Bölüm 2

709 51 19
                                    

     Jin arabadan indi ve dikkatlice etrafına baktı. Çok tanıdık bir yerdi. İçeri girdiğinde lisede gelmeyi sevdikleri yer olduğunu anladı. Yüzüne vuran et kokusuyla birlikte masaları taradı. Pek insan yoktu. Arkada Namjoon ve Yoongi'yi gördü. Onlar da Jin'i görünce ayağa kalktılar. Yoongi ve Jin birbirlerine gülerken sıkıca sarıldılar. Namjoon seslenmese ayrılmayacaklardı bile.

-Hey! Beni de aranıza alın ama

İkisi Namjoon'a güldü ve aralarına aldı. Üçü sarılırken içeri giren biri birden bağırdı ve bağırmaya başladı.

-Umudunuz burada! Bensiz grup sarılmasını nasıl yaparsınız ha

  Hepsi kahkaha atmaya başladı. Şaşkınlıkla Hoseok'u aralarına aldılar. Hoseok da lisedeki yakın arkadaşlarından biriydi. İşte sonunda bir araya gelmişlerdi. Siparişi verdikten sonra  Jin konuşmaya başladı

-Ya Yoongi ne yaptın orada, nasıl buraya gelmeye karar verdin anlat hepsini

-Hayalim hep müzik yapmaktı biliyorsunuz. İyi yapımcılar buldum ilk parça yayınlanmak üzere. Agust D adıyla yayınlamaya başlayacağız. E memleketim burası her zaman Amerika'da kalamam.

-Bizim minik Yoongi'mize de bakın. Büyümüş de sert parçalar çıkarıyor. Bir yaşıma daha giriyorum. Ya sen Hobi? Hep buradaydın ama neredeyse birbirimizi göremedik bile.

-Haklısın Jinshi. Yakında yaz sezonu çıkacak ve biliyorsunuz ki yazın tüm renkleri benden sorulur. Sezona hazırlanıyorum, mankenlerle uğraşıyorum. Diğer yandan dans okuluna eğitmen olarak gidiyorum. Eve kendimi atmaya zor zamanım oluyor.

-Sen hep çalışken bir adamdın. Tüm tempoya rağmen neşeli kalmayı nasıl beceriyorsun. Şu enerjinden biraz da bana ver lütfen.

Namjoon araya girdi:

-Hoseok hep bizim güneşimiz gibiydi. Hatırlıyorum da birimiz üzgün olsa yanımızda ilk o olurdu. Kendisi üzgün olunca da mutlu gibi davranırdı. Sana çok şey borçluyuz dostum.

-Ya beni ağlatacaksınız ama. Güneş gidecek yağmur gelecek şimdi yapmayın. Kendi umut dünyamı kurdum yaşamaya çalışıyorum.

Yoongi gülerek konuşmaya başladı:

-Hatırlıyor musunuz? Dünyaca ünlü bir grup olma hayalimiz vardı. Sürekli şarkı söyler, dans eder bunun hayaliyle yaşardık. Şimdiki bize bak.

Hepsinin yüzünde tebessüm belirdi,biraz da hüzün. Gerçekten de her gün bunun hayaliyle yaşamışlardı. Namjoon,

-Ah hadi ama şöyle hüzünlü bakmayı kesin. Belki bir grup olamadık ama hepimizin dünyada önemli bir yeri var değil mi? Başarılı olmaya devam edeceğiz.

Herkes onu onaylayan mırıltılar çıkardı. Tam bu sırada Yoongi etrafına bakındı, birilerin arıyor gibidi.

-Harbi bunları konuşmuşken diğerleri nerede? Jimin ve Junkook'tan haberim var ama ya Taehyung? Görüşmek istemedi mi, yoksa işi mi vardı?

Jin birden öksürmeye başladı. Hoseok bir yandan Yoongi'yi dürttü. O hala bir şey anlamamıştı. Namjoon kaş göz işareti yapınca merakla bakan gözlerle susmak zorunda kaldı. Hoseok konuyu dağıtmak için

-Ah gece erken bitemez değil mi? Biraz daha soju söyleyeyim.

Konuyu ne kadar dağıtmak istese de Jin'in modu düşmüştü bir kere. Hoseok Taehyung'un şirketinde çalışmasına rağmen ona sorma cesareti bulamamıştı. Yoongi'nin birden bunu sorması ile her şeyi tekrar hatırladı ve içkiyi bardağa dahi koymadan kafasına dikti.

-Burada nerede bilmiyorum ama ölünce cehennin dibine gideceği kesin.

Sarhoş kafayla konuşan Jin karşısında Yoongi biraz daha şaşırdı.

-Ne döndüğünü bilmiyorum ama en kısa zamanda anlatmalısınız çünkü daha çok konuşacağız .

   Tekrar konuya dalmışken içeri beyaz,şık bir elbisesi olan; saçları uzun, hafif dalgalı, güzel olan  ve topuklularıyla çok zarif görünen bir kadın içeri girdi. Herkesin gözü ona döndü. Jin'in nutku tutulmuş gibiydi. Kadın onlara doğru yürüdüğünde hayal gibi gelmişti. Kadın masaya yaklaştı ve selam vererek Namjoon'un yanına geçti. 





Tekrar merhaba! Gerçekten de çok acemiyim. Hikayenin okuyanı olacak mı ondan bile emin değilim ama yazmaya devam etmek istiyorum. Umarım becerebilirim ve bu yolda yalnız olmam. Bunu okuyorsan seni çok seviyorum! Yorumların benim için önemli,unutma.

INTO YOUKde žijí příběhy. Začni objevovat