xxvı

21 3 9
                                    

Y.N./ yıllar sonra gelen o bölüm.. acıyor canı saat 23.32'de için, yeniden. hikayeyi önceden okuyanlar buradan devam edebilir<3

-

Günlerim tamamen Arel'le doluydu. Sürekli onunla beraberdim ve birkaç defa bana sevgilim diye hitap etmişti. Böyle şeylerden nefret eden bir insan olarak ilk defa mutluydum, mutlu hissediyordum ve bu korkutucuydu. Çünkü mutlu olduğumda bunun karşılığı olarak bir şey çalmışlardı hep benden.

Öyleydi. Çünkü hep öyle olmuştu.

Bugünse ilk defa birileriyle dışarı çıkıyordum. Arel; Erdem, Hasan, Hasan'ın sevgilisi ile dışarı çıkacaklarını söylemişti ve benim de gelmemi istemişti. Gelmezsem kendisinin de gitmeyeceğini söylemişti. Bana kalsa gitmeyecektim ama gerçekten de gelmesem gitmeyecek potansiyel vardı onda, arkadaşlarından mahrum kalmasını istemezdim.

Hasan'ın sevgilisi ile okuldaki doğum günümde tanışmıştım, Leyla isimli bir kızdı ve deli doluydu. Ağabeyinden zor izin aldığını ve benim de gelmem gerektiğini ısrarla belirtmişti. Beni sevdiğini söylüyordu ki ben de onu sevmiştim.

Şu an ise bir lunaparktaydık.

Önümde sıralanan bu eğlence araçlarına korku ve endişe ile bakıyordum. Şimdi biz bunlara mı binecektik? Ellerimi koyacak yer bulamıyordum, sürekli parmaklarımla oynuyordum. En son bu kadar kaygıyı ne zaman hissettiğimi hatırlayamıyordum o an.

"İyi misin?" diye sordu Arel kulağıma eğilerek. Diğerleri birkaç adım önde gidiyordu. Artık lunaparkın sınırları içerisindeydik.

"Arel.. açıkçası ben böyle bir yere en son geldiğimde ilkokuldaydım. Babamla gelirdik, annem..." Yutkundum. Anne sevgisinden yoksun olmak çok zordu. "Annem getirmezdi beni, anlarsın ya. Babam da işinden vakit buldukça getirirdi, toplasan birkaç kez gelmişizdir. Aşina değilim ve monotonluğumun dışına çıkan her şeyden korkarım."

"Lunaparka hayatın boyunca birkaç defa geldin ve o da sen ilkokula giderken mi?"

Başımı aşağı yukarı salladım. Gözüm diğerlerine kaydı, jetonlar için para hesabı yapıyorlardı gişenin önünde. Tekrar Arel'e kaydı bakışlarım, göz göze geldik.

"O zaman ne yapalım biliyor musun," dedi saçımı kulağımın arkasına atarken. "Bugün çocuk olalım. Acılarla yoğrulmuş ve büyümek zorunda kalmış ruhumuza inat çocuk olalım. Olmaz mı?"

"Nasıl yani?"

"Şöyle yani, küçük bir çocuğun bakış açısıyla bakalım bu eğlence mekânına. Eğlenelim sadece, birkaç saatliğine tüm korku ve endişelerimize kenara bırakıp.. çocuk olalım işte."

"Şey.. olur, tamam. Ama başarabilir miyim bilemiyorum."

"Önce kendine sonra bana güven, başaracaksın. Başaracağız." Kocaman gülüşünü sunarak ellerimizi birbirine kenetledi. "Hadi biz de jeton alalım yoksa bizsiz gidecekler."

Kafamı hevesle salladım ve diğerlerine doğru koştuk, jetonlarımızı aldık. Bu sırada Leyla Arel'le olan ellerimizi ayırdı ve koluma girdi. Her ne kadar artık kendini savunma işinde yol kat etmiş olsam da insanlar hâlâ tetikleyiciydi eski durumumu, Arel'den ayrıldığım için endişe ile ona baktım. O ise gözlerindeki güven verici ifade ile bana bakıyordu ki bu biraz rahatlamama sebep oldu.

"Aaa, altı üstü sevgilinden kaçırıyorum seni kızım, sen de ne sevmişsin bizim deli oğlanı. Biz onun ne hallerini gördük..."

"N-ne hâli?" diye sordum şaşkınca.

acıyor canı saat 23.32'deWhere stories live. Discover now