12

2.6K 343 116
                                    


Bebeklerim başlamadan önce yorum sayısı beni yazmaya teşvik ediyor lütfen satır arası yorum yapmayı ve yıldızlamayı unutmayınnn.


Yoongi bu sabah tuhaf uyanmıştı yataktan . Betimleyemiyordu . Bir parçası kırıktı . Ama Hyun Bin' e verdiği sözü tutacaktı . Şimdi atak sırası ondaydı . Fakat o bu kadar alçakça oynamacaktı oynunu tek istediği halka kendini inandırmaktı.

•••

Sabah yıkandıktan sonra Taehyung' a bakmaya gitti . Onu fazlasıyla merak ediyordu . Narin kalbi böyle olayları kolay atlatamiyordu . Hele ki Baekhyun ' un ölümünden sonra kendini toparlaması zor olmuştu . Taehyung odasında tek başına masada oturuyordu . Hafifçe içeri girdi Yoongi . Taehyung masadaki kağıtlara bakıp dikkatlice inceliyordu . Yoonginin girdiğini yeni fark etmişti .

" Bunlar Shilla nın haritaları mı ? " Merakla sordu Yoongi .

" Evet . Galiba Hoseok dün gece bırakmış benim için . Ondan birşey isteyecektim . Benim için Shillaya gidip Jeondan haber getirmesini isteyecektim . "

" Hoseok senin için bunu seve seve yapar . Ama endişelenmek istemiyorum ya yolda başına bir şey gelirse ? "

" Bu yüzden Chan' ın saraya gelmesini kabul ettim . Beraber girebilmeleri için . "

" Ha şu uzun ağaç mı ? "

" Hyung ! Çocuk gayet iyi biri . Kıskanma artık."

" Kıskandığımı kim çıkardı ? " Dudaklarını büzüyordu . " Demek bütün gece bunlarla uğraştı . " Içindeki ses onu acilen görmesi gerektiğini söylüyordu. " Neyse ben gidiyim biraz işlerim var . "

Yoongi Taehyung'un yanından ayrıldıktan sonra odasına geri ilerledi. Hoseok bu sırada olan bitenleri düşünüyor ve kafasında belirli bir yerlere oturtmaya çalışıyordu. Hala olduğu konumun ve bulunduğu zamanının etkisini hissetmiyordu . Ta ki düne kadar .

Dün gece düşünceleri onu unutmamış uzun bir Portekiz dizisi sarmalına dönüştürmüştü . Buraya nasıl gelmişti ? Geri dönecek miydi ? Peki gerçek olan kimdi ? Hani benliğiydi ?  Goryeo krallığındaki Hoseok mu ? Restorantta eziyet gören Hoseok mu ? Aklı almıyordu . Acaba bunu Yoongiye anlatmalı mıydı . Bir yandan anlatmak istiyordu bir yandan da Yoongi onun delirdiğini düşünmesinden korkuyordu . En iyisi öğrenmemesiydi . En azından onun için daha kolaydı . O gün onun kirpiklerini sevmesinin sebebi de şuydu ; uzun yolun dönüşünden sonra insan sevdiğinin gözleri öper. Çünkü en çok özlemi onlar yol beklerlerken çeker.   Onunki de bu misaldi ama biraz farklıydı. Bu sefer gitmesinden korktuğu için gözlerini öpmek istiyordu . " Umarım hayal değildir . "

Bir anda kapı aralandı ." Ney hayal değildir ? "
Içeriye amansızca dalabilecek kişi oydu . Yoongi yine Hoseok'un odasını ele geçirmek istiyordu. " Hiç .." dedi boğuk bir sesle ." Peki o zaman. Dün gece haritalarla uğraşmışsın . Zor olmalı. Nasıldı ? " Yoongi Hoseok'un dibine sokuldu . Açılmış gözleriyle ona bakıyordu . " Şey dün .. biraz uyuyamadım da .."  Hoseok gözlerini kaçırıyordu . Yoongi Hoseok'un yüzünü avuç içlerine aldı. Hoseok'un yanakları tıpkı bir kek gibiydi , yumuşacık . " Aklına takılan bir şey mi var , hım ? " Hoseok duraksadı . " Yok hayır Hyun Bin aklıma gelmişti. " Yoongi derin bir nefes aldı . Avuçlarında olan yüzünü omzuna doğru yatırdı ve sarılıverdi ona. Tek eliyle göğsünde olan başını okşuyor diğeride belini kavrıyordu . " Geçti . "

Ikizi braz daha muhabbet ettikten sonra konu tekrar haritaya geliyor.
" Taehyung senden Shilla ya gitmeni istiyor Hoseok . Yapabilir misin ? Istersen ben de gelebilirim seninle ne dersin ? "

" Gerek yok Prensim . Chanla beraber gidebilirim . Aklınız bende kalmasın boşu boşuna . "

" O nasıl bir cümle ? Hayatıma çoktan girdiğinin farkındasın değil mi Hoseok ? Artık ben değil biz var unutma. Ben de geliyorum."

Yoonginin sözünün bitmesi çok geçmeden kapının ordan bir takırtı sesi geldi . Yoongi nin odağı sese doğru yöneldi . Kapıya doğru uzandığında köşedeki toprak vazolardan biri yere düşürmüştü . Anlaşılan birilerini onu dinliyordu .

Hoseok merakla sordu . " Hiç kimse rüzgardandır . Merak etme . Benim şimdi gitmem gerek . " Dudaklarına ufacık bir buse kondurup devam etti . "Her zaman biz varız " Hoseok kafasıyla onayladı . Yoongi ardından Kihyun un bulunduğu saray kanadına gitti . Odasına girdiğinde masasının önü parşömenlerle dolu bir prensten beklenmeyecek şekilde saçları dağınıktı. Kihyun düşünceli olduğu zamanlarda dağınık olurdu.

Kihyun un amacı civar krallıklarından birini ele geçirmekti . Böylece Yoongi daha çok yandaş alabilecekti . Ama bunun olması için krallıkların istekli olmaları gerekiyordu .  Kademenin bir üste çıkmak isteyen prenslerin her zaman yaptığı tek  bir şey vardı . Civar krallıklarından soylu bir prensesle evlenmek. Yoongi bunu yapmayacaktı , biliyordu . Ama sıkıntı şuydu ortalıkta dolanan bir izdivaç  teklifinin Kihyun un kulağına kadar gelmesiydi. Bunu nasıl halledecekti . Yoongiye söylemektense o krallığa savaş açmak daha kolaydı . En azından onu tercih ederdi .

Yoongi içeriye girince Kihyun adeta basılmış gibi hissetti.  Bu kadar iç düşüncenin ardından odaya girmesi onu şaşırtmıştı.
" Hyung ! " Yoongi Kihyun un şaşırtmasını tuhaf bulmuştu .
" Neden şaşırdın ? Bir şey mi var ? "

" Yok hayır hyung ?! Bişi yok sadece düşünüyordum."

" Peki . Şey Shilla ya gideceğim bu süreçte buralara sen sahip çık . "

" Tabii ki Hyung . " Kihyun söylememekle iyi yapmıştı . En iyisi krallığa red cevabını göndermekti .

Yoongi odadan çıktıktan sonra kolidorda 6. Prens Changbin le karşılaştı. Birbirlerine ölüm edasıyla baktıktan sonra yollarını ayırdılar . Yoongi Hoseok'un kapısının önünde Chan'ı gördü . Chan selam verip eğildi. " Prensim sizden bir ricam olacaktı . "

Yoongi ondan bir şey istemesine şaşırmıştı.  " Buyur söyle . "

" Shilla ya tek başıma ben gitmek istiyorum . Ailem efendim . Ailem orda en azından bu sebeple yaşayıp yaşamadığını bilmediğim annemi görmüş olurum efendim. "

Yoongi ne diyeceğini bilemedi . Chan bunları anlatırken fazla duygulu ve içtendi.

" Benim için bir sıkıntı yok . Hoseokla konuşmamız gerek . Hoseok için önemlisin . Bu seni benim için de önemli yapar . "

Kapı açıldı . Bu kadar konuşmanın üzerine Hoseok'un duymaması imkansızdı . Kapıyı açıp devam etti . " Keşke bana daha önceden söyleseydin . Tabii ki gidebilirsin . 4. Prens ile konuş istersen o sana yardım edecektir . "

Chan dolu gözlerle Yoongi ve Hoseoka teşekkür edip durdu . Ardından 4. Prensle konuşmak üzere yanlarından ayrıldı .

Yoongi kapının önünde daha fazla durmamak için içeri girdi . Yerdeki yatağa oturdu . " Aslında böyle olması daha iyi oldu seni merak edecektim . " Sözünün ardından duraksadı ve devam etti .

" Hoseok ... "

" Efendim prensim . "

" Bugün bahçedeki açık kamelyada uyuyalım mı ? Ne dersin ? "

" Olur . Çok güzel olur . "

Beraber bahçedeki tahta kamelyaya doğru ilerlediler . Bahçe gece saatlerinde hafif esintili ama bir o kadar da güzel geliyordu insana . Ikiside birbirine sokulup gözlerini yumdular . Aralarındaki bu sıcaklık onları birbirine iyice kenetliyordu .

Hoseok başını Yoonginin göğsüne yasladı . Bedenini ona sardı . Gözlerini kapadı. Bir sürenin ardından zihni açılmaya başladı . Derin bir ufuk . Derin bir karanlıkta bir yüz belirdi . Başını öne eğmişti . Dizleri yerde elleri bağlıydı . Elinde kılıç olan uzun boylu biri gülüyordu . Deliler gibi kahkaha atıyordu . Gülmesi son bulunca kılıcını kaldırdı . Savurmak için kaldırdığı kılıcı anlık olarak durdu . Karşıdan gelen siyah gümüş işlemeli kıyafeti olan adam kılıcını ondan önce savurup gülen adamın kellesini yere serdi .

Kafanın yere düşmesiyle beraber bir ses yükseldi . Bu ses tanıdıktı . Bu ses .. Bu ses benim sesimdi . Haykırıyordum delicesine ;

" NEUG DAE ÖLDÜRMEE ! "

EVETT Aşklarım bir bölümün daha sonuna geldik .

Sizi çok seviyorum 400 yıldız için çok teşekkür ederim muah ...

SEWNAZ

PYEHA | SOPEDonde viven las historias. Descúbrelo ahora