1. Bölüm Midnight Blue

30K 345 321
                                    

'Öyleyse beni kemiklerime geri bağla;

Aşkını topla ve kalbimi onar..'



- 21 Haziran 2018

Saat sabahın yedisi. Verona'da bu saatlerde, hava aydınlanmış olsa da, hala caddelerde ve sokaklarda ışıklar yanardı. 7:30'a kadar da devam ederdi bu.

Rüzgarla dalganan perdeler arasından geçerek, hasır sandalyemin bulunduğu balkona çıktım. Elimde kahvem ile bu anı her sabah tekrarlıyordum. Balkonum, masmavi suya bakan, tahta uzun bir köprü, etrafı yeşillikle çevrili ve suyun kenarında sokak müziği yapan, bir manzaraya eşlik ediyordu. Dairemin en güzel yanı buydu.

Sabahın erken saatleri olmasına rağmen, Verona sokakları kalabalıklaşmaya başlardı. Ve o an müzikci gençlerin etrafı genç,yaşlı fark etmeksizin çepeçevre sarılmış olurdu. Mutlu yüzler dolu olurdu.

Ahh, kendimi tanıtmayı unuttum. Ben Lexa. 19 yaşında, üniversite birinci sınıf öğrencisi genç bir kızım. 18 yaşımda evden ayrılmak zorunda kalmıştım. Derslerimden kalan boşlukta, bir kafede baristalık yapıyorum. Ve arada resim dersleri veriyorum. Sanata olan ilgim ise gün ve gün artıyordu. Bu özelliğimi babamdan aldığım söyleniyordu. Kendisi özel bir üniversitede sanat öğretmeniydi. Annem ise o üniversitenin müdürü.

Ben ise kendi halimde, onlardan kaçabildiğim kadar kaçmaya çalışan bir öğrenciydim. Ama bunu sadece ayrı ev için yapabilmiştim. Çünkü okuduğum üniversitede şu an ailemde bulunuyordu malesef. Kaderin cilvesi mi desem benim aptallığım mı bilemedim!

Bugün dersim yoktu. Kafeden izinliydim. Ve herhangi bir çalışma yapmam da gerekmiyordu. Kısacası bugün tamamen bana aitti. Ve bende bu günümü tabiiki, karşımda bulunan köprüye inerek çıkaracaktım. Bu bazı insanlara basit gelebilirdi ama bana göre heyecan vericiydi. Müziğe yakından teslim olmak..

Beyaz tişörtümün üzerine gömleklerimden birini giyerek, apar topar aşağıya indim. Ve köprüde boş olan yere doğru yürüdüm. Arkamdan gelen müzik sesi ile hafifce teslim olmaya başlamıştım bile.

Tam ilerlemeye devam ederken, ilerde sarışın bir kızın yere oturmuş bir şekilde ağladığını görmüştüm. Normalde banane diyip geçmem gerekirdi belki ama kalbim kal diye yalvarıyordu şu an. Ve bende kalbimin sesini dinleyerek ona doğru yürüdüm.

'İyi misiniz?' dedim ona doğru eğilirken. Cevap alamayınca cebimde bulunan mendillerden birini çıkarıp ona doğru uzattım. Elini uzatarak kafasını kaldırdı. Kafasını kaldırır kaldırmaz o masmavi gözlerle, göz göze geldim. O an nutkumun tutulduğuna yemin edebilirim. Kalp atışlarım, gökyüzünden gelen şimşek gibi sinyaller veriyordu. Bir aydınlanıp bir karanlığa teslim oluyordu..

'Ahh, özür dilerim. Ne kadar aptalım. İyiyim teşekkür ederim!' dedi. Gözlerinden gözlerimi ayırmam için bir işaret olduğunu anladım bunun. Ama o hala bana bakıyordu. Nedeni neydi bilmiyordum ama güzel gözlere ağlamak asla yakışmıyordu. Bunu biliyordum!

'Clarke' dedi elini uzatarak. Gözlerinde yaşlar olmasına rağmen bana tebessüm etmişti. Ve ben bir kez daha bakakalmıştım.

Dünyayla kopardığım bağlantıyı, tekrar kurarak, 'Lexa' diyerek karşılık verdim bende.

Bunu neden yaptım bilmiyordum ama yanına oturmuştum bende. Oo an sadece yanına oturup onu üzen şeyi dinlemek istedim. Tanımadığım biri için bunu yapmam ne kadar doğruydu bilmiyordum ama içimdeki his bu yöndeydi. Ve ben bu hisse yenik düşmüştüm.

Yıldızları Saymak (gxg) +18 Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora