2.5

67 6 0
                                    


İnsan Kurnazlığı Üstüne

Yüksekler değil, yamaç korkunçtur.

Gözün aşağıya dikildiği ve elin yukarıya asıldığı yer.

Bu çifte irade baş döndürür. Ah dostlarım, benim kalbimin çifte iradesini de keşfettiniz mi?

Benim yamacım ve tehlikem odur ki bakışım yükseklere dikilir ve elim aşağılara tutunmak ister. İradem insanlara tutunur, kendimi zincirlerle insanlara bağlarım; o beni, yukarıya, 'İnsanüstü'ne çıkarır; çünkü, diğer iradem orayı ister. Bunun için insanlar arasında kör gibi yaşarım, onları tanımıyormuş gibi; ta ki elim sağlam bir yer olan inancını kaybetmesin!

Siz insanları tanımam; etrafımda bu karanlık ve bu avuntu yayılmıştır.

Şehir kapısı yolunda her afacanı bekler ve sorarım; beni kim aldatmak ister?

Benim birinci kurnazlığım odur ki yalancılara karşı ihtiyatlı olmamak için kendimi aldatmalarına izin veririm. İnsanlara karşı dikkatli olsam bile; insan benim balonuma nasıl bağlama yeri olabilirdi? Oradan çok kolay kopar ve havalanırdım.

Bu alınyazısı benim talihim üstünde iken, ben dikkatsiz olmaya mecburum.

İnsanlar arasında kim rezil olmak istemezse bütün bardaklardan içmeyi öğrenmelidir. Ve insanlar arasında kim temiz kalmak isterse kirli su ile de yıkanmayı bilmelidir.

Kendimi teselli için çok defa şöyle derim; pekâlâ, pekâlâ, ihtiyar gönül! Başına bir şanssızlık geldi, bunu sanki bir mutlulukmuş gibi al ve tadını çıkar.

Şu da benim öteki insan kurnazlığımdır; kibirlileri gururlulardan fazla korurum.

Yaralanmış kibir, bütün dramların anası değil mi? Ama gurur zedelendiği zaman, gururdan daha iyi bir şey doğar.

Hayatı iyi izleyebilmek için, hayat oyunu iyi oynanmalı, fakat bunun için iyi artistler gerekir.

Bütün kibirlileri iyi artistler olarak gördüm. Onlar oynarlar ve isterler ki iyi seyredilsinler. Bütün zekâları bu arzularıdır. Onlar sahneye çıkarlar, kendilerini keşfederler. Yakınlarında hayatı izlemeyi severim. Bu, insanı gamdan kurtarır.

Kendini beğenmişleri korurum. Çünkü onlar beni gamdan kurtarırlar. Ve bir oyuna bağlar gibi insana bağlarlar.

Ve sonra, kendini beğenmişteki basitliğin derecesini kim ölçebilir. Ben onların basitliğine acırım ve onlara karşı lütufkârım.

Kendini beğenmiş, kendi imanını sizden öğrenmek ister. Sizin bakışlarınızla beslenir. Ellerinizden alkış kemirir.

Kendisi hakkında ustaca yalan söylerseniz yalanınıza inanır. Çünkü ben neymişim diye içini çeker. Ve kendini iyi bilmemek tam bir erdemse, kendini beğenmiş de basitliğinin farkında değildir.

Benim üçüncü insan kurnazlığım odur ki, bir kötünün bakışlarını sizin korkaklığınız yüzünden kötülemem.

Sıcak güneşin, güneş altında kuluçkalanan acayip şeylere; kaplanlar, hurmalar, yılanlara bakmasına bayılırım.

İnsanlar arasında da sıcak güneşin kuluçkalattığı şeyler ve kötülerde de birçok acayiplikler vardır. En bilginleriniz bana o kadar akıllı görünmezlerse de; kötüleri de pek ünleri kadar kötü bulmadım. Çok defa başımı sallayarak sordum; çıngıraklı yılanlar daha ne çıngırdıyorsunuz?

Gerçekten, kötü için de bir gelecek vardır. Ve henüz insanlar en sıcak güneyi bulamamışlardır. Yalnız on iki ayak genişlikte ve üç ayak uzunlukta olan nice şeyler pek kötü görünüyor. Fakat bir zamanlar daha büyük devler dünyaya gelecek.

Böyle Buyurdu ZerdüştHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin