31. Bölüm 'Amerikalı'

38K 2.1K 564
                                    

Evet arkadaşlar bu kesinlikle yeni bölüm :D Multimedia'da Ozan var, Ozan kim mi dersiniz? Öyleyse şimdi okumaya başlasanız iyi olur :D

AMERİKALI

"Deniz hadi soruyu çöz bakalım"

HIAĞ?! Bii dakika lan? Ben soruyu çözmeyi unutmuşummm. Egoşun kolunu dürtüyorum.

"12 lan 12. Soruyu naptın olum?"

Egoş ise üstüne şarkı sözleri yazmış olduğu testten kafasını kaldırıp sence ben yaptım mı kanka dercesine bakıyor. Elime testi alıp önümde oturan öküz Emirin sırasını ittirerek sıradan çıkıyorum.

"Dibime girmişssin az ileri git"

"Az şu göbeği eritsen belki geçersin"

Emir'in yanında oturan Alaracığım bibiğime bakıp Beyaz renkli polo tshirtimi kaldırıyorum.

"GÖBEK DEĞİL BU OĞLOM GÖBEK DEĞİL KAS BUNLAR KAAAS, GÜLLÜOĞLU BAKLAVASI BUNLAR"

***

IRMAK

Hira ile bahçede dolanıyoruz(!) yani hiranın 2 senelik platoniği Poyraz ı takip ediyoruz.

"Kanka kanka sencede çok yakışıklı değil mi? Kanka bak şimdi karpuzlu sakız çiğniyor ay bende karpuz çok severim, aslında kavunda güzel, ay karnım acıktııı... Irmak? Irmak? Beni dinliyor musun?"

Hiranın koluma her zamanki gibi çimdik atmasıyla dünyaya dönüyorum.

"Ha evet evet karpuzlu soda diyordun"

"Kızım seni hiç iyi görünmüyorsun varya iyice fransız kaldın"

Uykumu açmak içini gözlerimi ovalıyorum, ve Hiraya tuvalete gidip yüzümü yıkayacağımı söyleyip okula giriyorum. Birkaç dakika sonra arkamdan Metin hoca sesleniyor.

"Irmak kızım gel buraya"

Hızlı adımlarla Metin hocanın yanına gidiyorum. Acaba Deniz yine ne yapmıştı? Deniz ne yapsa ucu bana dokunuyordu zaten,gerizekalı.

"Hocam Deniz yine ne yaptı bilmiyorum ama gerçekten ben onun adına çok özür dilerim, insani fonksiyonlar göstermediğini annemlerde bende kabullendim ama kardeş işse satsan satamıyoruz, atsan atamıyoruz, ee aldırmak içinde çok geçmiş, ama tıp gelişiyor yani belki bir kaç seneye-"

"Hahaaha hay Allah! Ne alem çocuksun Irmak! Seni arkadaşınla tanıştırıyım, Ozan okulumuza Amerikadan yeni geldi, onun okula alışması ve ortamı tanıması için senden daha iyi biri olacağını sanmıyorum"

Metin hocanın yanındaki uzun boylu, siyah şişme mont giymiş, kumral çocuğa bakıyorum.

Ayy yazık canım benimmm, sen amerikalarda yaşa büyü ıptıs cıktıs House partylere git,okullarda amerikan futbolu oyna, Long Beach de sörf yap sonra gel bu denizsiz Ankaraya. onu geçtim tuvalet kağıdı bile olmayan boklu okula. Türçeyide unutmuş belli ki tipe baksana tam amerikalı.

En sevecen halimle tokalaşmak için elimi uzatıyorum.

"HAAAAY MAY NEYM İS IRMAK!"

"Ben Türkçe biliyorum gerizekalı, Ozan ben"

Irmak Çökelek epic fail part 1.

***

"Sınıff nerde?"

Gözlerimi devirerek Amerikalıya dönüyorum.

"Burası sınıf gerizekalı"

Yüzünü buruşturarak etrafa bakıyor. öğle tatili olduğu için sınıf bomboştu ve normal halinden bile daha feci haldeydi şuan.

"Dolaplarınız nerde"

Tam Amerikalı, ukala kendini beğenmiş,salak. Ağzımı kocaman açıp parmağımla içini gösteriyorum.

"AAAĞĞ BAK AĞZIMDA BAK TAM BURDA DOLAPLAR! SANIRIM AMERİKAN FUTBOLU OYNARKEN KAFANA TOP ÇOK SERT ÇARPMIŞ"

Ozan'ın çöpe bakarmışcasına olan yüz haline dayanamayıp elindeki defteri yanımdaki sıraya fırlatıyorum.

"Hadi şimdide kantine gidiyoruz"

***

"HADİİİİİİİİ UAAAAAAAAĞĞ İLERİİİİİİİ BUGÜN MANTI GÜNÜ ÇABUK OLUUUNN UAAAĞĞĞĞ"

Ozanla birlikte kantine indik, tamam biraz kalabalık olabilir, tamam biraz hayvanat bahçesinde çiftleşen ayıların sesi tarzında şeyler duyabiliriz ama, TAMAM BE TAMAM! çocuk haklıydı.

"Şimdi si-siz burda yemek mi yiyorsunuz?"

Evet manasında başımı yavaşca sallıyorum. Ozan dehşet dolu bakışlarıyla etrafı süzüyor. O sırada bir öküzün onu itmesiyle yere kapaklanmaktan son anda kurtuluyor.

DENİZ!

Elindeki mantı tabağıyla yanıma gelmiş sırıtıyordu.

"Kırmızı Pul biber nerde pıtırcık?"

Tam Denizi tersleyecekken yanıma gelen Ozanı farkediyorum.

"Deniz bak bu Ozan"

Deniz önce Ozanı baştan ayağa süzüyor.

"Kız kardeşime mi yavşıyon bakim sen?"

Ozan bana bakıp gözlerini devirdi.

"O kadar da zevksiz değilim yani"

ZEVKSİZ?! ZEVKSİZ? Ahaha sen kendine bakar mısın? O siyah montun altına mavi new balance ayakkabılar ve amerikan futbol oyuncuları kadar olan büyük kaslarını gösteren tshirtin ve o kumral sarı saçlarınla tam anlamıyla bir... Şeye benziyordun. Şeye işte :P

Deniz elindeki tabağı düşürmemeye çalışarak güldü.

"Desene elimizde kaldı ahahaha"

Çok komik dercesine gözlerimi kısarak Denize baktım. Arkasından koca bir mantı tabağıyla Ege geldi.

"kardo bende seni arıyordum, şu kırmızı pul biberle nane nerde ya bulamadım"

Al birini vur ötekine, camış gibi yiyin anca. Ege yemekten kafasını kaldırınca Ozanı farkediyor. Elini uzatıyor.

"Merhaba ben Ege"

Ozan da aynı şekilde elini uzatıp tokalaşıyorlar. Sonra beraber boş bir masaya oturuyoruz ve Ozan Amerikadan geldiğini,babasının burdaki işleri yönetmek için geri geldiğini ve Amerikada yaşanan bir kaç hikayesini anlatıyor.

Bense bu muhabbetten sıkılsamda Ozanı bu iki camışın yanında bırakmamak için yinede masada oturmaya devam ettim.

Arkamdan gelen iki çift topuklu ayakkabının sesiyle kendime geldiğimi farkettim. Çünkü o sesin sahibi Çişimsu dan geliyordu. Bayan yollu direk Ege'nin yanına gidip onu öptü, Egeyse gözünün ucuyla bana baktıktan sonra onu yanağından öptü ve sarıldı. Gerizekalı,mal,aptal, ay çk kskndm.

Sonra Çisemsu Ozana meraklı bakışlarla süzdü.

"Arkadaş kim Irmağğğğk?"

Gülümseyerek Ozana döndüm.

"Bu Ozan, okulumuza Amerikadan geldi , Ozancım bak bu da ÇİŞİMSU"

Deniz'in ve Ozan'ın kahkayı atması ve Bayan yollunun suratındaki o ifade, kesinlikle görülmeye değerdi.

B.A.LWhere stories live. Discover now