29-FİNAL

160 7 0
                                    

13 GÜN SONRA*

     Tüm bu olan bitenler Olivia'nın içini yakıyordu. Asla üstünde atamayacağı bir yük gibi hissediyoRdu. Nereye baksa ceset fotoğrafını ve katilin yüzünü görüyordu. Diğer işlediği suçlar belki bunun yanında hiçbir şeydi. Jin'in babasını,dostum dediği insanı, para uğruna öldürmüş iğrenç bir insan. Aklına geldikçe kusacak gibi oluyordu. Artık paylaşmanın zamanı geldiğini düşündü. Bundan sonsuza kadar kaçamaz ve katilin dışarıda kalmasına izin veremezdi. Şu an tek düşündüğü Taehyung ve Jin'di. Yıkılacaklarını biliyordu. Belki önce polise gitmeliydi. Hatta belki bu zamana kadar gitmemesi de suçtu. Bekledi çünkü çocukların birlikte güzel vakit geçirmelerini istedi, tam da tatilden döndükleri gibi hayatlarına bomba düşürmek istemedi. Kendi içine zaten büyük bir bomba düşmüştü, onların ne yapacağını ve nasıl hissedeceğini hayal bile edemiyordu. Belki de Olivia'nın bilmesine rağmen onlara söylememesine de kızacaklardı. Hala bu kadar çaresiz olmaktan nefret ediyordu. Artık bir karar vermesi ve plan yapması gerekiyordu.

     Bunları düşünürken onlarca kez evi turladı. Stresten yediği dudakları kuru ve çatlak, saçları dağınıktı. Gözaltındaki torbalar günlerdir ona uğramayan uykunun göstergesiydi. Çerçevedeki çocuklarla birlikte olan fotoğraflarına baktı. Ne kadar mutlu görünüyordu hepsi. Uzunca fotoğraftaki yüzlere daldıktan sonra ne yapacağına karar verdi. Hem kanıtları polise gizli bir zarfla verecek, hem de Yoongi ve Hoseok ile konuşacaktı.

     Derin nefesler aldıktan sonra odasına hazırlanmaya gitti. Şapkası ve maskesini de taktıktan sonra kanıtları koyduğu zarfı kontrol etti, çantasına attı ve evden çıktı. Önce karakola giderek kutuya bu zarfı bırakacak ardından çocuklarla bulaşacaktı. Çocuklar bu seferki evi hep birlikte kiralamıştı ama şansına Hobi ondan ve Yoongi'den başka kimsenin evde olmadığını söyledi. Zarfı ne kadar sürede dikkate alacaklarını ya da Kim Jenog-gyu'yu ne zaman yakalayacaklarını bilmese de üstünde bir yük kalkmış olacaktı.

     Olası bir kamera vakasına karşı arabasıyla gitmek yerine yürümeyi tercih etti. Nefes alamıyor gibi hissediyordu. Gözleri dolmuştu, "keşke bir şeyler böyle ilerlemesiydi." diye düşündü. "keşke hiçbir engel olmadan tamamen mutlu olsalardı.Özür dilerim Jin. Özür dilerim Tae. Sizden özür dilemeyen her aptal yerine özür dilerim" aklında sürekli bunlar tekrar ederken karakola geldiğini fark etti.Bir yandan güneş gözlüğünü de taktıktan sonra ağır adımlarla ilerledi. Kimsenin dikkatini çekmediğinden emin olduktan sonra zarfı danışmaya bıraktı ve hızla oradan uzaklaştı hatta koşmaya başladı. Arkasından seslenen görevlileri duymamaya çalıştı. Gözlerinden ardı ardına yaşlar akıyordu. Direktmen ilk taksiyi durdurdu ve çocukların yanına doğru yol aldı.

     Yoongi ve Hoseok endişeli bir şekilde Olivia'ya bakıyorlardı. Karşılarından neden ağladığını bilmediklerini dostları dururken ne yapacaklarını bilemediler. Olivia kendini toparladı ve konuşmaya çalıştı.

-Aslında, yakında zaten herkes öğrenecek ama olası bir duruma karşı önceden haberiniz olması için söylüyorum. Belki bana kızacaksınız ya da farklı şeyler hissedeceksiniz bilmiyorum. Tek bildiğim bunu bilmeniz gerektiği. Daha fazla tutamazdım bunu. Hayatınızı mahvetmek istemezdim ama elimden başa hiçbir şey gelmedi.

     Olivia göz yaşları içinde ağır bir şekilde bunları söylerken karşısında endişeli gözlerle bakan iki adam duruyordu. Ne olduğunu anlamaya çalışsalar da başarısız olmuşlardı. Sadece Olivia'nın rahat hissettiği gibi anlatmasını bekliyorlardı.

-Ben..ben Jin'in babası yani Kim Namjung'un katilinin kim olduğunu öğrendim ve bu bilgiyi polise de verdim. Çünkü kanıtlar var.

Çocuklarının ikisinin de ağzından aynı anda şaşkınlık ifadeleri çıktı. Hoseok ayağa kalktı

INTO YOUWhere stories live. Discover now