B.A.L

15.bölüm'Mezdeke!'

Yaptığınız yorum ve vote'lar için teşekkür ederiim. İyi okumalaaar :D

Bölüm 15'Mezdeke!'

Kağıdı sinirli bir şekilde tekrar ve tekrar okuyorum. Bu ne demek şimdi yani, gerizekalı,öküz,hanzo.Odadan çıkıp dişimi fırçalamak için banyoya gidiyorum. Kafamı kaldırıp aynaya bakıyorum ki sinirden diş macununun yarısını saçıma yarısınıda pijamama döktüğümü farkediyorum.Banyodan çıkıp mutfağa doğru gidiyorum. İçimdende Egenin daha uyanmadığını umut ediyorum. Mutfağın kapısını açıyorum kiii tabii ki Ege oradaydı.Bende şans olsa zaten Denizle kardeş olmazdım. Neyse.

Ona doğru tiksinircesine bir bakış atıyorum.

"Ne o mutfak yoksa sandalyemizi çok mu sevdin?"

Egeninse göz altları morarmış yorgun bir şekilde bana bakıyordu.

"Hııı çok komiksin Irmak"

"Asıl sen komiksin, yazdığın kağıt cidden komikti"

Birden sandalyeden kalkıp kızgın bir şekilde bana doğru yürüdü.

"Sen hiç bir şey bilmiyorsun Irmak!"

Tam ağzımı açmıştım ki içeri Deniz girdi.

"Günaydııın tontişleriiiimmm!!"

Gözlerimi kısarak Deniz'e bakıyorum.

"Bazen cidden kadın programlarındaki sunucular gibi davranıyorsun"

Denizse gülerek bana bakıyor.

"Seda sayan gibi mi yani, açıkcası benim saçlarım daha havalı ve-"

Denizi elimle susturuyorum

"Lütfen SUS"

Sinirli bir şekilde mutfaktan çıkıyorum.

***
DENiZ

"Sucuk"

"Çisemsu- ay pardon kaşar peyniri"

"Zeytin"

"Dımateees"

"Biber"

"Nutella"

Ciddi bir şekilde istediğim malzemeleri birer birer alıyorum. İlk iki malzemeyi sayınca tost yaptığımı sandınız biliyorum. Ama bu tosttan bir adım fazla çünkü bu tost Çökelek special :))
Tarifini kendimin bulduğu dünyalar harikası kahvaltım.Ama nutella ne alaka derseniz mutfakla ilgili hiç bir şey bilmiyonuz demek. Bi de gızsınız ha siz. Valla evde kalırsınız bu gidişle ırmak gibi söyleyeyim. Her neyse. Sevimli sevimli sırıtarak malzemelerimi kesiyorum.

Ege'ye telefonundan Beatles'ın Twist and shout açmasını söylüyorum. Hıh işte şimdi oldu. Popomu sallayarak sucuk ve biberlerimi doğruyorum.Bir yandanda şarkıya eşlik ediyorum.

"Well shake it up, baby,now!
Twist and shout...
Come on come on come on baby(come on baby)"

Oryantel didem yanımda halt etmiş! Ben sucuk ve nutellayı tost ekmeğinin arasına koyarken mutfağa babam geldi.

"Napıyosun sabah sabah sıpa?"

"Kahvaltı hazırlıyorum babaaağğğ"

Babam bana bakıp birde müziğin geldiği telefona bakıyor.

"Olm manyak mısın lan sen? son ses müzik açmışsın annen uyuyor kıs lan şunu birde kıvırtıp durma valla ağzına küreği yersin şimdi"

Babam sokrana sokrana mutfaktan çıkıyor.

***
IRMAK

Dolabımı açıp giysilerimi tekrar gözden geçiriyorum. Öyle sinirim bozulmuştu ki naptığımı bende bilmiyordum. Yatağıma uzanmaya karar vermiştim ki telefonumun titrediğini farkettim.

"Selam"

Mesaj bilmediğim bir numaradan geliyordu. Yanlış numaraya atmışlardır diye düşünüp telefonu geri masaya bıraktım.

Kıyafetlerimi giyip mutfağa doğru yürümeye başladım.

Mutfağın kapısını açtım ki mutfağın içinde Deniz'in mezdeke açıp oynadığını gördüm.

"il esvuayyeni murraaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa!"

Gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Bildiğin çocuk burda mezdeke yapıyordu. Ege ise Deniz'i alkışlamakla kalmayıp bir ara ona katıldığını gördüm. Umursamaz bir masanın üstündeki tabaklardan birini aldım.
Ve tostumun üzerinde nutelladan yapılmış bir gülen surat vardı...

***

Sonunda evden çıkabildik. Dolmuş durağına gittiğimiz yol boyunca Deniz geğirip durdu. Sonunda dolmuş geldi ve bindik. Boş bir yere oturup paramı öndekine verdim. O sırada telefonum tekrar titredi.

"Dün akşam çok eğlendiniz mi?"

Mesaj yine aynı numaradan gelmişti.