Dinle Beni Bi | Texting

47

Selamın aleyküm ballar, Hayırlı Cumalar

Bu bölüm biraz geçmişe gidelim dedik, bakalım Yusuf Taha nasıl vurulmuş bizim kıza.

Yeni bölüm için Oy sınırı 30 yorum sınırı 100.

***

2 yıl önce;

Genç adam uyuşuk adımlarla okula yürürken bir yandan da dolaşan kulaklığına söyleniyordu. Resmen şu kablo yüzünden müzik dinlemekten soğumuştu. Neredeyse her hafta kulaklık değiştiriyordu çünkü dolaşan her kulaklığı bozuluyordu.

'Neyse Batuhan'ın kulaklığına çökerim.' diye düşündü. Arkadaşı diye demiyordu ama, hiçbir şeyini ondan esirgemezdi. Her şeyini bilir, onun yanında olurdu zor zamanlarında. Arkadaş grubundaki herkesi çok seviyordu fakat Batuhan onun için bir başkaydı.

Düşünceleriyle boğuşurken omzuna dokunan el ile irkilip kafasını sola çevirdi ve arkadaş grubundan olan Enes ile çakıştı gözleri.

Enes alayla gülüp "Ne o lan? Dalıp gitmişsin kaç kez seslendim arkandan." deyince kaşlarını çattı. O kadar çok mu dalmıştı? Omuzlarını silkti, arkadaşıyla beraber okul kapısından içeri girdi. Bir yandan da laf yetiştiriyordu arkadaşına.

"20. Kulaklığımı da bozmuş bulunmaktayım kardeşim."

Enes gür bir kahkaha atıp arkadaşıyla dalga geçmeye devam etti. Kantine girdiklerinde arkadaşlarının her zaman ki masalarında oturduğunu görüp oraya ilerlediler. Enes çantasını masanın üstüne atarken Tuna ona inat olsun diye çantasını alıp yere attı. Enes sabır çekip ayağına hafif tekmeyle vurdu.

"Oğlum çok uykum var ya."

Batuhan arkadaşına bakıp güldü. "Yusuf sövme ama bugün ilk iki ders boş."

Yusuf Taha bir kaç dakika arkadaşının suratına bakakaldı ve sinirli sesiyle "Lan oğlum niye mesaj atıp söylemiyorsun!?" diyerek arkadaşının omzuna yumruk attı. Batuhan gülüp göz kırptı ve Tuna ile uğraşmaya başladı bu sefer.

Dakikalar geçtikten sonra Yusuf Taha sessiz olan Enes'in durgunluğunu fark etti ve bir yere odaklandığını gördü. Başını çevirip odaklandığı yere bakınca gördükleri kaşlarını kaldırmasına sebep oldu.

Biri kapalı diğeri açık iki kız kantinden içeri giriyorlardı. Açık kız neşeyle arkadaşına bir şeyler anlatırken kapalı olan tepki vermeden sadece onu izliyordu. Yüzü öylesine sabitti ki, Yusuf bir an 'acaba gülse nasıl görünür?' diye düşünmeye başlamıştı. Sonra iç sesine kaşlarını çatıp onu ilgilendirmediğini kendine hatırlatarak hâlâ aynı ikiliyi izleyen arkadaşına seslendi.

"Pişt, oğlum leyla mı oldun lan?"

Yusuf'un seslenmesiyle kendisine gelen Enes, başıyla ikiliyi işaret edip "Kapalı olanı görüyor musun?" diye sorunca Yusuf Taha başını salladı. "İşte o kızı bir ay içinde tavlamam lazım."

Yusuf Taha kaşlarını çattı. Daha sonra tekrar kapalı kıza bakıp geri Enes'e döndü. "Saçmalama, o kız senin vakit geçirdiğin kızlara benzemiyor."

Enes gülüp "Vakit geçirmek için değil lan, arkadaşlarla iddiaya girdik." deyince Yusuf Taha iyice sinirlenmeye başlamıştı. Arkadaşı nasıl böyle alçak bir oyuna girişmeyi düşünür aklı almıyordu.

"Sakın Enes, sakın! Bir kızın günahına girmene izin vermem."

Enes onu umursamayıp telefonunu çıkardı  ve onunla ilgilenmeye başladı. Kendisini takmadığını fark eden Yusuf Taha sinirle gülüp başını aynı yere çevirdiğinde dondu kaldı.

Yüzünün gülünce nasıl şekil aldığını merak ettiği kız gülerek arkadaşını izliyordu.

Nefesi tıkandı bir an Yusuf Taha'nın, kalbinde ufak bir sancı oluşsa da yanağında gamzesi olan kızı izledi. Saniyeler bir birini kovalarken o, odaklandığı gülüşten bir türlü alamıyordu bakışlarını.

Ne oluyordu ona böyle? Altı üstü kızın teki güldü diye kalbi mi erişmişti gerçekten?

'Hepsi uykusuzluktan' diye geçirdi içinden. Yoksa bu denli etkilenmesinin başka açıklaması olamazdı.

O böyle dalıp gitmişken Batuhan ondaki değişikliği fark edip baktığı yere baktı. Daha sonra kaşlarını çatıp tekrar arkadaşına döndü. Arkadaşı kıza öyle bir bakıyordu ki, tanımasa aşık oldu derdi.

Hafifçe arkadaşına yaklaşıp "Oğlum noluyor lan?" diye sorunca Yusuf Taha gözlerini kızdan ayırmadan konuştu.

"Bir gülüş başımı yakmak üzere galiba kardeşim..."

Duydukları Batuhan'ı şok ederken bir kez daha inceledi kızı. Gözleri kısılırken aniden arkadaşına dönüp "Oha! Oğlum saçmalama lan o şuan senin için okuldaki en imkansız kişi kategorisinde." diye uyardı arkadaşını. Kızı az çok anlatıldığı kadarıyla tanıyordu ve erkeklerden uzak durduğunu biliyordu.

"Niye lan? Sevgilisi felan mı var?" Kendi sorduğu soru içinde huzursuzluk yarattı bir an. Olabilir miydi ki?

"Ne sevgilisi oğlum? Kız dinini düzgün yaşamaya çalışan kızlardan."

Duydukları onu şaşırtsa da sevindirmişti de. Annesi de onun gibiydi, dinini düzgün yaşamak için elinden gelen her şeyi yapıyordu.

"Ne güzel işte." deyince Batuhan inanamazcasına kafasını salladı.

"Kardeşim ilk görüşte aşık olmuş olamazsın değil mi? Korkutma beni."

Batuhan'ın aşk demesiyle beyninden vurulmuşa dönen genç adam bakışlarını sonunda kızdan çekip arkadaşına yöneltti.
"Ne aşkı? Ne demek aşk? Yok lan öyle bir şey."

Batuhan eyvah dercesine kafasını sallayıp "Savunma mekanizmasına da geçtiğine göre...geçmiş olsun kardeşim." dedi. Yusuf Taha onu yine umursamayıp gülleri kıskandıracak kadar güzel gülen kızın yüzüne baktı tekrar. Ama kız yine eski sabit yüz ifadesiyle bakıyordu arkadaşına.

'Keşke biraz daha gülsen.' diye geçirdi içinden. Ne olduğunu anlamıyordu fakat şuan bunu sorgulamak  istemiyordu. "Acaba adı ne?"

Düşüncesini sesli dile getirmişti ama duyan yine sadece Batuhan oldu. Arkadaşının sorusunu "Bukre diye duydum ama emin değilim." diye yanıtladı.

Bukre...

Gecenin sabaha en yakın olan zamanı...

"Gül güzeli..."

Şuan rahatça genç kızı izleyen gözleri ileride çok pişman olacaktı. Haram olduğunu bilmeden izledi genç adam. Öğrendiğinde ise gözlerini ve bedenini haramdan koruyacaktı...

Kalbi ise tam bir muammaydı.

***

Temiz bir yürekte yaşayın, yüreğinizi de temiz yaşatın. Haramlar size cazip gelebilir ama sizin için en hayırlı olanı helal olandır.

Sevin, dinimizde sevmek yasak değil ki...sadece helal yollarla sevin, Allah'ı unutmadan, sevdayı bize onun verdiğini aklımızdan çıkarmadan.

Sizleri merhameti sonsuz olan Rabbime emanet ediyorum, gününüz günahsız geçsin🌺