۷ - Y E D İ

1.8K 159 12
                                    

Selamün aleyküm,

Nasılsınız?

Oldukça erken geldim, biraz emin değildim ama gidişat için güzel bir bölüm.

Desteklerinize ihtiyacım var,

Kendinize iyi bakın,

En güzele emanetsiniz.

Bu arada bölüm düzeltildi, eksik yayımlanmış.

03.11.2020

۷ - 7. BÖLÜM

Sessizliği bozan hocanın dersin bittiğini bildirmesi ile oldu, son notlarımı alarak yanımda oturmakta olan Ceyda'ya ayak uydurarak ayağa kalktım, onun sitemine kulak asmamaya çalıştım.

"Şu hocadan nefret ediyorum, her seferinde blok ders yapıyor ve yarım saatinde uyuya kalıyorum." Omuz silktim, Ceyda ile vedalaşarak sınıftan çıktım. Sessizde bıraktığım telefonu çantamdan çıkarttım, son dersimde bittiğine göre Züleyha'ya haber verebilirdim.

O günden tam üç gün geçmişti, annem ve babam geldiklerinde sessizliğimi korumuştum, onlar ise alnıma ne olduğunu vesaire sorduklarında önemsiz olduğunu ve bir yere çarptığımı söyledim. O zaman ki neşelerini bölmemek için konuyu açmadım ve o günden sonra onlara anlatabilecek kadar cesaretlenemedim.

Bu üç gün içerisinde Züleyha ve Emir Esved ile beraber eve gidip gelmekteyim. Emir Esved, sadece bizim gölgemiz gibiydi, arkamızda aslında daha çok önümüzde bizimle beraber gelir sonra Züleyha ile dönerdi, artık bu durum canımı sıksa da ses çıkaramıyorum çünkü Züleyha bu konu da benden daha dikkatli.

Telefona baktığımda annemden gelen mesaj ile markete uğrayıp ekmek almam gerektiğini söylüyordu, ikinci mesaj ise bilmediğim bir numaradandı.

"Züleyha bugün gelemeyecek, tek başına eve dönmen gerek.

Emir Esved."

Telefon numaramı büyük ihtimalle Züleyha'dan almış olmalıydı. Züleyha'nın beni neden aramadığını merak ediyorum, aslında kendisinin bana ulaşmaması oldukça garip.

Emir Esved'e mesaj attırdığına göre müsait değildi, çünkü en azından müsait olsa beni arardı değil mi? Emir Esved'in numarasını kaydederek telefonu çantamın içerisinde koydum.

Fakülteden çıktığımda durağa gitmeden aşağı taraftaki bakkala gitmeye doğru yürümeye başladım, aşağı taraftaki bakkal da garip bir şekilde sürekli tazeydi ekmekleri, bunu ilk fark ettiğimden beri eğer okuldan eve giderken ekmek almam gerekiyorsa buradan alıp geçiyordum.

Ekmeği alarak aşağı taraftaki sokaktan durağa hızla yürümeye başladım, ardımda adımlarımı takip eden kundura sesi duymak beni germişti. Arnavut kaldırımlara vuran gürültülü kundara sesi korkumu şaha kaldırdı, telefonu elime alarak Emir Esved'i aramak için can atarken elimi çantama uzatacağımda olağan bir saldırı korkutuyordu.

Şu an sadece kalabalık bir ortama geçerek kendimi kurtarmak istiyorum, bu mahalledeki tenhalık beni korkutuyordu. Balkonda birkaç insanın suretini görmek ise bu mahalle de bana bir şey yapamayacağının garantisi gibi.

Hızlı adımlarla mahallenin başına geldiğimde caddeye ulaşamadığımı fark ettim, ardımdaki kundaranın bana yaklaşması ile ne yapacağımı bilmeksizin arkamı döndüm ve yerden bir taş aldım. Başımı kaldırdığım gördüğüm suret ile gözlerimden bir anda akan yaşlarla elimdeki taş yere düşerek küçük gürültü yayıldı ortama, hıçkırıklarımı durduramadan önümdeki adama doğru hızlı adımlarla yürüdüm ve sonunu düşünmeksizin kollarımı ona doladım.

Biliyorum belki sert bir tepki verecek bana kızacak ona dokunduğum için fakat güvene ihtiyacı vardı, kollarımın, saçlarımın hatta gözyaşlarımın bile. Kollarımdan tutularak hafifçe ititildim, bunu yapacağını ne kadar bilsem de kırılmıştım.

"Sen! Ne yapıyorsun?" Gözyaşlarımı silerek başımı eğdim, ona sarılmak gibi bir düşüncem yoktu hatta onu fark etmemiştim bile. Kokusunu duyumsadığımda iliklerime kadar güven hissiyatını hissettim oysaki kokusu alışık olduğum fakat isim veremediğim bir koku gibiydi.

"Sen, arkamda sen olduğunu fark etmedim. O adam zannettim, seni gördüğüm vakit ise mutluluktan ne yapacağımı bilemedim, özür dilerim." Başımı kaldırmadan gelen mahçubiyet işe konuştum, gerçekten üzgün ve halsizdim.

"Sana evine git, dedim. Senin başka sokağa döndüğünü gördüğümde ardından gelmemin daha mantıklı olacağını düşündüm." Emir Esved, yerdeki saniyeler önce tuttuğum taşa kısa bir bakış attı.

"Küçük ama etkili bir silah, kendini koruyabilirmişsin."

"Teşekkür mü etmeliyim burada?" Omuz silkti.

"Belki de." Bir adım ötem yürümeye başladı, bende sanki bunu bekliyormuş gibi ardından eş değer adımlarla yürümeye başladım.

"Seni durağa bırakacağım, sonra kendin eve gidebilirsin değil mi?"

"Gidebilirim." Başını gayri ihtiyar salladı, durağın köşesine geçti. Galiba ben otobüse binene kadar gitmecekti. Her gün defalarca bu adama daha çok aşık oluyorum ve bundan ölesiye korkuyorum.

Otobüsümün gelmesiyle otobüse binerek boş bulduğum yere oturdum, Züleyha'ya mesajlar attım ve büyük ihtimalle görmedi. Ardımda birkaç kadının ona hitaben konuştuklarını dinledim, bilmediğim bir konudan bahsediyorlardı.

Emir Esved'in çok takvalı ve okuldan tanıdıklarını, kızları ile görüştürmelerini bile. Arkama her ne kadar dönmek istesem de dönemedim, onu her ne kadar sevsem de o beni seviyor muydu ki?

Eve gittiğimde ilk araştıracağım, takvanın ne olduğu.

Allah'ı hala tam öğrenemezsem de bunun ardındaki takvayı merak ediyorum.

Takvalı olmayı merak ediyorum, olabilir miydim?

"Şüphesiz ki Allah, takva sahibi kullarıyla beraberdir."  (Nahl suresi - 128. Ayet)

...

Bölüm hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum,

Selam ve dua ile :)

Yolumdaki Hira - TamamlandıWhere stories live. Discover now