۲۰ - Y İ R M İ

1.6K 128 41
                                    

Selamün aleyküm,

Düşe kalka geldik yirminci bölüme :)

Nasılsınız?

Sizi seviyorum :)))

Desteklerinizi bekliyorum,

Allah'a emanet olun.

11.18.2020

"Her nefis ölümü tadacaktır..." (Enbiya Suresi - 35. Ayet)

۲۰ - 20.BÖLÜM

Yüzümdeki garip gülümseme, üzerime kokusu bulaşmış Emir Esved ve elimdeki tost ile amfiden ayrıldım. Onunla birlikte okula gelmek gerçekten beş gündür ihtiyacım olan bir şeymiş gibi hissettim, onunla okula gelmeyi dahi bu denli özleyeceğim aklıma bile gelmezdi.

Onu bu denli sevmem yanlış mıydı?

Yanımda pinekleyen sarı kediyi kucağıma alarak elimdeki tostu yemeye devam ettim, diğer elimdeki sütü ise yanımdaki boşluğa koydum. Birazını kedi ile paylaşmam mahzuru yoktu değil mi?

Çantamdaki su şişesini çıkararak kapağını aldım ve su şişesindeki su dökülmemesi için düzgünce banka yasladım. Sütümün birazını küçük kapağa dökerek yan tarafıma koydum, üzerimdeki kedi kalkarak kapağın etrafını dolandı, birkaç kere koklayarak sütü içmeye başladı.

"Merhaba?" Sol tarafıma döndüğümde birkaç saat önce bana silah doğrultan adam ile karşı karşıyaydım.

"Buyrun?" Bu adam ile pek konuşmakta istediğim söylenemezdi, öncellikle kaba biriydi ve kaba insanlardan hoşlanmam.

"Yanınıza oturabilir miyim?" Başımı sağa sola salladım, onunla samimiyet kurmak istediğim söylenemez.

"O halde, benim adım Buğrahan." Başımı salladım, ne kadar az konuşursam o kadar erken yanımdan ayrılabilirdi.

"Senin adın ne?" Bu ısrarcı tavrı gerçekten can sıkıcıydı.

"Seninle konuşmak istemediğimi nasıl ifade edebilirim?" Gülümsedi ve bu gülümsemesini görmemek için başımı eğdim ve bütün odağımı kediye sabitledim.

"İfade etmene gerek yok, bana sadece adını lütfetsen yeterli?"

"Adım Hira." Başını salladı, üzerindeki siyah takım elbisesi ve ardında birkaç adam ile gözden kayboldu. Garip biriydi ve böyle insanlardan haz etmeyen bir yapım vardı.

Hala Aybüke için endişeliyim, ağabeyi gerçekten garip biri.

"Karnın doyduysa artık alabilirim su şişe mi?" Kedinin mırıltısı ile birlikte içindeki sütün bitişi ile kapağımı alarak su şişemi kapattım ve çantama koydum. Elimdeki tostu hızla yiyerek Züleyha ile buluşmak için ayağa kalktım, onunla epeyce sohbet yapma fırsatımız olmamıştı.

Sorularım birçok yanıtını alsam da onun gibi değildim, kalbim ve ruhumla secde edemiyor daha tessettür kavramını anlayamamıştım ve bunlara anlamadan sağlam bir dine mensup olamazdım.

Bunları bilmek önemliydi değil mi?

Züleyha'ya kısa mesaj atarak onunla birkaç gündür buluştuğumuz kafeye geçtim, küçük bir kafeydi. Aslında o kafenin sahibi yaşlı bir çiftti ve onlara para kazandırmak amaçlı gidiyorduk, çayları ve kahveleri güzeldi ama kefşedilmemişlerdi, bundan kaynaklı gizli bir köşe de yok oluştalardı.

Kafeye girdiğimde içeriyi sarmış samimiyet kokusu burnuma değdi, belki Karanfil ve Fesleğen kokmuyorlardı fakat bir anne kokusu mensuptu. Boş gördüğüm ilk masaya oturarak Züleyha'yı beklemeye koyuldum, o da mesajımı gördüğü sıra gelirdi.

Yolumdaki Hira - TamamlandıWhere stories live. Discover now