6./Hissedilen İlkel Duygular./

31.6K 3K 5.3K
                                    

Özet;

Hep böyle gülmeni sağlayacağım Han-ah." söyledikleri üzerine yanaklarım kızarırken çalan zil ile hızlıca kapıyı açarak müzik sınıfından kaçmıştım.

O kalbimi bu kadar hızlı attırabilmek için kimden izin almıştı?

*6.bölüm*

Ara sınava günler kala aklımda dolaşan tek şey Minho'ydu. Benim için çok yeni olan bu duygu kalbimi yerinden çıkaracak gibi attırıyordu. Sürekli ses tonunu, gülümsemesini düşünüyordum. Derslerime odaklanmayı bile başaramıyordum son zamanlarda. Fakat tabiki bunu kimseye hissettirmiyordum özellikle annem ile Minho'ya.

Şu an ise kantinde önümde açık olan geometri testi ile Hyunjin' in jeongin'in ne kadar tatlı olduğu ile ilgili yakınmalarını dinliyordum.

"Kalem istediğimde öyle güzel öyle tatlı gülümsedi ki bacaklarım eridi resmen." cümlesinin üstüne göz devirirken cevapladım;

"Eriseydiler şu an yerlerinde olmazdılar."

"Ah şu an sana cevap veremeyecek kadar mutluyum. Bebeğimin gülümsemesi tüm sinirlerimi aldı resmen."

"İyi hatırlattın bak, ara sınavda sinir sistemi de dahil." bana iğrenmiş gibi bakarken cevapladı;

"En azından beyninin küçük bir bölgesini ders dışı şeylere ayırsan?"

"Dönem sınavı yarın ve çok fazla baskı altındayım. Düşünebildiğim tek şey aptal sınav soruları. Keşke okul yansa bugün." cümlemin ardından oturduğum masada görüş açıma arkamdan uzanan kollar girmiş ve başımın arkasından tanıdık sesi duymuştum;

"Senin için yakmamı ister misin?" irkilerek başımı hafifçe arkama doğru çevirdiğimde yüzündeki kayık gülümsemesi ile bana bakan Minho ile gözgöze gelmiştim.

Yüzümüzün arasındaki kısacık mesafe yüzünden yanaklarım kızarırken hızlıca önüme döndüm;

"Okulumun geçmişinde kundakçı bir öğrenci bulundurmasını istemem ama yine de teklif için sağ ol." kurduğum cümlenin üzerine hyunjin dalga geçer bir yüz ifadesi ile cevapladı;

"Eğer okulu yakarsa zaten geriye geçmişini düşünecek bir okulun kalmıyor mantıken." omzumu silkerek cevaplarken Minho da yanımdaki sandalyeyi çekerek oturmuştu.

Elini önümdeki kalemlerden birine götürüp almış ve umursamazca döndürmeye başlarken Hyunjin'e dönmüştü;

" Sadece her zaman yaptığın gibi salyalarını akıtarak Jeongin'i izlemeye gitsen ve bizi başbaşa bıraksan mesela?"

Şok olmuş bir biçimde ona bakarken elindeki kalemi yanağıma dokundurup şerefsizce gülümsemişti.

"Haklısın sevdiceğimi görmeye gitsem iyi olur çoktan etrafını kurtlar sarmıştır." Hyunjin arkasını dönüp kantinden çıkarken gergince yerimde kıpırdandım. Sandalyelerimiz arasında 5-6 cm mesafe varken sakinliğimi korumak zordu.

"Ben de sınıfa çıkayım." deyip ayağa kalkarken Minho tarafından omzuma yediğim baskıyla az önce oturduğum sandalyeye geri oturtulmuştum.

"Beraber çıkarız. Ayrıca kaçmayı bırak ve seninle vakit geçirmeme izin ver." kurduğu cümle ile beraber elini çenesinin altına destek yaparak bana doğru eğilmişti.

Yutkunarak kantinde olan onun dışındaki herkese bakmaya başladım. Çok gerginim lanet olsun. Bir süre sonra tekrar konuşmaya başladı;

" Ya da boşver, burada oturmayalım. Herkesin odak noktasındayız. Seni fazla görmelerini istemiyorum. Güzel şeyleri kendime saklamalıyım, ben bencil bir adamım." kurduğu cümle son noktam olurken masanın üstündeki eşyalarımı toplamaya başladım;

"Hahahhahaha ilk cümlenden sonrasını duymadım bile hahaha, malum kantin baya gürültülü ya. Ama bence de sınıfa çıkmalıyız ahahaha." ayağa kalkarken tekrar konuştu;

"Utanma, daha da güzel olup seni cebimde saklama hissi uyandırıyorsun."

Kantinden o arkamda hızlı adımlarla çıkarken konuştum;

"Ne kadar da gürültülü kantin bugün. Ne dediğin hakkında hiçbir fikrim yok hahaha."

- - - -

Son dersimize girmeden önceki teneffüste kucağımda Matematik hocamızın öğretmenler odasına götürmem üzere verdiği bir ton kitap ile koridor levelini geçip öğretmenler odasına ulaşmaya çalışıyordum.

Bu kitaplar kaç kiloydu cidden?

Elimdeki kitaplar ile debelenirken birden kucağımdaki ağırlığın azalmasıyla kucağımdan kitapların yarısını alan kişiye doğru döndüm.

Tanımadığım bir yüz ile karşılaşmıştım. Aynı zamanda yürürken dudaklarını aralayıp konuşmaya başladı.

"Ağır görünüyordu yardım etmek istedim, Beomgyu ben yan sınıftan. Bu dönem geldim tanımıyorsundur."

9. Sınıftan beri burada olsa bile tanımazdım orası ayrı.

Elimdeki kitapları sıkılaştırırken konuştum;

"Teşekkür ederim cidden taşımak zordu, bu arada ben de Ji-" sözümü keserken cevapladı;

"Jisung, Han jisung değil mi?" başımı sallayarak onayladım.

"Sizin sınıfa sık sık gelirim teneffüslerde genelde."

Aklıma Hyunjin ile tanışmamız gelirken cevapladım;

"Yoksa senin de bizim sınıftan hoşlandığın biri var da onu mu izlemeye geliyorsun? Arkadaşım ile de bu şekilde tanışmıştım onu hatırlattın bana." hafifçe gülümsemiş ve cevaplamıştı;

"Aslında ben seni izlemeye geliyordum. Ama aynı şey değil mi hoşlandığım kişiyi izlemeye gelmekle?" şaşkınca ona bakarken elindeki kitapları öğretmenler odasının önüne geldiğimiz için kucağıma koydu.

"Ben yan sınıftan Beomgyu ve okula geldiğim ilk haftadan beri senden hoşlanıyorum Jisung. Umarım duygularım seni rahatsız etmez."

Ensesini kaşıyarak söylediği cümleler sonrası arkasını dönerek hızlı adımlarla merdivenlerden aşağı inerek gözden kaybolurken bir kaç metre ilerimdeki konuşmaya şahit olmuş ateş saçan gözler ile karşı karşıya geldim.

Beni değil ama kimi rahatsız edeceğini çok iyi biliyordum.

--son--


Beomgyu götü kolla kardes Minho'nun yarine yan gözle bakanı yasatmazlar.

Bölümü yazarken ben ne saçmalıyorum lan falan oluyorum sonra da amaağğn deyip yüklüyorum affedin bni.

Yorum bırakın lütfen okuruz eğleniriz tsk.

B me' minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin