Zerdüşt'ün Seslenişi -3

193 8 0
                                    

Bin ve Bir Hedef Üstüne

Zerdüşt çok ülkeler, çok uluslar gördü. Birçok ulusun iyi ve kötü saydıkları şeyleri öğrendi. Zerdüşt dünya üzerinde iyi ve kötüden daha büyük kuvvet bulamadı.

Değer yargısı olmayan hiçbir ulus yaşayamaz. Fakat yaşamak isterse komşusunun yargılarından ayrı yargılara sahip olmalıdır.

Bir ulusun iyi dediğine başka bir ulus rezalet der. Ben böyle gördüm. Şurada kötü denilen şey, orada erguvan bir şerefle süslü!

Komşu komşuyu hiçbir zaman anlamadı, ruhu hep komşusunun çılgınlığına ve kötülüğüne hayret etti.

Her ulusun üstünde bir değerler levhası asılıdır. Bak bu, o ulusun zaferinin levhasıdır. Bu, o ulusun kudret iradesinin sesidir.

O ulusça, güç olan şey geçerlidir; elzem ve güç olan şeyse iyidir. En kesin ihtiyaçtan kurtaran nadir ve en güç şey, kutsaldır.

Hükmederek, komşusunu kıskandıracak şekilde zafer kazanmış olarak ve parlayarak yaptığı şey; bu, o ulusça yüce, en önemli ve her şeyin anlamı ve amacı olan şeydir.

Evet kardeşlerim, bir ulusun ihtiyacını, toprağını, göğünü ve komşusunu tanıdınız mı böylece zaferlerinin yasası ve bu merdiven üstünde ümitlerine tırmanışının nedenlerini sezmiş olursunuz. "Daima birinci olmalısın ve başkalarını geçmelisin, kıskanç ruhun kimseyi sevmemeli, meğerki dostun ola" bu söz bir Yunanlının ruhunu titretti, böylece büyüklüğün yolunu tuttu.

"Doğru söylemek, ok ve yayda usta olmak" benim ismimin geldiği ulus için bu yöntem sevimli ve güçtü. O isim ki bana hem sevimli hem ağır gelir.

"Ana babayı saymak ve ruhun derinliklerine kadar onlara boyun eğmek"; başka bir ulus bu zafer levhasını üzerine astı ve bununla kuvvetli ve sonsuz oldu.

"Bağlılık göstermek ve bağlılık yüzünden kötü ve bozuk şeyler için bile şeref ve kan feda etmek." Başka bir ulus bunu söyleyerek zafere ulaştı ve kendini böyle zorlarken büyük ümitlere gebe kaldı. Gerçekten, insanlar her türlü iyilik ve kötülüklerini göstermişlerdir. Gerçekten, bunu bir yerden almadılar ve bir yerde bulmadılar. Bu, onlara gökten bir ses gibi inmedi.

İnsan kendini korumak için ilk defa eşyaya değer biçti.

Eşyanın anlamını, insani anlamını o yarattı. Onun için kendine insanım diyor. Bu, değer biçen demektir.

Ancak takdir sayesinde değer meydana gelir. Ve takdirsiz varlığın anlamı kalmazdı. Yaratıcılar bunu işitin.

Değerlerde değişme! Bu, yaratıcılarda değişmedir. Yaratıcı olmaya mecbur olan, daima yıkıcı olur. Başlangıçta uluslar yaratıcıydılar. Sonra yaratıcı insanlara az rastlanır oldu. Gerçekten kişi en geç bir yaratıktır.

Uluslar, üstlerine bir iyilikler levhası astılar. Hükmetmek isteyen sevgi ile boyun eğmek isteyen sevgi birleşerek böyle levhalar yarattılar.

Sürüdeki keyif 'ben'deki keyiften daha eskidir ve iyi vicdan sürü ismini aldığı sürece, ancak kötü vicdan 'ben' der.

Gerçekten, kurnaz ve çıkarını çoklarının çıkarında arayan "ben"; bu, sürünün kökü değil, bitişidir. Sevenler ve yaratanlardı ki; iyi ve kötüyü yaratmışlardı. Sevginin ve kinin ateşi bütün erdemlerde belirir.

Zerdüşt birçok ülkeler ve uluslar gördü. Zerdüşt dünya üzerinde sevenlerin eserinden büyük bir kudret bulamadı. Bu eserlerin adı; 'iyi' ve 'kötü'ydü.

Gerçekten bu övme ve yermenin kudreti korkunç bir şeydir. Söyleyin kardeşlerim, onu kim zorlayabilir. Söyleyin bu hayvanın bin katlı ensesine kim kement atabilir?

Böyle Buyurdu ZerdüştHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin