vııı

99 21 81
                                    

"Vay vay vay, Açelya hanıma bak sen!"

Tuğçe'nin sesiyle gözlerimi yumdum ve bir nefes alıp güç toplamak istedim fakat başarılı olamadım. Bu kızdan nefret ediyordum.

"Ne var? Yine."

"Duydum ki baş kaldırmaya başlamışsın. Neye güveniyorsun merak ediyorum? Her zaman çok sevgili öğretmenlerin mi kurtaracak seni?"

O aptal demek ötmüştü hemen her şeyi. Şimdi de asi olmuştum.

Sinir vücudumu ele geçirirken yanaklarım ısındı. Ah, bunun sırası değildi. Neden şimdi kızarıyordum, beyaz tenli olmaktan nefret ettim bir kez daha.

"İşte domatesimiz geri döndü, hem de bir cümleyle!" Ardından kahkahalar. Yanındaki arkadaşlarının kahkahası. Hepsinin bana küçümseyici bakışları. Daha çok kızarmam, gözlerimin dolması ve bakış açımı kaybetmem.

Telefonumun titrediğini hissettim, ardı ardına bildirimler geliyordu fakat umursamıyordum. Bir kişiye baş kaldırmıştım, tamam, çok da güzeldi ve kurtulacağımı hissetmiştim ancak şu an tüm öz güvenim yerle yeksan olmuştu.

Aldığım mesajlara güvenmek aptallıktı. Kim olduğunu bile bilmiyordum. Neden inanmıştım sanki?

Dolu gözlerimden tutamadığım bir yaş akarken kahkahaların şiddeti arttı. Gitmek istedim, o ortamı terk etmek ve her zamanki gibi bir tuvalet kabininde sessiz olmaya çalışarak ağlamak istedim ama bunu da başaramadım.

 "Cümlelerine dikkat etmeni tavsiye ederim Tuğçe."

Bir erkek sesi, daha önce duymadığım, çok güzel bir erkek sesi duydum. Tuğçe'ye nasıl karşı durabiliyordu bilmiyordum, yürek yemiş olmalıydı. Ayrıca benim yanımda olan kim vardı ki?

"Sen karışma," dedi Tuğçe, ses tonunda benimkinin aksine bir öz güven vardı. "Sana ne oluyor?"

"Açelya," dedi o güzel ses ve ellerimi tuttu. "Hadi bahçeye çıkalım."

Nefesim dar geliyordu ciğerlerime, dudaklarımı o kadar dişlemiştim ki kanın tadı damağıma ulaşmıştı fakat gücüm çekilmiş gibiydi, dayanamıyordum artık.

"Açelya," diye mırıldandı aynı ses. "Hadi. Bir çiçek ve bir kadın, ben ikisini de kaybetmek istemiyorum."

Ayağa kalktığımda kimsenin kalmadığını gördüm, şimdi sadece yanında minicik kaldığım bir öğrenci duruyordu karşımda.

"Aptal, sen misin?"

"Dün gece geri zekalıydım halbuki," dediğinde güldüğünü hissedebilmiştim. Ben de gülmeden edemedim.

Eliyle kantinden çıkmamı işaret ettiğinde ikiletmeden yaptım ve bahçeye çıktık beraber. Köşede kalan bir banka oturduğumuzda gözlerimi sildim ve ona diktim. İleriye bakan gözleri beni görmüş olmalıydı.

"Yüzümde bir şey mi var, az önce bizim şapşallar yanağımı boyamaya çalışıyordu."

"Hayır, bir şey yok," dedim tebessüm ederek. "Sadece şaşırdım."

Bana döndü ve o da tebessüm etti.

"Güzel Açelya," dediğinde kalbimin atışı değişmişti. Ve yanaklarım.. ah, hayır! "Utandın mı sen?" dedi elleri yanaklarıma uzanırken, irkilerek geri çekildim. O da ellerini kucağında birleştirip "Niyetim ettim niyet eyledim Allah rızası için Açelya'nın yanaklarını mıncırmaya," diye mırıldandı.

"Çok yaparsın bunu, rüyanda bile göremezsin!"

"Ooo, ben rüyamda neler neler görüyorum." Başımı çevirerek göz temasımızı kestim. Şimdi utanmıştım. "En son kurabiye canavarına dönüşüp şehre saldırdığımı hatırlıyorum," dediğinde kendime kızdım. Aptal sensin Açelya, için fesat kızım senin.

"Mantıklıymış."

"Her zaman öyleler, bana çekmiş rüyalarım da ne yaparsın işte..."

Ne saçma konuşmuştu öyle. Konuşmak için konuşmuş gibiydi. Benden bıkmış mıydı? Evet, bıkmıştı.

Yüzüm düşerken ayağa kalktım ve ardıma bakmadan oradan uzaklaşmaya başladım. Bir süre sonra kolumda bir el hissetmiştim. Yine mi...

"Ya nereye gidiyorsun?"

"Bırak kolumu," dediğimde beni şaşırtarak dediğimi ikiletmeden bıraktı. "Ben vicdan yapacağın bir konu değilim. Tuğçe konusunda teşekkür ederim fakat bitti. Bir daha bana yazmaya kalkışma!"

"Bunu yapmayacağımı ikimiz de biliyoruz bence."

Gülümsedi. Çok güzeldi. Bu manzarayla ben de gülümsemek üzereyken tuttum kendimi ve boğazımı temizleyip "Neden bunu yapıyorsun?" diye sordum sertçe.

"Bir çiçek ve bi-"

"Anladık orayı, papağan gibi ötmene gerek yok," dedim ve gözlerimi devirdim. "Boşversene."

Sinirle okula girdim, sınıfa gitmek için merdivenleri hışımla çıkmaya başladım. O an kafama dank etti.

Ben aptalı görmüştüm.

-

gm açelya

canlarım ciğerparelerim, hazırda bölüm tükendi ne halt yicez bilmiyom. dersler falan yazmam pek mümkün olmuyor o yüzden bir şey diyemiyorum ama devam edicem uzun süre bölüm gelmezse beni unutmayın :(

*dedi ve iki gün sonra bölüm attı falan, bu çelişki kimsede yok lan*

acıyor canı saat 23.32'deHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin