14./Bir Dilek Hakkı Ver./

26.1K 2.4K 5.7K
                                    

Merhabalarrrr umarım bu bölümü beğenirsiniz.

Yazım yanlışlarını görürseniz uyarın düzeltirim hemen çünkü kontrol etmeden atıyorum.

*Adios ispanyolca'da "Hoşçakal" anlamına gelir.

------

Özet

Elimle dudağının kenarındaki yarayı okşarken sormuştum;

"Yani bu benim yüzümden mi oldu?"

"Evet bu yüzden öperek acımı indirgemeye ne dersin?"

"Hayır."

"Ne?"

"Hayır derim."

Yüzüne yine üzgün ifadesini takınarak benden başka tarafa bakmaya başladığında dizlerimin üzerine koyduğum çöpleri oturduğumuz bankın yanındaki çöp kovasına atmış ve merhemi ona doğru uzatmıştım.

Önce elimdeki merheme bakmış daha sonra kollarını birbirine dolayarak başka tarafa bakmaya devam etmişti.

Elimdeki merhemi kucağına bırakırken hızlıca yüzüne doğru eğilmiş ve dudağının kenarındaki yaranın üzerine bir öpücük kondurmuştum.

Hızla bana dönerken bakışlarındaki sevinci ve şaşkınlığı görebiliyordum. Kendimi geriye çekerken o da ayağa kalkmış ve şaşkınca bana sormuştu;

"Ben, affedildim mi?"

Arkamı dönerken onun göremeyeceği bir şekilde gülümseyerek cevaplamıştım;

"Belki?"

---14. Bölüm---

Kantinde Hyunjin ile otururken ona dün olanlardan bahsetmiştim. Tabii ki öpücük kısmı hariç yoksa bizi evli ilan edebilirdi.

Elimdeki kalemi soruların üzerinde rastgele dolaştırırken odağımı bir türlü bulamıyordum.

Hyunjin bir anda yaygınca oturduğu sandalyede toparlanırken ben de bakışlarımı ona yönlendirmiştim. Hızlıca elleriyle saçlarını düzeltirken aynı zamanda konuşuyordu;

"Lan Jeongin geliyor saçlarım nasıl?"

"Gayet iyi. Hem buraya bakmıyor bile sakin ol."

İlerimizde kantin sırasında duran Jeongin'e bakarken Hyunjin tekrar konuşmuştu;

"Nasıl ya? Sanki beni kesiyor gibi değil mi sence de?"

Saçlarını savurarak konuştuğunda yüzümü ekşitmiş ve işaret parmağımla arkası dönük olan Jeongin'i göstererek konuşmuştum;

"Arkası dönükken mi?"

Hyunjin söylediğimle gözlerini devirmiş ardından elini sallayarak konuşmuştu;

"Sen ne anlarsın ya."

Ben de kafamı iki yana sallarken yanımdaki sandalye çekilmiş ve Minho oturmuştu. Hyunjin şerefsizce gülümsüyordu.

"Eee enişte artık düğünü beraber yaparız canım yarim de isterse tabii."

"Önce seninle evlenmeyi kabul etmesi lazım."

Minho'nun söylediğinin üzerine katarak konuşmuştum;

"Önce Hyunjin'in varlığından haberdar olması lazım."

Hyunjin yalan bir ağlama ifadesine bürünürken yerinden masanın üzerinde duran telefonunu da alarak kalkmış ve olmayan göz yaşlarını siliyormuş gibi yaparak konuşmuştu;

B me' minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin