9./İkinci Sıranın Şeytaniliği./

27.9K 2.6K 4.2K
                                    

Özet

Kendimi oturduğum yerde hafifçe kaydırarak ona yaklaşırken elimle siyah deri ceketinin ucunu tutarak bana bakmasını sağladım.

"O zaman bugünü ikimiz de buraya geldiğimiz ilk anmış gibi hatırlasak mı?"

Masumca sorduğum soruyla hala bana bakmaya devam ederken birden yüzüme doğru yaklaşmıştı. Yüzlerimiz arasında bir kaç santim mesafe varken fısıldadı;

"Hatırlayalım."

Ardından ise hiç tahmin etmeyeceğim bir şey yapmış iki elini de yanaklarıma koyarak dudaklarını dudaklarımın üstüne yumuşakça kapatmıştı.

Şehvetten tamamen uzak bu yumuşak öpücük kalbimi yerinden çıkarmaya yetmişti bile.

--9.bölüm--

Elimdeki sınav kağıdına bakarken aynı zamanda çoktan dolmuş ve taşmayı bekleyen gözlerim kağıttaki çizgileri görmemi zorlaşırsa da ikinci yazısını hala görebiliyordum.

Liseye başladığı ilk günden beri birinci olan ben ilk defa ikinci olmanın hissini yaşıyordum.

Daha doğrusu annemin ikinci olmama tepkisiydi beni korkutan şey.

Okuldaki son dersimizin çıkışında rehber hocamız sınav kağıtlarını dağıtmıştı. Şu ansa elimdeki birazdan bana korkunç senaryolar yaşatacak ve zindandan farkı olmayan hayatımı daha da zindana çevirecek olan kağıt parçasıyla annemin arabasına doğru yürüyordum.

Adımlarımı olabildiğince yavaş tutsam da annemin arabasına ulaşmam çok kısa sürmüştü. Yutkunup kapıyı açmak üzere elimi kapının koluna koyduğum sırada görüş açıma biraz ilerimdeki okul duvarına bisikleti ile yaslı duran Minho girmişti bana kaşları çatık bir şekilde sorunumun ne olduğunu anlamaya çalışarak bakarken onu umursamadan kapıyı açıp annemin arabasına girdim.

Bir kaç saniyelik sessizlikte annemin delici bakışlarını üzerimde hissediyordum. Arabayı neden çalıştırmıyordu, her zaman olan kavganın burada olması en son isteyeceğim şeydi. Ne kadar arabada olsak da ses geçirmez bir boşlukta falan değildik.

Sonunda dudaklarını araladığında gergince yutkundum;

"Yine verdiğim tüm emeklere rağmen puan düşürdün öyle değil mi Ji-sung?"

Başımı öne eğerek sessizliğimi korudum. Korkuyordum.

"Birinci olduğun sürece puan düşürmek umurunda değil, değil mi? Fakat üniversiteler puanlarına göre bakıyor." yüksek ve agresif sesi ile konuşmuştu.

İkinci olmamı o bile beklemiyordu.

Hala cevap vermezken aniden elimdeki kağıdı çekip almıştı. Gergince ona bakarken bir süre kağıda bakmıştı ardından ise elindeki kağıdı kucağına bakarak bana dönmüştü. Dolu gözlerimle suratına bakarken konuşmaya çalışmıştım;

"Özür dilerim, bir sonraki sınava çok ça-"

Yanağıma çarpan tokatı ile sözüm kesilirken başım yana doğru dönük bir şekilde şaşkınca siyah araba koltuğumuza bakıyordum.

"Senin gibi bir çocuk doğurduğuma o kadar pişmanım ki. Babanla evlendiğim anda çocuğunun da kendisi gibi sadece geçici işlerde çalışabilecek kadar kapasitesi olan bir aptal olacağını anlamalıydım." tükürürcesine söylediği sözler ile dumura uğrarken annem durmamıştı;

"Fakat en azından senin için yaptığım onca şeye karşı biraz minnet duyup başarılı olamaz mıydın. Sabahtan akşama kadar çalıştığımı görmüyor musun, bu lanet arabanın bile ne kadar eski olduğunu? Neden bu kadar işe yaramaz bir evlatsın?"

B me' minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin