1╰╮4

804 99 14
                                    

27.04.2021

_

"Burası güvenli."

Chanyeol ve Namjoon kalkan oluşturmak için gruptan uzaklaştığında Taehyung sarsak adımlarını yuvarlak kayaya çevirmiş, ve üzerine oturmuştu. Elleri dizinde gezdirirken bütün odağı kalbindeydi.

Zaman, bulundukları sessiz ortamda su gibi akıp giderken Taehyung asla elini kalbinden indirmemiş ve odağını kalbinden çekmemişti. O sırada Jieun bulundukları ormanda hayvanlarla konuşmuş, Jimin ona eşlik etmiş, Hoseok kurtulabilmek için birkaç kahin kitabı okumuş, Yugyeom parlaklığını yitirmeye başlayan güneşi izlerken Chanyeol, Hyejin, Baekhyun ve Namjoon tetikte bekliyorlardı. Seokjin ise oturduğu ağacın altından tıpkı Taehyung gibi bir santim bile kıpırdamamıştı.

"Bir şey oldu."

Taehyung hissettiği huzursuzluk ve hemen sonrasında kalbindeki acı ile ayağa kalkmıştı dudaklarından dökülen fısıltı cümlesiyle. Eli bulunduğu yeri sıkarken gözleri irice açılmıştı. "Jeongguk'a bir şey oldu."

Diğerleri de dikkatini ona verdiğinde Hyejin kaşlarını çatarak oluşturdukları kalkana baktı. "Geliyorlar, ama yalnız değiller." Hoseok telaşla kardeşinin yanına ilerlediğinde Hyejin ve Chanyeol, korkuyla kalbini tutmaya devam eden Taehyung'un önünde durmuştu.

"Sanırım Jeongguk yaralandı." Bakehyun bakışlarını Taehyung'ta tutarken konuşmuş, eli kılıcını bulmuştu. "Kaçıyorlar, ama muhafızlar peşlerinde. Kalkanı güçlü tutun."

Hepsi sadece bir tarafa odaklanmışken sağ taraftan, kalkandan giren muhafız, hızla Namjoon'a doğru atılmış, ön ayaklarıyla onu geriye düşürürken mızrağını kaldırıp saplayacağı sırada Jieun hızla oklarından birini alıp yayına takmışken muhafızı nişan almış, ancak oku ona isabet etmezken arkadan bir ok daha fırlatılmıştı az öncekine nazaran tam da muhafızın alnına denk gelecek şekilde.

İkinci nesil Seokjin, sırtındaki sonradan görünen oku ile Jieun'dan sonra hızlı davranıp eşini kurtarmışken peş peşe gelen muhafızlar sonucunda tekrar oklarını eline almış, etraflarından koyu yeşil dumanlar çıkmasını sağlayarak tek tek vurmuştu aynı zamanda hala yerde şok olmuş bir şekilde yatan eşine de ilerlerken.

Seokjin sinirli gözlerini Jieun'a çevirmiş ve konuşmuştu. "Kullanmasını bilmiyorsan, kullanma." Sessizce fısıldayıp ondan uzaklaşmış yerde yatan muhafızlara ilerlemişti. Okunun varlığından haberdar olmamaları için fırlattığı okları geri topladıktan sonra yerde yarı uzanmış halde olan eşine ilerleyip ona elini uzattı.

Namjoon kendisine uzatılan ele hemen sarılırken kendisini çekmesine izin vermiş, hala kocası olduğunu kabullenmekte zorlandığı eşi ile göz göze geldiğinde yutkunmuştu. "Daha dikkatli ol." Ondan uzaklaşıp sırtındaki sınırlı sayıda olan oklarını yok ettiğinde kalkan açılmış ve içeri Yoongi'ye yaslı bir şekilde, dirseğine kan olmuş eliyle karnını tutan ve baygın bakışlarını atan Jeongguk girdiğinde sadece birkaç adım atabilmişlerdi. Hemen ardından yere yığıldıklarında Taehyung hızla yanlarına koşmuş, diğerleri de peşinden gelirken Yoongi sadece eliyle tampon yapmaya çalışıyordu aynı zamana titrek, dolu bakışlarını ekip arkadaşlarına atarak.

"B-babam, babama söyleyelim. Durdurur onları, Jeongguk'a bir şey olmasına izin vermez, b-ben anlamadım birden bana atılan mızrağın önüne geçti. Babam korur bizi, ona söyleyelim lütfen, bir şey olmasın Jeongguk'a." Hala titreyen ellerini yaranın üzerinde tutarken Jeongguk öksürmüş, aralık dudaklarından süzülen kanla yanına çökmüş olan Taehyung hızla kafasını kaldırıp dizlerine koymuştu.

Dudaklarından çenesine, oradan boğazına doğru yol alan kanları beyaz elbisesinin kolu ile temizlemeye çalışmışken gözlerinin açık tutmasını fısıldıyordu, birisinin duyup duymadığından emin olamazken.

Seokjin hemen Jeongguk'un diğer tarafına çöktüğünde avuç içlerini açmış, hemen sonrasında beliren beyaz bitkiyi yarasına doğru yaklaştırmış, Yoongi ellerini oradan çekerken akan göz yaşını silmişti elindeki kanı yanağına bulaştırdığından habersiz.

Seokjin gözlerini kapatıp dudaklarını kımıldattığında parıldamaya başlayan sarı saçları ve avucundaki beyaz bitkiyi yavaşça yaranın üzerine bırakmıştı. Bu Jeongguk'un düzensiz nefeslerini kesmiş aynı zamanda kan kaybetmesini önlerken Seokjin fısıldamıştı hemen ardından.

"Myrtus communis bitkisi, bu bir süre kanamasını dindirir. Yarasını nasıl kapatabilirim bilmiyorum."

"Ben hallederim."

Hoseok hızla onun yanına çöktüğünde kalkan geçmeye çalışan muhafızlarla Namjoon ve Chanyeol ilgilenmeye gitmişken Taehyung dizlerinde yatan gözleri kapalı bedenin göz yaşlarını silmişti.

Yarası yavaşça kapanmışken Yoongi sesli bir şekilde burnunu çekmişti. Başında dikilen Jimin bakışlarını ona çevirdiğinde elini kaldırmış, mavi saçlara dokunmak için yeltenmişti. Ancak eli omzuna düşerken sıvazlamış, alini geri oradan uzaklaştırmıştı.

"Merak etme, o iyi olacak."


_

Merak etmeyin, Jungoo iyi olacak😿

Seokjin'nin gizlediği ve biranda çıkardığı oklarını Shadowhunter'da ki Alec'den özendim/çaldım/esinlendim. Sonra Seokjin'in büyü yaparken ki parlayan sarı saçlarını da rapunzelden özendim/çaldım/esinlendim.

Oku şöyle bir şey

Bu da Myrtus communis *Mersin bitkisi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bu da Myrtus communis *Mersin bitkisi

Bu da Myrtus communis *Mersin bitkisi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Lost Son of Hades × TaeKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin