34. Bölüm 'LİMONATA'

6.2K 409 53
                                    




'Irmaak bana çabuk çilekli limonata yap içine de buz koy ve bardağın kenarına da limon dilimi sıkıştırmayı unutma hadi cağğnım'


Deniz sınavdan çıktığından beri tam anlamıyla evin Katyası olmuştum.


Hayıflanarak mutfağa gidip üstünde sadece Deniz'in resimlerinin bulunduğu buzdolabından limonları çıkarıyorum. Deniz geçen yaz işsizlikten olsa gerek, kendinin bütün yakışıklı ve kendi deyişiyle 'muhteşem' çıktığı resimleri bastırmıştı. Çerçevelerde ise 'BİRİCİK OĞLUM' 'DÜNYANIN EN YAKIŞIKLI ABİSİ' hatta bir tanesinde yanına biricik aşkı Frida Gustavsson'ı koymuş, çerçeveye de 'BEN SENİ NEWYORK'UN MANHATTAN'INDA DEĞİL ANKARA'NIN AYAZINDA SEVDİM' yazdırmıştı.Ve bu iğrenç şeylerin hepsi dolabı kapattığımda tam karşımda duruyordu.


Yüzümü buruşturarak mutfak tezgahına doğru yöneldim. Limonları sıkıp denizin marketten aldığı ve nerden bulduğunu bilmediğim çilek suyu-şerbeti tarzındaki şeyi de döküp, karıştırdım. Deniz'in bana seslendiğini fark edip kulağımdaki kulaklığı çıkardım.


'TAMAM 3 DAKİKAYA HAZIR LİMONATAN GETİRİYORUMMM'


Ne şımarık çocuktu istediği gibi bardağı süsleyip getirecektim işte sanki burada oturup doktorların 300. bölümünde eda ve leventin 29485 kez küsüp hastanede birbirlerine attıkları tribi izliyordum.


'BİR BARDAK LİMONATA DAHA HAZIRLA KATYA'


İçimden söverek tekrar limon çıkarmak için buzdolabını açmıştım ki


'EGOŞTA GELİYOR AŞAĞIDAYMIŞ'


Tam üstümü değiştirmek için odama koşarken kapı çaldı. Bırakın Katya'yı tam bir külkedisi olarak kapıyı açtım. Saçım başım dağılmış onu geçtim saçımı sıksan burger king in 1 aylık kızartmalarına yetecek kadar yağ çıkardı.

Kapının arkasına geçip beni göremeyeceği şekilde kapıyı açtım.


Ege hızlıca ayakkabılarını çıkarıp elindeki poşetle içeri girdi. Tam beni görmedi bir kaç adım attıktan sonra durdu.


'SANADA MERHABA IRMAK'



Ben daha bir şey diyemeden Deniz'in odasına geçmişti bile. Aferin Irmak ilerde nasıl ucube oldum diye blog yaz.


Telefonum titredi ekranı açtığımda karşımda Emir Özkan yazılı whatsapp bildirimi görüyorum.

'Irmakcım'

Çocuk cidden tam bir prensti ya da 17 yıldır koca bir yaban domuzuyla yaşadığım için -cim cım ekleri bana bu kadar garip geliyordu.



'Irmaaak limontaları getir artıık be-olm bak bak bak şu beyaz bmw x6 kimin lan tank gibi araba beee yavrum"


Elimdeki limonataları söylenerek masaya koyuyorum. Aptal gibi pencereye yapışmışlardı. Denizi dürtüyorum.

'insan bi teşekkür eder ayı'

Deniz ve Ege ise yüzüme bile bakmadan araba hakkındaki beni hiç anlamadığım zımbırtıları konuşuyorlardı.

Telefonum çaldı. Arayan Emirdi. Derin bir nefes alıp telefonu açtım.

'Efendim Emir?'

O sırada deniz ve Ege aynı anda bağırdı.

'EMİR Mİİ!!?'

Telefon hala kulağımdaydı.

'Irmak orada mısın? Balkona çıksana tam sizin oradayım'

B.A.LHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin