20.Bölüm'İğne!'

62.7K 3.2K 460
                                    


Arkadaşlar yeni bölüm biraz geç geldi biliyorum ama bu sıralar çok yoğunum. Bölümleri elimden geldiğince erken yazmaya çalışacağım ama kesin bir söz veremem. Neyse herkese iyi okumalar^^^

Bölüm20'İğne!'

Yapmacık bir şekilde Emir'e gülümsedim. Bende de şans olsa zaten... Yaa bu kızla bu yavşak nasıl kuzen olabilir ya!

Alara gülümseyerek Emir'e sarılıyor.

"Harikasın kuzen, biz de Denizle konuşuyorduk, Deniz bak bu kuzenim-"

"Emir."

Alara şaşkın bir ifadeyle ikimizede baktı.

"Siz tanışıyor musunuz?"

Elimle saçlarımı gezdirip boş bir bakışla Alaraya baktım.

"Maalesef"

Alara buna şaşırmış olacak ki gözlerini büyütüp Emir'e bakmaya başladı.

"Aranız sanırım biraz kötü?"

Emir ağzını yamultarak(valla nasıl yaptı bende anlamadım, gerizekalı.)

"Hemde nasıl"

İkimizde Alaraya salak salak bakarken Siyah Bershka çantasını omzuna atıp, birden şak diye koluma girdi.

"Ee hadi biri artık beni yeni sınıfıma götürse iyi olucak"

B-ben mi? Koluma girdi lan!

Yüzümde kocaman bir gülümsemeyle Önümüzdeki sınıf kapısını gösterdim.

" Burdan matmazel"

Arkamızda kalan Emir'in şuan ki yüzünü hayal etmek hiçte zor değildi. Deniz 1-Emir 0. Deniz vurdu ve goool oldu!!

Alara koluma girmiş koridorda bizim sınıfa doğru giderken kendimi bir sir, onuda bir prenses olarak hayal ettim. Ben sir Deniz Çökelek (GÖRDÜN MÜ DEDE, HAYALLERİMİ BİLE BOZUYOR BU SOYAD!!)ve o da prenses Alara Özkan(tabii evlenince değişcek o soyad, Emir götüyle aynı soyadı taşıyor zavallım) Valla oldu bu iş. İyi yakıştık ha! Ehehehehe. Ben böyle hayallere dalmış pişmiş kelle gibi sırıtırken Alara koluma çimdiği geçirdi.

"Neye gülüyorsun sen aptal gibi?"

Bir anda kendime gelip kafamı sallıyorum.

"Yok ya bir şey aklıma bir şaka geldi de"

Yalanını şey edeyim Deniz. Mal Deniz. Seksisin ama Malsın Deniz. Olmadı, salak kızlar evlenme hayallerimizi kuruyordum deseydim. İç sesimi bastırmaya çalışırken sınıfa geldiğimizi farkettim. Sınıfın kapısını açıp Alaraya önden geçmesini işaret ettim.

Sınıfa girmemizle bütün sınıfın bize bakması bir oldu. Alarada bu trene bakan öküz bakışından rahatsız olmalı yanıma yaklaştı.

"Evet arkadaşlar bu Alara, sınıfımıza yeni geldi, kendisi-"

Ben tam konuşurken sınıfın kapısı açıldı ve Amerikan filmlerini aratmayacak bir havada içeri Emir malı geldi. Bu çocuk mal vallahi mal.

"Benim kuzenim."

Ege ise arkadaki sıradan şaşkın bir şekilde bana baktı. Tamam Alarayı ismen biliyordu ama daha kim olduğunu bilmiyordu. Emir, Alaranın elini tutup önümüze yani yanına oturttu.

İyi de Alara önümüzde otururken ben ders mers dinleyemem lan! Gerçi oturmasada dinlemiyorum o ayrı! Egenin yanına giderek dışarı çıkmamız gerektiğini söyledim.

***

"Oha lan! E ama şimdi napcan abicim?"

Egeyle bahçeye çıktıktan sonra bütün olanları anlattım. Kafamı eğip bahçedeki karıncaları ezmeye başladım.

"Bilmiyorum, ama sanırım ondan hoşlanıyorum"

Ege gözleri büyütüp yüzünde alaycı bir gülümsemeyle "sanırım" ı bastırarak sırıtmaya başladı.

"SANIRIM? Kanka yanlış anlama ama sen bu kıza abayı yakmışsın"

***

IRMAK

Zeynep ve Kaanla birlikte Edebiyat performans ödevimiz olan divan edebiyatı yazarları ve eserleri yazılı olan pembe büyük kartonu koridordaki panoya asmaya çalışıyoruz. Karton o kadar büyük ki bir yandan asarken diğer yandan yamuluyor. Ve sadece 2 iğne var. Kaan iğne almak için diğer katlara gitmeye karar verdiğinde Zeynep hemen başladı tabii.

"Eee seni dersten çıkardı noldu? naptınız? ne dedi?"

Bu da başıma Polis oldu. Sanki soruşturmadayım.

"Bir şey olmadı Zeynep sadece konuştuk."

"Kimle konuştun Irmak?"

Dalmış bir şekilde elimdeki iğnelerle oynarken kafamı kaldırıyorum ki bi dakika ya! Bunu diyen zeynep değil Emirdi! Oturduğum sandalyede sıçrıyorum.

"Yo-yok kimseyle"

Emirse gülerek bana doğru eğiliyor.

"Seni dersten çıkarmamla ilgili konuşuyordunuz sanırım."

Yüzüm kıpkırmızı oluyor. Kafamı sola çevirip Zeynep'e neden geldiğini haber vermedin pislik dercesine bakıyorum. Emir eliyle çenemi tutup kafamı ona doğru çevirdi. Yakından daha da yakışıklıymışşş!!!!!!

"Benim için büyük bir zevkti, istediğin her zaman seni dersten çıkarabilirim prenses"

EMİR-ÖZKAN-BANA-PRENSES-DEDİ!!!! AAAAAaAaAA! İnanmıorum!!! İçimdeki fangirl'ler midemde halay çekip kolbastı oynuyorlardı. Emirse o her zaman ki cool bakışlarıyla bana bakıyordu. Yüzüm o kadar kızarmıştı ki yüzüne bakamayıp yere bakmaya başladım. Emir birden yanağımdan makas aldı.

"Sen benim küçük domatesimsin"

Bunu söylemesi yüzümdeki kızarıklığı azaltmaya hiç yardımcı olmadı. Elimle saçlarımı düzelterek Emir'e gülümsedim. Emir'in arkasından bir kaşarlı boya küpü pardon adı çişe benzeyen salak Çisemsu geldi.

"Emiiiiiiir, sevgilimi gördün mü? Yani Ege'yi?"

Kaşara bak sen. Bana bakıyor birde "sevgilim" sözcüğünü dahada yüksek sesle bir şeyler ima ederek söyledi gerizekalı. Zaten Ege gibi bir gerizekalıya bu layıktı. Emirse ters bir şekilde Çiseme döndü.

"Sence Ege'nin nerde olduğu benim umrumda mı?"

Emirin bunu demesiyle Çisemsunun yüzü nasıl morardı. İçimden nasıl gülüyorum anlatamam. Ben ayağa kalkıp Emir'in kolunu gidelim dercesine çekerken, merdivenden çıkan Deniz ve Egeyle karşılaştık. Bir dakika Deniz!! Deniz!!! Benim abim olan!!
Olduğum yerde dondum. Denizse kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakıyordu.

"Irmak noluyor burda? Hayırdır?"

Eğer bir şey uyduramazsam birazdan çok kötü bir kavga çıkacaktı.

B.A.LHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin