25.Bölüm'Hesap!'

41.1K 2.8K 797
                                    

Arkadaşlar biliyorum neredeyse 45 gündür yeni bölüm gelmiyor. Bana bir çok mesaj gelmiş. Bu mesajlarda gerçek okuyucularımı insan gibi yaklaşanları da gördüm. Bazılarıda sövmüş saymış kısacası saçmalamış. Bu kişiler beni çok üzdü ve sinirlendirdi. Hikayeyi silmeyi bile düşündüm. Benimde yaz tatilinde bir programım ve işlerim vardı. Tatilimin her gününde internet bulamadım bulduğum zamanlardada küçük bir kaza geçirdim ve neredeyse hareket bile edemedim. Neyse ben daha fazla uzatmak istemiyorum. Umarım beni anlamışsınızdır.

Bölüm25'Hesap!'

Emir arabasını hızlı bir manevrayla otelin kapısında durdu. Bense Cama yapışmış bir yandanda salyalarım akmış bir şekilde otele bakarken valenin kapımı açmasıyla kendime geliyorum.

"Buyrun hanımefendi"

Arabadan çıkıp Emir'in koluna giriyorum. Arkadaysa Deniz ve Alara geliyor.

Hızlı bir şekilde önümüzdeki garsonu takip ediyoruz.

"Hoşgeldiniz Emir Bey, masanız tam istediğiniz gibi ayarlandı, burdan Efendim"

Garsonun gösterdiği iki kişilik masaya oturuyoruz.

Denizse homurdanarak yan masadan sandalye çekiyor.

"Oha lan! Anca beraber kanca beraber gençler. Koniçivam sende sandalye çek şurdan"

Emirse sakin kalmaya çalışarak Deniz ve Alaraya dönüyor.

"Burası Irmakla ikimiz için ayırtıldı! İKİMİZ!"

"Kaldırsana kaldırsanaa Emir bizi kaldırsanaa"

***

DENİZ

Garsonun getirmiş olduğu menüye bakıyorum.

Bakıyorum, bakıyorum ve Hesabı Emir'e kitlemeye kesin karar veriyorum.

Bu ne mk?! Adamların ara sıcakları bile benim hayatım boyunca yediğim ana yemek fiyatından pahalı.

Menüde ucuz bir şey arıyorum...

Tavada köri sosuyla haşlanmış Deniz tarağı 80 tl

Sonuna amin yazmadıkları kalmış. Bu ne lan. ben bu yemeği yemeyi bırak söyleyemem bile.

Tajeen 35 tl

Altındada tahin ve baharat soslu soğan yazıyor. Bildiğiniz keserken salya sümük ağlatan soğan olmuş 15tl

Yok ben en iyisi suya bakıyım.

Şişe su 4 tl

Cam su 7 tl

Tuvalate gidiyorum diyip kaçsam mı lan acaba?

***

IRMAK

Kızım Irmak bu ne...

Şaka maka nereye geldik biz böyle! Acaba Deniz yanına para aldı mı?

Emirse eliyle garsonu masaya çağırıp siparişleri vermeye başlıyor.

"Şimdi canım, meze olarak bir tane Moutabbal, bir tane de Shanklees alı-"

"Bende kabız end olivs alıcam yağışıklı eheh"

Deniz. Tabii ki Deniz. Başka kim garsona "Yağışıklı" der ki?

Garsonsa şaşkın bir şekilde Deniz'e baktı.

"Pardon efendim Kabıs and olives mi demek isteniz?"

Emirse eliyle ağzını kapatıp gülmeye başladı.

"He işte ondan kabız? Ben ne dedim ki sanki?!"

Sonra bize bakıp bağırmaya başladı.

***

Uzun bir servis aracıyla 2 garson masamıza geldi.

"Evet Emir bey en sevdiğinizden"

Tabağın üstündeki demir kabı çıkardılar.

"Pesto soslu polenta yatağunda pirzola"

Denizse tek kaşını kaldırıp yemeği işaret etti.

"Pestil mi?"

Emirse elindeki çatalla yemeğini kesip

"Pesto sosu canım, tabii senin bildiğin soslar hamburgercinin soslarıyla sınırlı biliyorum ama"

Benimkide öyleydi.

Garson diğer üstü kapalı tabağı bana uzattı.

"Kırmızı şarapla glaze edilmiş rezeneli risotto'nuz"

Deniz elini yüzünde birleştirdi.

"Sübhanike amin"

***

IRMAK

Masanın altından Deniz'e tekme atıyorum.

"Yavaş ye yavaş"

"Ya sana ne kızım ya bi suss!- ah pardon"

Yüzüme gelen Deniz'in ağzından çıkan bonfile parçalarını ve makarnaları siliyorum.

"İğrençsin"

Denizse umursamaz bir şekilde yemeğe devam ederken önümüzden geçen garsonu durduruyor.

"Hoop! Bana bundan bir buçuk porsiyon daha. Şöyle lavaşa sarıp getirin hele"

Garsonsa gülümsemesini gizlemeye çalışırken Emir araya giriyor.

"Ne lavaşı be? Kebapçıya mı geldik? Olmadı bir de şalgam iste"

Denizse umutlu gözlerle garsona dönüyor.

"Şalgamda var mııı?"

Sonunda Deniz şalgam olmadığını anlıyor ve kalan yemeğiyle yetinmeye karar veriyor.

Emir havalı bir el işaretiyle garsondan hesabı istiyor.

"Buyrun Emir Bey"

Bense çaktırmadan Bir yandan hesaba bakmaya çalışıyor bir yandanda Deniz'e tekmeyi basıyorum.

"Öküz gibi yedin bari bir kısmını ödeyim de"

Denizse bana bir sus dercesine bakıyor ve kalkıp Emir'in elindeki hesaba bakıyor.

"OHAAA! 655 tl mi? Ne yedik lan?!o paraya ben o yediğimiz dananın dayısını ninesini alırdım çiftlik kurardım be"

Denize bir tekme daha atıyorum. Deniz Emir'in elinden hesabı çekiyor.

"Emircim ver ben ödeyicem, yok olmaz lütfen bana ver, ben ödeyim hadi yakışıklı hadi gülüsü"

Emirse Deniz'in elinden çekiyor.

"Yok olmaz öyle şey ben karttan öderim şimdi"

Denizse çektiği hesabı hemen bırakıyor.

"Ee madem o kadar israr ettin sen öde bari uzatmayalım"

Yüzündeki sırıtıştan anlayabiliyordum.

Hadi yine iyisin Çökelek!

***

"DET TUNAYT AYM LOVİNG YUUU!! HOOOOP HOOOOP ELLERİ GÖREYİM"

Yemek yemeğe geldiğimiz gece açılan club barına geldik ve evet Deniz yine kendinden geçmiş dans ediyor.

"OHHH YU NOVVV!!"

Emirse yanımda durmuş iğrenir bir şekilde Deniz'e bakıyor.

"Kardeş olduğunuza emin misiniz?"

Sırıtarak elimdeki kokteylden bir yudum alıyorum.

"Annemlerde hastanede karıştığını düşünüyor zaten"

Bense iyice havaya girmiş bu şık clubda göz gezdirirken, kapısı açılıyor. Gözü kısarak tekrar içeri girenlere bakıyorum. Bu bir şakaydı değil mi?

Gelen Çisemsu ve Ege'ydi.

Hemde elele.

B.A.LHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin