tabağına yerleştirmeyi planlıyordum. Küçük bir aksilik oldu. Kabuğu kırdığım gibi çiğ yumurta domateslerin üzerine döküldü.

"Lanet olsun, bu ne be böyle?" Ofladım. "Kaynamıştı ama bunlar, nasıl çiğ kalabilir içi?"

Neredeyse yarım saatin sonuna geldiğimde yumurtalardan tamamen umudu kesmiştim. Bari patates kızartayım diye patatesleri soymaya başlamış, kabuklarını soymaya çalışırken patateslerin neredeyse yarısı çöpü boylamıştı. Onları kızartmak için epey bir çabadan sonra patateslerin bazıları simsiyahtı, ama diğerlerinin yarısı kadarı hala patates rengindeydi. Bu nedenle sıkıntı etmeden onları servis tabağına koydum. Dolaptan da birkaç şey çıkarıp yerleştirdikten sonra demlediğim çayı fincanlara koydum.

Tam o sırada beklemediğim bir şey oldu ve kapı çaldı. Ali odadan çıkmadığı için kapıya ben bakmaya gittim. Kapının kilitlerini açıp kapı kolunu indirdiğimde hayatımda görmeyi beklediğim en son insan karşımdaydı.

MAĞLUPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin