Lost Son of Hades × TaeKook

1╰╮8

15.07.2023

Atina / Mahzen

_

"Ah, bu mahzen aşırı sıcak."

Okyanusların ikinci efendisi Yoongi daha fazla dayanamadı ve saklandıkları mahzenin en köşesine geçip kendisi beton zemine bıraktı. Dayanmakta zorluk çekiyordu bulundukları yerin havasından dolayı.

Jeongguk bakışlarını yavaşça abisine çevirdiğinde derin bir nefes aldı. Kendisi iyiydi, bir sorunu yoktu ki bunun sebebi az da olsa damarlarına karışmış olan ateşten kaynaklanıyordu.

Ayağa kalktı, yarası çoktan iyileşmişti. Artık kendisini hareketsiz bırakmıyordu.

Mahzenin bir diğer köşesinde duran Hyejin elindeki Zeus'un kılıcına bakarken dalıp gitmiş gibi görünüyordu. Jeongguk yanına yaklaştı yavaşça. Cümlelerini toparladı en başta, sonrasında konuşmaya başladı sessiz bir tonda.

"Burada fazla kalamayız. Abim kötüleşiyor." Kılıçtan kaldırdı dalgın bakışlarını Hyejin. Omuzlarını silkti hemen sonrasında, onun da sanki yapabileceği bir şey yokmuş gibi.

"Atina benim şehrim. Ama burada bile güvende değiliz Jeongguk. Düşünüyorum sürekli, neler yapabiliriz diye. Ama kafamda o kadar çok bilinmeyen var ki ulaşamıyorum bir türlü doğru sonuca."

Sessiz kaldı. Düşündü bunun üstüne. Henüz diyecek bir şey bulamamışken Hyejin tekrar konuştu. "Ona, bazı sorular sormak istiyorum."

İkisinin de bakışları Jeongguk'un az önce geldiği yöne doğru kaydı. Köşede oturuyor, bacaklarını kendisine çekmiş, üzerinde hala beyaz elbisesi varken yine aşırı derece de göz alıcı duruyordu. Aynı zamanda da parmağında ki yüzükle oynuyordu.

"Hep birlikte oturup konuşalım."

Taehyung'un ilk önce bakışlarını çeken Hyejin oldu. Ayağa kalkıp konuştuğunda diğerlerinin yanına gitti. O sırada durumdan yavaşça sıyrılan Jeongguk bakışlarını kısaca etrafta gezdirdi ve Taehyung'un yanına ilerlemeye başladı.

"Seninle konuşacaklar. Hades hakkında da sorular soracaklardır muhtemelen." Oynadığı yüzükten kaldırdı bakışları. Tuhaf bakıyordu, kısıktı gözleri. Farklı hissettiriyordu Jeongguk'a.

"Yani?"

"Onlara dürüst olmanı istiyorum. Her şeyi anlatmanı. Anlat ki şu durumdan kolayca kurtulalım."

Kıvrıldı kırmızı dudakları, o sırada tekrar gözleri kamaştı Jeongguk'un. Nasıl bir büyüsü vardı bu tanrının asla anlayamıyordu. Saçlarıyla aynı renkti dudakları, yakıcıydı. En az ses tonu ve bakışları kadar.

Mırıldandı sakince.

"Kurtulmak istiyorsun.."

"İstiyoruz. Sen istemiyor musun?"

"Bilmem. İstiyor muyum?"

"İstemelisin Taehyung."

Diz çöktü önünde, bakışları denkti artık rahatça bakabiliyordu gözlerine. "Lütfen."

Diğerleri geldi daha sonra. Chanyeol, Namjoon, Yugyeom ve Seokjin hariç diğerleri oturmuştu yere. Taehyung ayağa kalkmayı tercih etmemişti, diğerleri de başında dikilmemek için oturmayı seçmişlerdi.

"Mantıklı bir konuşma yapmak istiyoruz artık." Stabildi Baekhyun'nun sesi. Onu germek ya da ürkütmek istemiyordu. Yaşadıkları kolay değildi ki henüz daha ne yaşadığını bile bilmiyordu.