1.0

3.7K 302 255
                                    

oceans ahead, down



"Elbisem aşırı ciddi olmamış değil mi? Üzerime gri ceketimi de alacağım, dışarısı serin duruyor. Sence bununla üşür müyüm?"

Annem, kollarını göğsünde birleştirerek vücudunu kapının pervazına yaslamış bir halde boy aynamdan kendimi inceleyen bana bakıyordu öylece. Ona hızlıca sıraladığım sorularıma cevap vermediğinde gözlerimi aynadaki yansımamdan çekip ona çevirdim. Yüzünde küçük ama tatlı diyebileceğim bir gülümseme vardı.

"Üşümezsin, içerisi sıcak olur zaten," dedi ve birkaç adımda yanıma gelip elbisemin askılarını düzeltti yavaşça. Siyah, günlük askılı bir elbiseden yana kıldığım tercihim konusunda bir türlü emin olamıyordum, çünkü partilere sıkça giden birisi değildim ve ortamın da nasıl olacağı konusunda hiçbir fikrim yoktu.

Evet, gerçekten de o partiye gidiyordum.

Omuzlarımdan dalgalar halinde dökülen saçlarımı da geriye itti. "Çok güzel oldun, endişelenmeyi kes."

Omuzlarımı düşürüp derin bir iç çektim. "Tamam."

Sıkıcı geçen haftanın ardından cuma gecesi partiye gideceğimi söylediğim annemden izin almak kolay olmuştu, bir yanım aksini isteyip izin vermeyecek nasıl olsa diye rahatken beni şaşırtmayı başarmıştı ve yarım saattir odamda, hazırlanmama yardım ediyordu. Bense sabahtan beri kendime ne yaptığımı sorup duruyordum işte.

Yatağımın yanına yürüyerek çantamı bir kez daha kontrol ettiğim sırada "Ee," dediğini işittim. Odanın bir köşesinde yine kollarını birleştirmiş hareketlerimi izliyordu. "Kim bu çocuk?"

"Kim kim?" dedim sorusunu kavramış olsam da çantamla ilgilenmeye devam ederken. 

"Partiye gittiğin çocuk, Jungkook olsa şimdiye zili beşinciye çalıyor olurdu. Demek ki başka biriyle gidiyorsun."

Anneme yanlış bir izlenim vermek istemeyerek "Sınıf arkadaşım sadece, adı Jaehyun," diyerek kısaca kim olduğunu anlattığımda heyecansızlığımdan pek etkilenmişe benzemiyordu, benim de istediğim buydu zaten. Aramızda bir şey olduğunu düşünüp tanışmak isteyecekti çünkü aksi takdirde.

Bir süre sonra çalışma odasından seslenen babam nedeniyle yanımdan ayrıldı. O esnada ben de Jaehyun'dan yolda olduğuna dair bir mesaj alınca ceketimi üzerime geçirip evden çıkmaya karar vermiştim. Ancak yatağımın üzerinde titreşen telefonumdaki tanıdık ismi gördüğümde duraksadım. Jungkook arıyordu.

Beklemeden aramayı cevapladım. "Efendim?" 

"Ne yapıyorsun?" diye sordu telefonun ardından kulağa net gelen ses. 

"Evden çıkıyordum şimdi."

Çantamın askısını koluma geçirdim. "Gidiyorsun yani Jaehyun'la."

"Evet, sen gelmiyor musun?"

Birkaç saniye cevap vermediğinde kaşlarımı çattım, bir an telefonu kapattığını düşünecektim ki arkadan hışırtı sesleri geldi. "Ben mi? Geliyorum tabii ki, hatta...Şimdi çıktım."

"Tamam, orada görüşürüz o zaman?"

"Görüşürüz. Bu arada, dikkat et, olur mu?"

seven ღ rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin