43. Bölüm Bayan&Bayan Woods!

893 53 118
                                    



'Sende sonsuzluğa akan bir şeyler var, insanın şiire inanası geliyor'



..........................................


'Gözlerimi açabilir miyim artık?' dedi Clarke sadece beklerken.

'Hayır henüz değil' dedim yanından ayrılırken. 'Birkaç dakika daha ver'

O an gölün kenarına doğru gidip kayığa son kez baktım. İki kadeh ve şarap tamamdı. Özel hazırladığım kalp şeklindeki kurabiyeler de tamamdı. Üşürse diye aldığım ceket de tamamdı. Küçük radyo'da tamamdı. Her şey tamamdı.

'Elimi tut' dedim ellerine dokunurken. 'Ben dur diyene kadar devam et lütfen'

'Ne tarafa doğru' dedi Clarke şüpheyle. 'Umarım düşmem Lexa'

'Hayır düşmezsin az kaldı'

'Tamam' dedi tekrar ve tam bana yaklaştığı an 'dur' dedim ona. Ardından yavasca gözündeki bandanayı çıkardım. Güzelim gözleri ile tekrar denk gelmiştim. Ona böyle yakından bakmak, dünyanın yedi harikasından biriydi. 

'Bu...' dedi etrafına bakındı. Gülümsedi ve tekrar bana döndü. 'Gene güzel bir güne doğru gidiyoruz galiba'

'Geçen seferkini sevdiğini gözlerinden gördüm dedim ki, bir daha neden olmasın' o an gülmüştü. Ardından kenara doğru çekildim ve kayığı gördü. 'Göl gezintisi mi?'

'Kuğuları kaçırmak istemezsin diye düşündüm'

'Kuğular mı' dedi şaşkınlıkla. 'Bu mevsimde gitmiş olmaları lazımdı'

'Hayır henüz göç etmeye başlamamışlar' dedim gülerken. 'Bugün edecekler ve bizde tanık olacağız'

Tebessüm etmişti o an. 'Lütfen acele edelim' dedi. Heyecanını tekrardan yüzünden görmüştüm. Hissetmiştim. İşte sırf bunun için bile değerdi.

Elini tuttum ve yavas hareketler ile onun kayığa binmesine yardımcı oldum. Ardından bende ipi çözdükten sonra bindim ve küreklere asıldım.



.......................................


Gölde kürek çekmeye devam ediyordum. Yaklaşık 20 dakika olmuştu. Ve kuğular görünmeye başlamışlardı. Göç edecekleri için gitme saatlerine kadar ayrı ayrı takılan kuğularda vardı etrafta. Hatta yavruları bile. Clarke yavrusunu görmüş ve ona doğru gülmüştü.

'Ne tatlı şeysin sen öyle!'

'Ekmek atmak ister misin' dedim gülerken. 'Seveceğinden eminim'

'Çok isterdim' dedi ve o an küçük ekmek parçalarının olduğu poşeti ona uzatmıştım. 

'Çok tatlılar' dedi ekmekleri atarken. Birden etrafımızı sarmaya başlamışlardı. Ekmeği gören geliyordu.

'Bu gerçekten çok güzel' dedi bana bakarken. 'Nerden bildin hala buralarda olduklarını'

'Üzüldüğüm zaman geldiğim yer' dedim ona bakarken. 'Hepimizin üzüntüsüyle başa çıkma yöntemleri farklı' o an bana baktı. Gözlerinde tekrar kaybolasım gelmişti. Hoş çoktan kaybolmuştum da...

Yıldızları Saymak (gxg) +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin