9

3.4K 406 243
                                    


Hoseok bu sabah ön bahçedeki çiçeklerle ilgilenecekti. Odasını toplamasının ardından bahçeye doğru yol aldı. Bugün çiçeklerle ilgilenmesinin sebebi malum 8.Prens in güllerden  birini koparmasıydı . Dün onu kıskanması hoşuna gitmişti . Fazlaca.

Yarım saat sonra Chan Hoseok 'un yanına bahçeye geldi . " Günaydın "

" Günaydın . Alışabildin mi ? Nasıl ? "

Yere eğildi ve toprağı elindeki sopayla çiçeklerin dallarına destek olsun diye yerleştirdi .  " Gayet iyiyim . Sen olmasan ne yapardım bilmiyorum . " Topraklı ellerini temizleyip sarıldı . Hoseok yakın arkadaşının onu koruduğu gibi koruyabildiği için memnundu .

Bir an arkadan gelen boğaz temizleme sesiyle eğildiler . Gelen 8. Prens Yoongiydi . Her zaman olduğu gibi elleri arkasında çenesi yukarıda alaycı bir şekilde yaklaştı  .
" Bugünlerde hizmetliler birbirleriyle fazla içli dışlı . " Arkada olan sağ elini yukarı kaldırıp Chan'ı işaret etti . " Senin işin ne hangi Prensin hizmetlisisin ? " Chan ne diyeceğini bilemedi.

Yoongi nin bu davranışları artık hoşuna gitmemeye başladı . Abartıyordu sanki diye düşündü . " Kendisi benimle beraber . Hem mahzene bakıyor  hem de mutfakta çalışıyor . "

Yoongi tek kaşını kaldırdı . " Kimin izniyle ? " Karşı gelmeyi planlıyordu . Feci derecede kıskanmıştı. 

Hoseok özgüvenli bir şekilde cevap verdi .
" 4 . Prens Taehyung saraya gelmesine izin verdi ." İşte şimdi  kalakalmıştı . Kardeşine güveniyordu . Ama sürekli Hoseok 'un yanına da olması huzursuz ediyordu onu . O hizmetlinin Hoseok için ne anlama geldiğini öğrenmeliydi . Sormak istiyordu ama soramazdı . Bir söz hakkı yoktu üzerinde hiçbir şeyin adı yoktu . " Peki öyle olsun ."  Elleri arkada yürüdü arkasına baka baka .

Hoseok bahçedeki işleri bitirdikten sonra hizmetlilerden biri hastalandığı için 8. Prens Yoongi nin yemeğinin yapılması gerektiğini öğrendi . Sızlana sızlana mutfağa gitti . Un çuvalından un aldığı unu  geniş bir kap aldı . Yavaş yavaş su ekleye ekleye yoğurmaya başladı . İşlemeli elbisesine un bulaşır endişesi ile dikkatli davranıyordu .

Mutfak içindeki fırından dolayı fazla sıcaktı . Teri dökülüyordu . Ciddi ve odaklı bir şekilde yapmaya devam ediyordu taki yine o gelene kadar . Yoongi her zamanki tavrıyla içeri girdi . İlla o uzun hakkında bilgi edinmeliydi . Yavaşça Hoseok' un arkasına yaklaştı . " Bu benim yemeğim mi ? " Hoseok hiç arkasını dönmüyordu . Kafasını evet anlamında salladı . " Peki o uzun kim yani senin neyin oluyor ? " Direkt sordu uzatmadan . Hoseok hamura odaklıydı ses bile vermiyordu . Yoongi elleri arkada tezgaha yapışmış olan Hoseok' a bakmaya çalışıyordu . Sağ tarafından yüzüne baktı . " Kim o ?! " Cevap gelmedi hala hamurla ilgileniyordu. Bu sefer sol tarafına geçti. " Senin neyin ?! " . Yine sağa geçti . " O neden sana bu kadar yakın ?" Hiç  bir şekilde cevap almıyordu . Sinirlendi .

Hoseok 'un hamur yoğuran kolundan tutup kendine çevirip tezgaha yasladı. İki kollarını Hoseok 'un bedenini saklıyordu adeta . Gözünün içine baktı Yoongi . " Neden cevap vermiyorsun ? " Hoseok onun kolları arasında sıkışmıştı . Sıyrılıp gitmeye çalışsa da beceremedi . " Prensim bırakın  lütfen . " Tekrar gitmeyi denedi .  Kurtulduğunu sansa da onu kolundan çekip tezgaha yaslamasasıyla beraber  hamur kabı yere fırladı ve dudaklarını arzuladığı dudaklara bastırdı . Öptükçe sertleşiyordu dokunuşları . Hosoek 'un beli tezgaha çarpıyordu Yoongi onu öperken . Karşı gelmiyordu . Sert ellerini beline doladı . Elleri Hosoek ' un sırtında dolanıyordu , okşuyordu . Dudakları her öpüşte ıslanıyordu . Doyamıyordu .

Durdu nefeslendi . Başı onun yüzüne eğikti . Hala nefes nefeseydi . Hoseok 'un kulağına yaklaştı . " Özür dilerim . "  Boynunu kokladı.
" Kıskandım. " Dedi boğuk sesiyle . Gözlerini onun parlayan gözleriyle birleştirdi . Sağ eliyle yüzünü okşuyordu . Hoseok yüzünü onun avuç içine bir kedi gibi sürtüyordu .
" Özür dilerim . Sana olan her dokunuşum kalbimin yansıması . " Yoongi kendini dökmüştü . " En azından sonunda anladın . Kalbim buna yanıyordu beni anlamamana  . "
" Kalbin en kıymetli hazinem eğer bana verirsen . " Hoseok parmak uçlarını Yoongi 'nin yarasının üzerinde gezdirdi . Yoongi nin gözleri kapandı . İlk kez biri dokunuyordu yüzüne tuhaf ama sevgi dolu hissetti. 
" Kalbim kalbine emanet . "

Yoongi  Hoseok ' un gözlerine küçük bir öpücük kondurdu . Duygusal ortamı dağıtmak istedi . "Ama bu o uzun insanın sana yakın davranmasını değiştirmez . " Hoseok gülmüştü . " O benim can yoldaşım , kardeşim . Benim için çok değerli biri . Zamansız yanımda olan biri . " Hoseok günümüzdeki yılda yaşadığı Chan 'ı aklına getirdi . " Senin için değerli olan benim içinde değerlidir . " Bu cümleden sonra sıcacık bir gülümseme aldı Hoseok ' un yüzünü . Ama bir sorun vardı etraf maffolmuştu .

" Peki sen ne yiceksin ? Etraf ne olacak ? " Yoongi nin dudağının sağ tarafı kıvrıldı . " Demek bana sen diye hitap etmeye başladın . " Gülüyordu.
" Afedersiniz Prens hazretleri ." Hoseok ' un bu cümlesinden sonra Yoongi kendini tutuyordu . " Bunu söylemen senin için daha zararlı . Akşam yemeğim olmak istemezsin." { :) } Hoseok utanıp sustu . Onun bu hali Yoongi yi fena şekilde herekete geçiriyordu. Ama şuan gerçekten çok açtı .

Hızlıca beraber yeri temizlediler . Bir prens hizmetlisine yeri silmesi için yardım ediyordu . Asla görülmeyecek bir şeydi bu . Yoongi yeni bir kap çıkardı . Kollarını sıvayıp aldığı kaba un koydu . Hoseok şaşkın bir şekilde izliyordu , şaşırmıştı . Dikkatlice hamuru yoğurdu . " Benim bildiğim prensler mutfağa adım atmazlar . Kitaplar arasında kaybolurlar . " Dedi Hoseok . " Benim ait olduğum yerde prensten daha çok Tarzan gibiydim . Küçüklüğümü ormanda geçirdim . Neyden yemek yapılır zehirlene zehirlene öğrendim . Üşüdüğümde ateş yakmayı öğrendim . Saldırıya uğradığımda kendimi savunmayı öğrendim . Keşke diğer prensler gibi nasihatla öğrenseydim bazı şeyleri . Deneyip görmek daha acı verici oluyor ."

Ne kadar güçlü görünsede dayandığı duvarları kendisinin örmüş olması o duvara tuğlalar ekleme istediği uyandırıyordu Hoseok ta . Dayandığı duvar kendisi olmak istiyordu . " Bundan sonra yine dene ama benimle birlikte . Bana yaslan . Hep yanında olacağım . " Dedi . " Umarım hep olursun . "

Hamurdan yaptığı ekmeği bir kaç peynir ve mezeyle beraber tepsiye koydu .  Hoseok onu izliyordu sadece . Aldığı tepsiyi sarayın sol kanadına doğru götürdü . O da onu takip etti . Beraber yedikten sonra Hoseok mahzenden bir şarap çıkardı . " Bunu senin için seçtim . " Dedi ona bardağı uzatırken . Eline alıp birkaç yudum aldıktan sonra hoşuna gitti.  " Taehyung iyi ki seni çağırmış."
" Şarap zevkime güvendi ." Dedi Hoseok . Yoongi Elindeki bardağı yere bırakıp Hoseok 'un sıkı sıkıya toplu olan saçından düşen perçemi düzletti ." Ondan bahsetmiyorum iyi ki geldin . İyi ki karşılaştık . " Dedi . Hosoek başını ona yasladı ve gözlerini yumdu .
" Geçireceğin her zorlukta seninle olacağım."
Yoongi derin bir nefes aldı . " Kral olma yolunda yanımda durmanı istiyorum .  " Hoseok ekledi . " Beraber ." Durdu biraz düşündü havayı dağıtmak için " Bana Pyeha diyeceğin günü bekliyorum . Zevkli olacak . " Dedi alaycı gülümsemeyle .

Rahatlamıştı . Yanında sevdiğinin olması ona kalkan olmuştu. Bu demek oluyordu ki beklenen gün gelmeye başlıyordu .

Bölüm hakkındaki düşünceleriniz ?

Bebeklerim sizi çok özledim yorum atmayı ve yıldızlamayı unutmayınnn . Muah...

SEWNAZ

PYEHA | SOPEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin