0╰╮2

1.1K 147 69
                                    

02.02.21

_

"Hades, neden burada?"

Bu sorunun nedeni bir o kadarda Yoongi merak ederken sadece kendisine söylenen bir cümleyi nefret ettiği kardeşinin kulağına fısıldamıştı. 

"Oğlunu kaybetmiş."


Jeongguk'un kaşları olabildiği kadar çatılmış, okyanus derinliğini andıran mavi gözleri merakla parlamıştı. "Oğlumu? Hades'in bir oğlumu var?" Yoongi, kardeşinin ses tonuna göz devirdiğinde ondan uzaklaşıp, umursamaz davranarak konuşmuştu. "Ne bileyim ben. Varmış demek ki." 

Jeongguk bir kez daha onun bu huysuzluğuna sinir olurken uzaklaşmış ve kafasını başka bir tarafa çevirmişti. O sırada tanrıların tanrısı Zeus binaya giriş yapmış, ayak bileklerini kadar uzanan beyaz elbisesiyle bakışları üzerine toplamıştı. Jeongguk sonunda neden böyle burada bulunduklarını ve o depremin sebebimi öğreneceği için mutlu olmuştu.

Tanrıların tanrısı Zeus tahtına geçiş yaptığında Jeongguk sadece bir kaç tanrı ve tanrıça dışında bütün önemli bireylerin burada olduğunu fark etmiş, merakı daha da çok artmıştı. "Az sonra Olimpos dağında ikinci nesil tanrılar bir araya getirilecektir. Bir araya geldiğinizde ise neden burada olduğumuzu, olduğunuzu anlatacağım." Jeongguk başını kaldırmış ve ciddi bir şekilde karşıya bakmaya başlamıştı. Her ne kadar yapısında ciddi bir tanrı olmak yoksa ağabeyinden ve babasından öğrendiği gibi davranıyordu bu durumlarda.

"Posedion'un ikinci nesli, Jeongguk ve Yoongi." Ağabey ve kardeş aynı anda adımlarını attığında binanın önünde, önemli tanrıların huzurunda yan yana durmuşlardı. O sırada Zeus biraz beklemiş ardından yanındaki sözcüsüne kafasına çevirmiş, sonrasında geri binanın girişine çevirmişti. O sırada kendisinden isteneni anlayan sözcü birkaç adım attıktan sonra elindeki kağıttan ikinci nesil Tanrıları, diğer Tanrılara tanıtma amacıyla konuşmaya başlamıştı.

"Yüce Zeus'un habercisi, ikinci nesil Baekhyun." 

O sırada kapıdan simsiyah saçları ve üstüne giydiği siyah zırhı ile binaya giriş yapan Baekhyun binaya girdiği anda yüzüne hınzır bir gülümseme yerleştirmiş, zırhının altından altın değneği çıkartıp sağda ki tanrıya fırlatmıştı. Şaşkınlıkla kendi sembolü olan değneğe bakan tanrı ne ara onun ikinci neslin eline geçtiğini düşünüyordu.

Baekhyun yüzündeki gülümsemeyi biraz azalttığında yan yana, diğer ikinci nesil olduklarını düşündüğü kişilerin yanında durmuş bakışlarını Zeus'ta gezdirip eğilip kalkmıştı. O sırada Jeongguk merakla iri gözlerini yanındaki tanrıda gezdiriyor ve onu inceliyordu. Küçük bir vücudu ve kısa bir boyu vardı ama asla ona siyah rengin yakışmadığını inkar edemezdi. 

"Yarı tanrı, ölümlü prenses Semele'den doğma ikinci nesil Jimin."

O sırada girişte bir çığlık duyulmuş Jeongguk hızla arkasını dönmüştü. Gördüğü kadarıyla insan kıyafetlerini giyen yarı tanrı Jimin, kollarını silkeleyerek binaya giriş yaptığında girişteki bekçi olan devlere baktı şaşkınca. Elleri hala, Olimpos'a inerken düştüğü için üzerini silkeliyor bakışları şaşkınca etrafta dolanıyordu. Gözleri kendilerinde durduğunda yüzüne geniş bir gülümseme yerleşmiş, kendilerine doğru yürümeye başlamıştı.

"Yüce Zeus? Tamda kitaplardaki gibisin ha. Ama ben böyle biraz zorla getirildim sanki. Haber verseydiniz annemin benim için hazırladığı zırhlardan giyer gelirdim. Siz böyle zırhlarla kuşanmışsınız falan hiç olmadı böyle." Alaylı sesi binayı doldurduğunda Jeongguk konuşma stiline, saçlarına ve en çokta kıyafetlerine hayran olmuştu. 

Lost Son of Hades × TaeKookWhere stories live. Discover now